Cumhurbaşkanı Erdoğan: Selahattin Demirtaş öyle bir teröristtir ki...

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Selahattin Demirtaş öyle bir teröristtir ki...

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Hamburg'ta düzenlenen G-20 sonrası açıklamalarda bulunuyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Selahattin Demirtaş öyle bir teröristtir ki...
16px
24px
08.07.2017 15:36
ABONE OLgoogle

Erdoğan, İstanbul Büyükada'daki bir otelde düzenlenen seminere gerçekleştirilen polis baskınında gözaltına alınan insan hakları savunucularıyla ilgili "Onlar adeta 15 Temmuz'un devamı niteliğinde bir toplantı için bir araya gelmişlerdi" dedi. Aktivistlerin gelen istihbarat sonucu gözaltına alındığını söyleyen Erdoğan, soruşturmayla ilgili bir tasarrufu olmadığını, kararı yargı makamlarının vereceğini ifade etti. Erdoğan gazetecilerin, basın özgürlüğü ve uzun tutukluluk süreleriyle ilgili sorularına tepki gösterdi...

Almanya’nın Hamburg kentindeki G20 zirvesinin bitiminde basın toplantısı düzenleyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’de tutuklu bulunan Die Welt muhabiri Deniz Yücel ile ilgili açıklamada bulundu.

Bir basın mensubunun, 140 günü aşkın süredir hapiste olan Yücel hakkındaki sorusunu yanıtlayan Erdoğan, “Basın mensupları herhalde sınırsız özgürlüğe sahip değildir. Basın mensupları da suç işler. Suç işlediği zaman da yargı gerekli değerlendirmeleri yapar” dedi.

İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

'ALMAN POLİSİNE TEŞEKKÜR EDİYORUM'

G20 zirvesinde kapsamlı çalışmalar yaptık. Küreselleşen terör tehdidiyle mücadelenin terör örgütleri karşısında ilkeli, tutarlı ve kararlı bir duruş sergilenmesinden geçtiğini vurguladık. Terör örgütlerine karşı çifte standardı bırakmadan, uluslararası işbirliği ve dayanışmayı sağlamadan bu konuda mesafe katedemeyeceğimizin altını çizdik. Alman polisinin zirve boyunca gösterdiği gayretlerden dolayı teşekkür ediyorum. Geçen yıl 15 Temmuz gecesi ülkemizde kanlı bir darbe teşebbüsünde bulunan ve 250 vatandaşımızı hunharca şehit eden, 2 bin 193 vatandaşımızı da yaralayan terör örgütünün militanları, batı ülkelerini kendilerine güvenli liman olarak görüyorlar. Bu tablonun, özellikle 15 Temmuz gecesi demokrasiye canı pahasına sahip çıkan milletimizi rahatsız ettiğini, daha da ötesi rencide ettiğini özellikle belirtmek isterim.

'TERÖR ÖRGÜTLERİNE VERİLEN DESTEK KARŞISINDA SESSİZ KALMAYACAĞIZ'

Sınırlarımızın hemen yanı başında terör örgütlerinin desteklenmesi, silahlandırılması, bölgede terör adacıkları oluşturulmasına kesinlikle sessiz ve tepkisiz kalmayacağız. Ülke güvenliğimizi tehdit eden oluşumlara karşı meşru müdafaa hakkımızı kullanmakta tereddüt göstermeyeceğiz. Terör örgütlerine verilen silahları topraklarımızda yapılan eylemlerde ele geçiriyor olmamız, sorunun şimdiden mevcut sınırlarının dışına taşmaya başladığına işaret etmektedir. Dün bölgede dağıtılan ve bugün namlusu bize yöneltilen silahların yarın dünyanın başka yerindeki eylemlerde kullanılmayacağının garantisi yoktur. Dilerim bu toplantı, terörün, dini, dili ve ırkı olmaksızın hepimizi hedef aldığının kabul edilmesi bakımından bir kırılma noktası olur. Yine ümit ederim ki yeni acılar yaşanmadan terörü ve terörizmin finansmanını engellemede başarıya ulaşabiliriz. 

'KATAR'A YAPILANLARI DOĞRU BULMUYORUZ'

Katar'a yönelik ithamları haksızlık olarak değerlendiriyor, yaptırımları da doğru bulmuyoruz. Dünyadaki her ülke gibi Katar'ın da egemenliğine saygı duyulmalıdır. Daha önce de ifade ettiğim gibi, kardeş kavgasının kazananı olmaz. Körfez'deki bütün kardeşlerimizin güvenliği, huzuru ve istikrarı, en az kendimizinki kadar önemlidir. Bunu tehlikeye atacak adımlardan imtina edilmelidir. Bu konuda, bölgenin büyüğü olarak gördüğümüz Suudi Arabistan başta olmak üzere tüm ülkelerin en kısa sürede makul bir çözüm üzerinde anlaşmalarını arzu ediyoruz. Kışkırtmalara asla prim verilmemesini istiyoruz.

KIBRIS KONFERANSI

Tüm gayretlerimize rağmen Kıbrıs Konferansı'nın 28 Haziran'da başlayan ikinci oturumu sonuçsuz kaldı. Türkiye'nin ve Türk tarafının özverili çabaları, samimi ve ılımlı tavrı hak ettiği karşılığı görmedi. Açıkçası sonuçtan büyük bir üzüntü duyuyoruz. Uzun çabalardan sonra geldiğimiz bu tablo, Kıbrıs sorununa Birleşmiş Milletler iyi niyet misyonu parametreleri çerçevesinde bir çözüm bulunmasının imkansızlığını ortaya koymuştur. Artık bu parametrelerde ısrar etmenin bir anlamı yoktur. Türkiye, sorunun çözümüne farklı parametrelerle katkı sağlama çabalarını yine sürdürecektir. Aynı tutumu ilgili tüm taraflardan bekliyoruz. Olmadığı takdirde şüphesiz ki B planı, C planı, bunlar da düşünülmeye başlanacaktır. Elbette bu konuda gereken değerlendirmeleri yapacak, sonucu kamuoyu ve muhataplarımızla paylaşacağız

DENİZ YÜCEL'İN TUTUKLANMASI

(Deniz Yücel'in tutukluğuyla ilgili gelen bir soruya yanıt olarak): Basın mensupları herhalde sınırsız özgürlüğe sahip değildir. Basın mensupları da suç işler. Öyle olursa da yargı gerekli değerlendirmeyi yapar. Ben şiir okuduğum için cezaevine girmiş bir insanım. O yüzden fikir özgürlüğünü iyi bilirim. Bu noktada çok hassasım. Bütün yasalarımız bu şekilde hazırlanmıştır. Basın mensupları dediklerinizin çoğu teröre yardım ve yataklık yapmıştır. Yargı bu konuda gerekli kararları verir.

"KONUŞMAMA İZİN VERMEYENLER ÖZGÜRLÜKTEN BAHSEDEMEZLER"

Almanya'da 3 milyon soydaşım var. Onlarla bir salon toplantısı yapmak istedim. Ancak Alman yönetimi buna müsaade etmedi. Buna tahammül edemediler.

Bunu hangi özgürlük anlayışıyla bağdaştıracağız. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'na konuşma izni vermeyenler, özgürlüklerden bahsedemezler.

Bu bir siyasi intihardır. Şu anda bir telekonferansla bile konuşma arzumuza dahi tahammül edememişlerdir. Ancak PKK'nın dağdaki eşkiyalarına müsade etmişlerdir. Onları polis kordonu altında yürütenler, buradaki meşru derneklere müsaade etmiyorlar.

Türkiye'de böyle bir yasak yok. Bakın şu anda Türkiye'de sözde bir Adalet Yürüyüşü var. Halbuki bunu yapanlar, parti içerisinde genel başkan adayı olmak isteyenlere izin vermiyorlar. Bu tür gariplikler yaşıyoruz.

Referandum konusuna Irak'ın yarınları açısında doğru bakmıyorum. Bunu sayın dostum Barzani'ye ilettik. Bunun yanlış bir yol olduğunu söyledik. Bunun bedelini ödemek zor olacaktır. Şu anda hangi konumda olduklarını bilmiyorum. Temenni ederim ki bundan vazgeçerler. Bunda direnmeleri onlara kaybettirir diye düşünüyorum. Bizim için Irak'ın birliği, beraberliği bizim için önemlidir.

Bizim muhattabımız her zaman insandır. Eğer bizim sınırlarımızda, bizi tehdit eden bazı oluşumlar olursa biz bu oluşumlara haddini bildiririz. Kuzey Suriye'de bir Kürt devletine müsade etmeyiz. Oradan ülkemize olan tehditleri asla affetmeyiz. Fırat Kalkanı Harekatı bunun bir ifadesidir. Gaziantep'te DEAŞ'ın saldırısında 53 vatandaşımız şehit oldu. Ölenlerin neredeyse tamamı Kürt'tü. O andan sonra sabretmedik. Cerablus'a girdik. 2000 kilometrekarelik bir alanı DEAŞ'tan temizledik. Afrin konusu bizim için hep bir tehdittir. Bu tehdit olduğu sürece biz angajman kurallarını uygulamak suretiyle gerekli dersleri vermeye edeceğiz.

Eğer Irak'ta bölünme başlarsa, bir taraftan Türkmenler bir taraftan Araplar başlar. Irak paramparça olur. Bunun bir de mezhebi boyutu var. Bir taraftan Haşdi Şabi kendine yer arıyor. Öbür taraftan Sünniler var. Bu parçalanmaya müsade mi edelim? Şu ana kadar Barzani'ye en büyük desteği biz verdik. Ama diyoruz ki bölünmeyin, birlikte bereket vardır.

(Selahattin Demirtaş ile ilgili soru üzerine): Teröristleri cezaevlerinden bırakma yetkisi bizde değildir. Söylediğiniz kişi bir teröristtir. Öyle bir teröristtir ki, bütün Kürt kardeşlerimi sokağa döküp, 53 Kürt kardeşimi öldürten bir teröristtir. Bunlar bizim arkamızda PKK var, YPG var diye meydan okuyan kişilerdir.

"BİZE VERİLEN SÖZ TUTULMADIKÇA PARLAMENTODAN GEÇEMEZ"

Aslında onlar da tam desteklerini yenilemiyorlar. Herkeste bir sıkıntı var. Açıkça Macron ve Merkel'e söyledim. Bize verilen söz tutulmadıkça parlamentodan geçemez.

GÖZALTINA ALINAN İNSAN HAKLARI AKTİVİSTLERİ: YARGI KARAR VERECEK

İnsan hakları savunucusu dediklerinin benimle ilgili yapmış oldukları açıklamanın neticesi ne oldu? Neticesi benim 4 ay 10 gün hapiste yatmış olmamdı. Yaptığım sadece bir şiiri okumaktı. Söyledikleriniz Büyükada’da niye toplanmıştı. Onlar adeta 15 Temmuz’un devamı niteliğinde bir toplantı için bir araya gelmişlerdir. Gelen istihbarat üzerine gözaltına alınmıştır. Buradan bir yargı süreci başlayabilir. Onların yapmış oldukları çağrıyı, şu anda da yapıyorlar. Siz de bu soruyu sorarak bu çağrıya destek veriyorsunuz. Ama benim bir tasarrufum yok. Kararı yargı verecektir.

ADALET YÜRÜYÜŞÜ

Şu anda Türkiye’de, işte neredeyse 20 günü aştı, anamuhalefet partisinin düzenlemiş olduğu sözde bir adalet yürüyüşü var. Devam ediyor. Halbuki sözde adalet yürüyüşünü yapanlar partilerinin içinde genel başkanlığa aday olanlara adaylık hakkı vermiyorlar. Bu tür gariplikleri yaşıyoruz fakat bunların hepsini aşacağız.
Basın toplantısının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya’dan ayrılmak üzere havalimanına hareket etti.

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde