Yolsuzluk işte böyle örtbas edildi

Yolsuzluk işte böyle örtbas edildi

Bazı bakan çocukları ile işadamlarının gözaltına alındığı operasyonla ortaya çıkan yolsuzluklar, tarihe kara leke olarak geçti.

Yolsuzluk işte böyle örtbas edildi
16px
24px
05.09.2014 08:59
ABONE OLgoogle
17 Aralık 2013 Salı sabahına Türkiye, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ve İstanbul Emniyeti’nin yaptığı ‘yolsuzluk ve rüşvet operasyonu’ ile uyandı.

Bazı bakan çocukları ile işadamlarının gözaltına alındığı operasyonla ortaya çıkan yolsuzluklar, tarihe kara leke olarak geçti. Para sayma makinesi, ayakkabı kutularındaki dövizler, bakan ile oğlu arasındaki telefon görüşmesinde geçen ‘Hiçbir şey yok baba. Üç beş kuruş, 1 trilyon civarı para var’ cümleleri... Başbakan  ile oğlu arasında gerçekleşen telefon konuşmasındaki ‘Sıfırladınız mı?’ ifadesi aylarca konuşuldu. İran uyruklu işadamı Reza Zarrab’ın dağıttığı iddia edilen rüşvet rakamları dudakları uçaklatacak kadar büyüktü: 139 milyon TL. Kara para aklama ve yolsuzlukla ilgili ekonomik büyüklük ise 87 milyar Euro idi. Oğulları tutuklanan bakanlar Zafer Çağlayan, Muammer Güler ile Erdoğan Bayraktar, 25 Aralık’ta istifa etti.

17 Aralık yolsuzluk operasyonunun ardından Türkiye’nin gündemine ikinci bir soruşturma damgasını vurdu. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Muammer Akkaş’ın başlattığı soruşturma 1.5 yıla yakın sürmüştü. Mali büyüklüğü 100 milyar doları bulan, 28 büyük ihale, bir medya grubunun ihale karşılığı satın alınması, TÜRGEV gibi  konular bu dosyada mercek altına alınmıştı. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın (Cumhurbaşkanı) oğlu Bilal Erdoğan’da takip altındaydı. Savcı Akkaş’ın operasyon talimatı, 17 Aralık’ın ardından göreve gelen İstanbul Emniyeti yetkilileri karşı çıktı. Soruşturma yapması engellenen Akkaş’ın önce dosyası elinden alındı, ardından sürgün edildi. Türkiye, giderek otoriter bir yönetime geçiş sürecine girdi. Twitter ve YouTube kapatıldı. Basın mensuplarına emniyet giriş yasağı getirildi. HSYK’yı adalet bakanına bağlayacak kanun Meclis’ten geçirildi. Kanuni düzenlemeyle, MİT’e ancak Muhaberat devletlerinde görülebilecek derecede geniş yetkiler verildi.

Ayakkabı kutularında deste deste döviz

Telefon trafiği... Yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda görevlendirilen polisler önce Zafer Çağlayan’ın oğlu Kaan Çağlayan’ın Ankara’daki evine geldi. Bakanın oğlu polisleri görünce, babasını, o da Muammer Güler’i aradı. Güler ise bürokratlarını aradı ve kendi oğlunun evinde de arama olduğunu öğrendi. Saat 06.00-İstanbul: Barış Güler’in oğlunun kaldığı otel odasında arama başladı. AB Bakanı Egemen Bağış’a 4.5 milyon dolar rüşvet verildiği görüntülenmişti. Savcılığın arama ve gözaltı kararı gösterildi. Evde kutuların içinde deste deste döviz ve Türk Lirası bulundu. Aynı saatlerde Ataşehir’deki Halk Bankası Genel Müdürlük binası arandı. Genel Müdür Süleyman Aslan ve eşi gözaltına alındı. Reza Zarrab’ın Kanlıca’daki yalısı, Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir’in evi, işadamı Ali Ağaoğlu’nun evi, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın oğlu Abdullah Oğuz Bayraktar’ın ofisi, aranan mekânlar arasındaydı. İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın ise İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Yakub Saygılı’nın telefonu ile uyandı. Mali Şube o gün 71 kişiyi gözaltına alacaktı. Çapkın ‘Neden bana söylemediniz?’ diye sorunca Saygılı, ‘Üstlerinize bildirecektiniz amirim. O zaman da operasyon yapamazdık.’ cevabını verdi. Çapkın, ‘Delillerinizi sağlam mı?’ diye sordu, evet cevabını aldı ve telefonu kapattı.

‘Üç beş kuruş’, 1 trilyon civarı paraymış

Saat 06.45: Bakan Güler’in oğlu babasını yeniden aradı. Güler, Sofya’ya uçacaktı ve gezisini iptal etti. Oğluna evde ne kadar para olduğunu sorunca ‘Hiçbir şey yok baba. Üç beş kuruş para. 1 trilyon civarı para var!’ cevabını aldı. Erdoğan Bayraktar da bürokratını arayarak ‘Kaçabiliyorsan kaç’, dedi.

‘Tamamıyla sıfırlamanızda fayda var’

Saat 08.01: Başbakan o sabah Ankara’daki evindeydi. Saat 11.00’de Konya’daki Şeb-i Arus’a katılacaktı. Kızı Sümeyye’yi İstanbul’daki oğlu Bilal Erdoğan’ın yanına gönderdi. İnternete düşen ses kayıtlarında ise şu konuşmanın takıldığı iddia edildi. Oğlu Bilal’i arayan Başbakan ‘Senin elinde ne var ne yok çıkar’ dedi. Oğlu, ‘Bende ne olabilir baba, senin paran var’ diyen Bilal’e babası ‘Aranızda irtibat kurun.’ talimatını verdi. Saat 11.00-İstanbul Kısıklı: Erdoğan ailesinde tam bir panik yaşanıyordu. Telefon dinlemelerine Kısıklı’daki evde Erdoğan’ın kızı ve eniştesinin ‘kâğıt öğütücü makinesi’ alınması yönündeki konuşmaları takıldı. Saat 11.17: Başbakan Ankara’dan oğlu Bilal’i aradı. ‘Tamamıyla sıfırlamanızda fayda var.’ diyen Erdoğan’a oğlu Bilal, ‘Tamamıyla sıfırlayacağız inşallah.’ cevabını verdi.

Başbakan’dan savcıya mesaj

Saat 11.44-İstanbul: Başbakan, operasyonu yürüten Savcı Zekeriya Öz’e ulaşıp operasyonu durdurmak istedi. THY Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu aracılığı ile Savcı Öz’e mesaj ulaştırmak istedi. Bunu da telefonla oğlu Bilal’e, ‘Gerekirse onunla da konuşarak bu işi bitirmemiz lazım, demesi lazım.’ talimatını verdi. Bilal Erdoğan, Hamdi Topçu’dan Zekeriya Öz ile görüşmesini istedi. Topçu’nun Öz’den aldığı mesajı hemen babasına telefonla ileten Bilal Erdoğan, Topçu ile Öz’ün 18.00’de görüşeceklerini söyledi. 15.39- Otelden oğlu Bilal Erdoğan’ı arayan Başbakan ‘Her iki tarafı da hallettin mi?’ diye sordu. Oğlu ‘İkisini de boşalttım.’ cevabını verdi.

Adalet Bakanı HSYK’yı toplantıya çağırdı

19.00 İstanbul-Adalet Bakanı Sadullah Ergin HSYK’yı toplantıya çağırdı. Hedef soruşturmayı yürüten savcılardı. Hatay belediye başkan adayı olmasına karşın Ergin, HSYK üzerinden savcılara müdahale etmek istedi, ancak başaramadı. Savcılar 1 ay sonra da görevden alındı. Saat 23.05 Ankara-İstanbul: Erdoğan ve eşini taşıyan uçak Ankara’ya indi.  İnternete yansıyan ses kayıtlarındaki iddiaya göre, Erdoğan evine geçerken araçta telefonla oğlu Bilal ile görüştü. Bilal ‘Büyük ölçüde şey yaptık.’ deyince Başbakan Erdoğan ‘Sıfırladınız mı yoksa?’ sorusunu sordu, Bilal ise ‘Sıfırlamadık. 30 milyon Euro gibi bir miktar da var. Eritemedik henüz.’ cevabını verdi. ‘Tamamen sıfır mı kalsın yoksa senin evinde biraz para kalsın mı baba?’ diyen oğlu Bilal’e Erdoğan ‘Kalsın olmaz...’ diyerek paraları sıfırlamasını istedi.

Operasyonu yürüten 5 emniyet müdürü görevden alındı

18 Aralık Çarşamba: Rüşvet ve yolsuzluk operasyonunu yürüten İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ndeki 5 müdür görevden alındı.  20 Aralık Cuma: Yolsuzluk operasyonu kapsamında gözaltına alınan toplam 89 kişiden 13’ü serbest bırakıldı, 8 kişi tutuklandı. Büyük rüşvet ve yolsuzluk operasyonundan sonra emniyet müdürlerinin görevden alınmalarının ardından Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın ‘Gizliliği ihlal eden savcılar hakkında suç duyurusunda bulunuyorum.’ ifadeleri yeni bir tartışmayı başlattı.

Kamu kurumlarında cadı avı

21 Aralık- İstanbul Emniyeti’nde 25 müdür daha görevinden alındı. Gazetecilerin emniyetteki basın odalarına girişi yasaklandı. Operasyonun ardından ‘devlet içinde çete’ suçlamasıyla kamu kurumlarında adeta ‘cadı avı’ başlatıldı. Hükümetin 4 bakanı ve bunların çocuklarının dahil olduğu soruşturma ablukaya alınırken İstanbul Emniyeti’nde 5 şube müdürünün görevden alınmasıyla tasfiye düğmesine basıldı. Ardından Ankara başta olmak üzere 30’a yakın ilde çoğu 1. sınıf emniyet müdürü üst düzey polislere görevden el çektirildi. 22 Aralık- Görevlerinden alınarak pasif görevlere atanan emniyetçiler, uğradıkları hukuk dışı uygulamayı yargıya taşıdı.

Bakana rüşvetin adım adım görüntüleri

23 Aralık- Emniyetin yaptığı teknik ve fiziki takiplere ilişkin çarpıcı bilgiler kamuoyuna yansıdı. Reza Zarrab’ın 28 Haziran 2013 tarihinde, AKP’nin anket çalışmalarını finanse etmek için Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın danışmanlarından Mehmet Sarı’ya 352 bin TL verdiği ortaya çıktı. Teslimatın Zafer Çağlayan’ın da bulunduğu bir sırada Çırağan Sarayı’nda yapıldığı tespit edildi. Zarrab, çanta dolusu parayı özel bir motosikletli kurye ile göndermiş. Rüşvet teslimatı teknik takiple ve kamera kayıtlarıyla dakika dakika görüntülenmişti.

TİB’e MİT’ten sürpriz atama

Emniyet, Maliye ve TRT’de başlatılan tasfiye operasyonu yayılırken kritik kurumlar da yeni duruma göre dizayn edildi. MİT, Emniyet ve Jandarma istihbaratlarının telefon dinleme izinlerini hukuka uygun yerine getirme yetkisini elinde bulunduran Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’na (TİB)  MİT görevlisi Ahmet Cemaleddin Çelik atandı.

24 Aralık: İstanbul’daki şube müdürleri ve yardımcıları görevden alındı. Tasfiye, Emniyet Genel Müdürlüğü’ndeki 14 daire başkanı ile 30 vilayete ulaştı. Türkiye geneli görevden alınan, yer değiştiren polis sayısının 135’i bulduğu belirtildi. İstanbul’daki rakamlarla birlikte bu sayı 500’ü geçti. Polise yönelik sürgün sayısı 8 ayda 40 bini bulacaktı.

3 bakan istifa etti, Bakan Bayraktar Başbakan’ı işaret etti

25 Aralık- Ekonomi Bakanı Çağlayan ile İçişleri Bakanı Güler, görevlerinden istifa etti. Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar da aynı gün istifasını açıkladı. Bayraktar, Erdoğan’ı da istifaya çağırdı: “‘İstifa ediniz ve beni rahatlatacak deklarasyonu yayınlayınız’ şeklinde tarafıma baskı yapılmasını kabul etmiyorum. Etmiyorum çünkü soruşturma dosyasında var olan ve yasalara uygun olarak onaylanan imar planlarının büyük bir bölümü Sayın Başbakan’ın talimatıyla yapılmıştı. Bu minval üzere bakanlıktan ve milletvekilliğinden istifa ettiğimi açıklıyorum. Bu milleti ve vatanı rahatlatmak için Sayın Başbakan’ın istifa etmesi gerektiğine inandığımı ifade ediyor, yüce milletimize saygılar sunuyorum.”

Savcının 25 Aralık operasyonu engellendi

26 Aralık: İstanbul TMK 10. maddeyle yetkili Cumhuriyet Savcısı Muammer Akkaş tarafından yürütülen soruşturma kapsamında aralarında önemli isimlerin de olduğu iddia edilen kişilere yönelik gözaltı ve arama kararının uygulanması için adli kolluğa talimat verdi. Soruşturma savcısı Muammer Akkaş, 30 kişinin gözaltına alınması talimatını yeni emniyet müdürleri yerine getirmedi. Savcı Akkaş dosyadan el çektirildi. Soruşturma İdris Kurt, İrfan Fidan, Fuzuli Aydoğdu ve İsmail Uçar’a devredildi. Başsavcı Vekili Oktay Erdoğan ise koordinasyon görevini üstlendi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ekonomik büyüklüğü 100 milyar doları bulan, uluslararası çapta “kara para aklama, rüşvet, ihaleye fesat karıştırma ve yolsuzluk” gibi 28 şaibeli ihale tespit edilmişti.

İran, Zarrab’ın patronu Babek’i gözaltına aldı   

31 Aralık: Yolsuzluk operasyonunun kilit ismi Reza Zarrab’ın arkasındaki kişi olduğu iddia edilen İranlı ünlü işadamı Babek Zencani, ülkesinde gözaltına alındı. Zencani’nin, Tahran’a yönelik yaptırımlar sonucu İran petrollerini karaborsada sattığı ve elde ettiği parayı kendisine sakladığı öne sürüldü. Zencani’nin sattığı petrol karşılığı devlete 2,06 milyar Euro borcu olduğu ve bunu ödemediği ifade edildi.

Fişlemeler aleniyet kazandı  

İki bakanın oğlunun da aralarında bulunduğu ve 24 kişinin tutuklandığı yolsuzluk soruşturmasının ardından başta Emniyet olmak üzere devlet kurumlarında başlatılan görevden almalar, yeni bir boyuta taşındı. Burhan Kuzu, Twitter hesabından Başbakan Tayyip Erdoğan’a 2 bin kişilik bir listenin rapor edildiğini bildirdi. Listede ‘rütbeli emniyetçi, akademisyen, bürokrat, hakim, savcı, basın mensubu ve işadamlarının yer aldığını’ kaydetti. “İstihbarat raporunda, devlet içindeki paralel yapının planı detaylarıyla yer aldı. 42 ilde yapılacak cadı avı engellendi.” iddiasında bulundu. Kuzu’nun itiraf ettiği rapor, anayasal suç olan fişlemeleri akıllara getirdi. 17 Ocak 2014’te Taraf Gazetesi’nin manşetten yayımladığı bir belgeye göre Başbakanlık talimatı ile MİT harekete geçti. Teşkilata, PDY olarak kısaltılan ‘Paralel Devlet Yapılanması’ adı altında tüm dini fraksiyonların birinci derece izlenmesi talimatı verildi.

İstanbul’da yolsuzluk operasyonlarının üzeri kapatıldı

Memur suçlarında görevli Savcı İbrahim Baytekin’in verdiği talimatta aralarında İstanbul İtfaiye Daire Başkanı Ali Karahan’ın da bulunduğu çok sayıda isim hakkında rüşvet karşılığında usulsüz rapor hazırlama suçlamasıyla gözaltı kararı çıkarıldı. Ancak İstanbul Emniyeti Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü, savcının talimatını yerine getirmedi. Eski Mali Şube Müdürü Yakub Saygılı, 17 Aralık gibi 21 farklı yolsuzluk operasyonunun üzerinin kapatıldığını belirtti.

İş dünyasına büyük baskı

Yolsuzluk ve rüşvet soruşturmalarından sonra TUSKON, TÜSİAD, TOBB üyesi iş çevreleri muhalif olmaları ya da Hizmet Hareketi’ne yakınlıkları nedeniyle hedefe konuldu. 28 Şubat sürecini andıran fişleme, vergi denetimi ve mali baskıların ilki Koç Grubu’na yapıldı. Bank Asya hedefe konuldu. Bugün Gazetesi, Bugün TV, Kanaltürk gibi yayın kurumlarını bünyesinde barındıran İpek Medya da bu tip operasyonların hedefindeydi. İpek’in İzmir ve Gümüşhane’de bulunan iki altın madeni haksız gerekçelerle durduruldu. Ayrıca Boydak Grubu’na da yapılan Maliye denetimleri şirketler üzerindeki baskıları gözler önüne serdi. Doğan, Ciner, Demirören gibi medyada da faaliyet yürüten büyük holdingler ‘Alo Fatih’ yöntemiyle baskı altına alındı. Emniyet, Maliye ve Ankara’daki bazı savcılar eliyle yapılan ‘darbe toplantılarında’ 100 bin işyeri ve işadamının fişlendiği meydana çıktı. Emniyette kurulan Kozmik Çalışma Grubu’nun fişleme ve suç üretme faaliyeti yaptığı ileri sürüldü.

Yüzlerce gazeteci işinden oldu

17-25 Aralık süreçlerinin ardından hükümete yakın işadamlarına peşkeş çekilen medya gruplarında objektif gazetecilik yapan yüzlerce gazeteci mesleklerinden atıldı. Birçoğu istifa etmek zorunda bırakıldı. Yavuz Baydar, Hasan Cemal, Ahmet Altan, Can Dündar, Derya Sazak,  Nazlı Ilıcak, Banu Güven, Ece Temelkuran, Işın Eliçin, Mehmet Altan, Murat Toklucu, Tuluhan Tekelioğlu, Sevim Gözay, Nur Batur, Murat Aksoy, Fikri Akyüz, Deniz Ülke Arıboğan, Alper Görmüş, Bülent Ceyhan, Enis Berberoğlu, Fikret Aydemir, Osman Özsoy gibi gazeteci ve yazarlar ile onlarca muhabir işini kaybetti ya da değiştirmek zorunda kaldı.

MİT kanunu Meclis’ten geçirildi

17 Nisan 2014: MİT’in görev ve yetkilerine ilişkin antidemokratik kanunlar AKP’li milletvekillerinin oylarıyla Meclis’ten geçirildi. MİT’te görev alan veya alacak kişilerin güvenilirliklerini ve uygunluklarını belirlemek için yalan makinesi uygulaması dahil, test teknik ve yöntemlerini kullanabilecek. MİT Müsteşarı hakkında soruşturmalarda, Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulu Kanunu’nun “Yüce Divan’da yargılanacak asker kişilerle ilgili soruşturma usulü” maddesinin bazı hükümleri uygulanacak. MİT belgesini haber yapan gazeteciler 3 yıldan 9 yıla varan hapis cezasıyla yargılanması kanunlaştırıldı.

Yolsuzluk fezlekeleri sümenaltı

Yolsuzluk ve rüşvet iddiaları kapsamında haklarında soruşturma komisyonu kurulan dört eski bakanla ilgili fezlekeler; dizi pusulası eksik olduğu gerekçesiyle Meclis Başkanlığı aracılığıyla savcılığa geri gönderildi. Komisyon Başkanı Hakkı Köylü, fezlekeler içindeki evrakların listelendiği dizi pusulasının eksik olduğunu, savcılıktan pusulanın geldiği zaman fezlekelerin üye vekillere açılacağını kaydetti. Fezlekeler daha önce Adalet Bakanlığı ile TBMM arasında gidip gelmiş, savcılığa geri gönderilmiş, komisyona üye seçimi 64 gün sonra yapılarak sürecin uzaması sağlanmıştı. AKP’li milletvekillerinin engellemeleri nedeniyle komisyon çalışmalarının 2015’te çalışmalarına başlayacağı belirtiliyor.

Fazlı Mert/Zaman
E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde