Mehmet Dişli, "Hulusi Akar, Erdoğan’ı aramak istedi mi" sorusuna ne yanıt verdi

Mehmet Dişli, "Hulusi Akar, Erdoğan’ı aramak istedi mi" sorusuna ne yanıt verdi

Akıncı davasının 9'uncu celsesi "susma hakkı"nı kullanacağını belirttiği için çapraz sorgusu yarım kalan Barış Avıalan'ın sorgusuyla başladı...

Mehmet Dişli, "Hulusi Akar, Erdoğan’ı aramak istedi mi" sorusuna ne yanıt verdi
16px
24px
12.08.2017 12:24
ABONE OLgoogle

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Sincan Cezaevi yerleşkesi içindeki duruşma salonunda görülen Akıncı davasının 9'uncu celsesi önceki gün savunmasını yapan ve avukatlarla tartışarak "susma hakkı"nı kullanacağını belirttiği için çapraz sorgusu yarım kalan Barış Avıalan'ın sorgusuyla başladı. Avıalan, şartlı susma hakkını kullanacağını vurgulayarak, soruları cevaplayacağını söyledi.

Kamu Denetçiliği Kurumu Başkanı Şeref Malkoç'un da izlediği duruşmada, Avukat Hicabi Durmuş'un sorusu üzerine Avıalan, savcılık ifadesinde yer alan "Akın Öztürk, Hulusi Akar'ın talimatlarını iletiyordu" sözlerinin kendisine ait olmadığını, genelkurmay çatı davasında söylediği, “Akın Öztürk arabuluculuk yaparak darbeyi engellemeye çalıştı" sözlerinin yanlış anlaşıldığını savundu. Bunun üzerine Akın Öztürk'ün Avukatı Hicabi Durmuş, "Çelişki giderilemedi. Bu çelişkinin mahkemenizce giderilmesi gerekiyor" dedi.

Avukat Serdar Öztürk de demans hastası birisinin general olmasının mümkün olup olmadığını sorduktan sonra, "Mehmet Partigöç'le yakın çalıştınız. Ellerinin titrediğini, kalemi düşürdüğünü gördünüz mü?" dedi. Avıalan, "Öyle bir rahatsızlığı yoktu" karşılığını verdi.

"TEREDDÜDÜM VAR"

Bir sanık avukatı ise mahkeme başkanı Selfet Giray'a şu dikkat çekici soruları yöneltti: "Şu anda salonda SEGBİS'le kayıt yapılıyor. Salonda kaç kamera var? Bu kameralar dışında farklı bir kamera ile kayıt yapılıyor mu? Bu kayıtların UYAP üzerinden veya farklı bir sistemle salon dışına çıkıp çıkmadığı konusunda ciddi tereddüdüm var. Acaba aynı kaygıyı heyetiniz de taşıyor mu?"

Barış Avıalan'ın sorgusunun saat 10.15'te tamamlanmasının ardından savunmasını dün yapan Bilal Akyüz'ün çapraz sorgusuna geçildi.

"HEPSİ İFTİRA"

Başkan Giray'ın soruları üzerine Bilal Akyüz, yaşadığı "gariplikleri" kendisine kurulan "komplo" olarak açıklayıp şunları söyledi: "Ben bu işin emir komuta içerisinde olduğunu zannederek ilk başta devam ettim. Sayın Cumhurbaşkanımızın açıklamasına vakıf olunca o zaman anladım, evet bu bir darbe girişimi."

Bilal Akyüz, 30 yıl önce askeri lisede geçirdiği soruşturmayla ilgili olarak da öfkeli bir ses tonuyla şunları anlattı: "Bu 30 yıl önceki bir idari soruşturma. 14 yaşındaki çocuklara fiziki ve manevi işkence yapılarak ifadeler alındı. Evet soruşturma genelde FETÖ ile ilgiliydi, ama diğer cemaatler de vardı. Namaz kıldığım, oruç tuttuğum için yargılandım ve rakı masalardan gelenlerce yatağımdan zorla kaldırılarak sorgulandım. Bu beni hayatım boyunca takip etti. Hepsi iftira. 80 olayları bir travmadır. Sadece suçlu değil, suçsuzlara da işkence yapılıp, sorgulandı. Bu dünya için zamanı geçti, ancak öbür dünyada hesabını verecekler. FETÖ’yle hiçbir bağlantım yok."

Başkan Giray, sorularının sonunda Akıncı'daki görüntülerini izletti. Akyüz'ün görüntüler için, "Muhtemelen benim" demesi salonda gülüşmelere yol açtı.

BİLAL AKYÜZ'E SORULAN SORULAR SALONU KARIŞTIRDI

Bilal Akyüz, İçişleri Bakanlığı avukatının askeri okul soruşturmasına ilişkin sorusuna, "Bunları bu kadar detaylı bilmeniz mümkün değil. Nereden buldunuz, nereden talimat aldınız, açıklayın" diye tepki gösterdi. Bunun üzerine, mağdur müştekiler de Akyüz'e tepki gösterdi. Başkan Giray da "Durup durup bağırınca kayıtların çözümü yapılamıyor" uyarısında bulundu.

"HAA HAA DİYE GÜLÜYORUM"

Avukat Emrullah Beytar askeri okulda namazı gizli mi açıktan mı kıldığını sordu. Bunun üzerine Akyüz, “Zaman zaman açık kıldım. Oruç tuttum. Babam köy imamıydı. Muhafazakâr, mutaassıp bir aileden geliyorum” dedi. Avukat Beytar, “Dün Fetullah Gülen'in kitaplarını okumadığını söyledi, ama savunmasındaki örnekler onun kitabından. Başka hiçbir kitapta bu örnekler geçmiyor. Bunlar ayak üstü yalan söylerler” deyince Başkan Giray, “Sorunuz varsa sorun lütfen.” diyerek tepki gösterdi. Beytar, “Bu örnekleri vermesi konusunda ne diyor?” sorusunun üzerine Akyüz, “Haa haa diye gülüyorum. Yeter ya, böyle saçma sapan soru olur mu?” cevabını verince salon karıştı.

Salonun karışması üzerine Başkan Giray, “Salonu boşaltırım. Provokasyon hareketler yapmayın diye defalarca uyardım. Bağırmayın. Ben burada konuşuyorum, bana bakın!” diyerek tepki gösterdi. Akyüz, “Salonu karıştırmak için yapıyor.” deyince Başkan Giray, “Başka bir avukata söz veriyorum. Bu devam edecek bir silsile, sorularınız iddianamedeki konularla ilgili olmalı. Konuyu çok gezdiriyorsunuz başka yerlere gidiyor. Üslup tarz önemli, yalan söylüyor falan...” dedi.

Akyüz, Beytar’ın sorusuna ise, “Cezaevinde okuduğum kitaplara bakılabilir, İslam ansiklopedisinin 6 cildini okudum. Örnekler bunlarda geçiyor, bakılabilir.” Şeklinde cevap verdi.

"YORUM SORUSU KABUL ETMİYORUM"

Tartışmalardan sonra sanıklardan Selçuk Yavuz, Akyüz'e askeri arazilerle ilgili iddiaları konusunda soru sorulmamasını nasıl yorumladığını sordu. Başkan Giray, "Bunun sizinle ne ilgisi var? Yorum sorusu kabul etmiyorum" derken, Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın şu tepkiyi gösterdi: "Her saçmalığı ciddiye alıp, inanmak, soru sormak zorunda değiliz. Tamamen algıya dayalı, soruşturmayı başka yöne çekme amaçlı konularda soru sormak zorunda değiliz." dedi.

Bilal Akyüz'ün sorgusunun tamamlanmasından sonra duruşmaya öğlen arası verildi. Öğleden sonraki bölümde Mehmet Dişli savunma yapacak.

"BİRÇOK GÖREVE HULUSİ AKAR'IN İNHASIYLA GELDİM"

Duruşmanın öğleden sonraki kısmının başlangıcında Başkan Selfet Giray, TBMM Başkanı İsmail Kahraman ve Avruba Birliği Bakanlığı'nın davaya katılım talebinde bulunduğunu bildirdi. Savunmasına özgeçmişini anlatarak başlayan Mehmet Dişli, "FETÖ ve uzantılarına hayatımın hiçbir döneminde dahil olmadım, aksine bu örgütün hedefinde oldum" dedi. Dişli, harp akademisine giriş dönemine değinirken, 28 Şubat için, "FETÖ'cülerle mücadelenin en yoğun olduğu dönem" ifadesini kullandı.

Dişli genelkurmay çatı davasındaki savunmasındaki gibi Çetin Doğan, İlker Başbuğ, Saldıray Berk gibi isimleri referans göstererek, en detaylı incelemenin yapıldığı 2015 Yüksek Askeri Şura'sında terfi ettirildiğini vurguladı. Dişli, "Tayin ve terfilerim bu yapıyla ilgili değildir. Birçok göreve Hulusi Akar'ın inhasıyla geldim" dedi.

"KONSEY ÜYESİ EVİNE GİDER Mİ?"

İbadetini hiçbir zaman gizli yapmadığını, muhafazakâr bir aileden geldiğini herkesin bildiğini belirten Dişli, Yurtta Sulh Konseyi üyeliğiyle ilgili olarak şunları söyledi: "Konseye dair belge olmadığı iddianamede yazıyor. Dolayısıyla konseyin 3’üncü sıradaki üyesi olarak gösterilmemin hiçbir dayanağı yoktur. Konsey üyesi olma şartlarına haiz değilim. Konsey üyesi böyle bir günde evine gider mi?"

15 Temmuz'da yaşananlara dair daha önceki ifadelerini tekrarlayan Dişli Akar'la Çankaya Köşkü'ne gidişlerini de anlattı, "Çankaya köşküne sayın Genelkurmay Başkanının yanındaki tek Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu bendim. Madem ben şüpheliydim, neden sayın Genelkurmay Başkanı hükümet üyelerinin önünde 7 saat o kritik konularda silahlı birimlere onca emri iletmeme müsaade etti?"

"TRAVMATİK OLAYLARIN ETKİSİ"

Hulusi Akar'ın ifadeleri için, "Yaşadığı travmatik olayların etkisi olabilir" diyen Dişli şöyle devam etti: “Geçen zaman içerisinde olayları çok daha makul, mantıklı değerlendireceğine inanıyorum. Kur’an’da derki fitne öldürmekten kötüdür. Sanıyorum o kargaşa ortamında bir fitneye maruz kaldı. Neler yaşadıklarımızı, kendisiyle neler konuştuğumuzu en iyi sayın Hulusi Akar bilmektedir. O hangi konumdaysa benim de o konumda olmam gerek. Genelkurmay Başkanı dışında kimseden emir almadım, kimseye emir vermedim.”

Mehmet Dişli, kendisi aleyhinde ifade verenlerden Levent Türkkan için, “Bağımsız yargı önünde gerçekleri anlatacağına inanıyorum” derken Genelkurmay İletişim başkanı Ertuğrulgazi Özkürkçü için de şu ifadeyi kullandı “Davranışları kripto FETÖ’cülerin davranışlarıyla örtüşmektedir. 3,5 ay sonra hakkımda böyle bir ifadeyi kimin talimatıyla vermiştir bunun araştırılmasını istiyorum.

Dişli savunmasını bir saatte tamamladı ve çapraz sorgusuna geçildi.

"İNŞALLAH BURAYA GELİR, AÇIKLAR"

Başkan Giray, Hulusi Akar'ın ifadesinden kendisiyle ilgili bölümleri hatırlatması üzerine dişli, "O sözleri doğru değildir. Bunları niye söyledi anlamadım. İnşallah buraya gelir, açıklar" dedi. Dişli, Akar'ın ağzının havlu ile kapatılması konusunda da şunları söyledi: "Ağzına havlu gibi hatırlayamadım. İçeri girenlerin elinde havlu, sprey vardı, ama kullanıldı mı, kullanılmadı mı o yoğunlukta hatırlayamıyorum. Komutan şoka girmişti, beti benzi atmıştı. Yaşar Güler'in emir astsubayının vurulduğunu duyunca iyice durgunlaştı. İşte abdest, namaz bundan sonra oldu."

"BUNLARI DURDURABİLİRİZ"

Savcılık ifadesindeki Kubilay Selçuk ve Akın Öztürk'le ilgili beyanları için, "Hangi zor şartlarda ifade verdiğimi anlatmak istemiyorum" diyen Dişli, şöyle devam etti: "Kubilay Selçuk'un 'Akın Öztürk bu işte yok' mu, 'bu üstte yok' mu dediğini bilmiyorum. Topçu olduğum için kulaklarım iyi duymuyor. Sayın Akar 'Akın Öztürk'ü çağırın' dedi, Kubilay Selçuk çıktı. Ömer Faruk Harmancık'ın elinde birtakım notlar vardı, 'Bir bildiri gibi bir şey yayınlandı. Siz de bizimle olursanız durdururuz. Çıkar TV'ye konuşursanız halk size inanır, bunları durdurabiliriz' gibi şeyler söyledi. Savcılık ifadelerinde zaman ve beyanlar karıştırılmış." Dişli, Hakan Evrim'in, Akar'a, "Sizi kanaat önderimizle görüştürebiliriz" dediğini duymadığını belirterek, "Ben çıktığımda olduysa bilmiyorum" dedi. Dişli, telefonlarına el konulduğunu ama komutan emri oldukça verdiklerini anlatınca Başkan Giray, "Telefon imkanınız var. Neden MİT'i, başbakanlığı aramayı düşünmediniz?" sorusunu yöneltti.

Dişli şu cevabı verdi: "Genelkurmay Başkanı’nın olduğu yerde benim herhangi bir inisiyatif kullanma yetkim yok. O bana böyle bir emir vermedi." Başkanın Akıncı'daki siviller ve imamlar hakkındaki soruları üzerine de şunları anlattı: "Sayın Genelkurmay Başkanı’nın yanında gördüğüm tek sivil giyimli Akın Öztürk'tü. Ben bir generalim. FETÖ imamlarının askeri birliğe girmesi, hele de böyle bir harekatı yönetmesi bin yıl geçse aklımın ucundan geçmez. Hafsalam almaz. O adamları görmedim. Evet siviller vardı, sivil giyinmiş askerler mi, MİT'çi mi, polis mi bilmem." Dişli, Akar'ın mesajlarını kime ilettiği sorusunu da "Kimi gördüysem, kimi yakaladıysam ona söyledim. Konuştuklarımın kimi kasklı, kimi sivildi. İsimlerini nereden bileyim" diye cevapladı.

"BUNA MÜSAADE ETMEM"

Akar'ın kendisinin helikoptere binmesini istemediği ifadesi için, "Bir Genelkurmay Başkanı ‘Sen kal dese’ o araca binmek mümkün mü?" diyen Dişli'ye Başkan Giray, "Akar'ın size husumeti mi var?" sorusunu yöneltti. Dişli şunları söyledi: "Ben bu ülkenin genelkurmay başkanlığı makamının polemik konusu yapılmasını istemem, buna da müsaade etmem. Ben yaşadıklarımı anlatıyor, bunun dışında sizin ve kamuoyunun takdirine sunuyorum. Genelkurmay bu ülkenin geleceği ve bekası için önemli makamdır."

"KELEPÇE TAKMA SIRASINDA"

Yarım saatlik aradan sonra mağdur müşteki avukatları Dişli'ye soru yöneltmeye başladı. Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın'ın çalışma odasındaki bir kitapla ilgili sorusu üzerine Dişli, "Odamda 158 sayfalık sayın Cumhurbaşkanına takdim metni vardı. Rica ediyorum, yalvarıyorum sayın Cumhurbaşkanımıza ulaştırın. Ne çalıştığımı, 4 yıldır neyle uğraştığımı görsün" dedi. Bir başka avukat da, "Hulusi Akar'a kim ne yaptı, kim boynunu sıktı, kim kelepçe taktı tek tek anlatır mısınız?" sorusunu yöneltti. Dişli şunları söyledi: "Hangisi yaptı, kim tuttu, bu kesti... Bilmiyorum. Boynunun sıkıldığını da görmedim, ama kelepçe takma sırasında kendini çekince rütbelerinin düştüğünü biliyorum."

"GERÇEK BU"

AKP avukatı, Akar'ın eşine haber vermek için başına silah dayamış Levent Türkkan'ı aramasının normal olup olmadığını sorunca Dişli söyle konuştu: "Gerçek bu. Usül bu. Hanımefendi ile emir subayları muhatap olur. Biraz garip geliyor, ama durum bu. Sonrasında da Genelkurmay Başkanı ona çay vesaire getir dedi. Komutan ona söyle arasınlar dediği için aradım. O anda düşünmemiş olabilir ama komutan böyle emir verdi." Dişli, bir soru üzerine EDOK davasından tutuklu Metin İyidil'in FETÖ'cü olduğu kanaatinde olduğunu söyledi.

“MURAT ALBAY KAÇ GÖRÜŞME YAPTIĞIMI GÖREN ADAM”       

Dişli, Milli Savunma Bakanlığı avukatının sorusu üzerine, "Mehmet Dişli şerefli bir Türk subayı olarak olayın neresinde olduğu ortaya çıkacak ve bu sorularınızdan utanacaksınız" dedi.                       

Sanık avukatlarından Erhan Tokatlı o gece Akar'ın MİT Müsteşarını, Başbakan veya Cumhurbaşkanını arama talimatı verip vermediğini, ayrıca bu kişilerden en azından cevapsız arama gelip gelmediğini sordu. Dişli, "Olmadı. Ara dese arardım" dedi. Dişli, Tokatlı'nın sorusu üzerine nerede nasıl gözaltına alındığını şöyle anlattı: "16 Temmuz saat 16.30 civarı Murat Albay’ın şikayeti üzerine alındım. Murat Albay denilen adam 'Hulusi Akar'a kelepçe taktığını gördüm' diye dilekçe yazmış. İmzalamamı istediler. Böyle bir şey olmadı ve görmedi ki, reddettim. Murat Albay kaç görüşme yaptığımı gören adam."        

“CEZAEVİNDE 22 KİLO VERMEME SEBEP OLAN…”               

Avukat Tokatlı, Akar'ın, Partigöç ve kendisi için "Biri kalbim, biri beynim" dediği söylentisini hatırlatarak, neden silindiklerini sordu. Dişli, "Bunu duymadım, ama söylemişse onur duyarım. Ne kadar yakın olduğumu Türkiye'de duymayan kalmadı" dedi ve ağlamaklı bir şekilde şunu ekledi: "Cezaevinde 22 kilo vermeme sebep olan bu ifadeleri neden söyledi, bunun cevabını bulamadım."

Dişli, Avukat Tokatlı'nın, "Komutanları mindere çekme amaçlı mesajlar mı veriyorsunuz?" sorusunu ise "Çok gereksiz bir soru. Ben askerim, dümdüz gördüğümü söylerim. Mesaj vermek gibi bir derdim yok" dedi.

Avukat Ayten İzmirli, Hulusi Akar'ın masasının altında, namaz kıldığı yerde alarm butonları olduğunu, bunu neden kullanmadığını sordu. Dişli bunu bilmediğini söyledi. Sanık avukatları, mağdur müşteki avukatları bölümünde oturan sivillerin kimler olduğunu sorunca tartışma yasandı. Sanıklara öğlen sadece kuru ekmek ve su verildiğini belirttikten sonra iki haftadır kendilerine "FETÖ'nün or.spuları, şerefsizler" diye hakaret edildiğine dikkat çekerek, buna son verilmesinin sağlanmasını istedi.

Dişli'ye soru sormak isteyen avukat sayısı fazla olunca başkan Giray, Pazartesi devam etmek üzere celseyi saat 19.30'da sonlandırdı.

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde