Yargıtay'dan çok önemli karar: ''FETÖ üyeliğinden'' tutuklananlara tahliye yolu mu açılıyor

Yargıtay'dan çok önemli karar: ''FETÖ üyeliğinden'' tutuklananlara tahliye yolu mu açılıyor

5 gün önce Yargıtay 16. Ceza Dairesi çok önemli bir karara imza attı.

Yargıtay'dan çok önemli karar: ''FETÖ üyeliğinden'' tutuklananlara tahliye yolu mu açılıyor
16px
24px
31.10.2017 18:15
ABONE OLgoogle

Siyasiler ve yetkililer, “kandırıldık” diye kenara çekilirken, fatura ilgili ilgisiz toplumun her kesimine kesildi. Nihayetinde öyle bir noktaya gelindi ki, gidişata iktidar mensupları ve AKP seçmenleri de tepki göstermeye başladı.

İşte tam bu süreçte, 5 gün önce Yargıtay 16. Ceza Dairesi çok önemli bir karara imza attı.

Karar, ilçe tarım müdürlüğünde ziraat mühendisi olarak çalışırken 3 Ağustos 2016'da, “Örgütün imamı olduğu iddia edilen şahıslarla telefonla görüşmek, çoğu 2013 öncesine ait olmak üzere örgütün dini sohbet toplantılarına katılmak, örgütün çıkardığı gazetelere gerçek ismiyle abone olmak ve çocuğunu örgüte müzahir olması nedeniyle kapatılan bir okula göndermekle”suçlanıp, tutuklanan ve 12 Mayıs 2017'de “silahlı terör örgütüne üyelikten”mahkûm edilen H.Ö. ile ilgili.   

Yargıtay'ın H.Ö. kararının başlangıcında, öncelikle “örgüt üyeliği”nin ne olduğu şöyle anlatıldı:

“Örgüt üyesi, örgüt amacını benimseyen, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olan ve bu suretle verilecek görevleri yerine getirmeye hazır olmak üzere kendi iradesini örgüt iradesine terk eden kişidir. Örgüt üyeliği, örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. Örgüt üyesi örgütle organik bağ kurup, faaliyetlerine katılmalıdır. Organik bağ, canlı, geçişken, etkin, faili emir ve talimat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden bağ olup, üyeliğin en önemli unsurudur. Örgüte yardımda veya örgüt adına suç işlemede de örgüt yöneticileri veya diğer mensuplarının emir ya da talimatları vardır. Ancak örgüt üyeliğini belirlemede ayır edici fark, örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dahilinde verilen her türlü emir ve talimatı sorgulamaksızın tamamen teslimiyet duygusuyla yerine getirmeye hazır olması ve böylece ifa etmesidir. Niteliği, işleniş biçimi, meydana gelen zarar ve örgüte sadece sempati duymak ya da örgütün amaçlarını, değerlerini, ideolojisini benimsemek, buna ilişkin yayınları okumak, bulundurmak örgüt liderine saygı duymak gibi eylemler örgüt üyeliği için yeterli değildir.”

KANDIRILMANIN HUKUKEN TESCİLİ GİBİ

Kararın devamında ise, “Nihai amacın devletin anayasal nizamını cebir ve şiddet kullanarak değiştirmek olduğu anlaşılan FETÖ/PDY terör örgütünün, başlangıçta bir ahlâk ve eğitim hareketi olarak ortaya çıkması ve toplumun her katmanının büyük bir kesimince de böyle algılanması, amaca ulaşmak için her yolu mübah gören fakat sözde meşruiyetini sivil alanda dinden, kamusal alanda ise hukuktan aldığı izlenimini vermek için yeterli güce ulaşıncaya kadar alenen kriminalize olmamaya özen göstermesi gerçeği nazara alındığında örgütün sözde meşruiyet vitrini olarak kullanılan katlarla irtibatlı olduğu anlaşılan ve fakat örgütün nihai amacını bildiği, örgütle organik bağ kurarak hiyerarşisine dahil olduğu yönünde herhangi bir delil bulunmayan...” denilerek, siyasilerin “kandırıldık” söylemi hukuken adeta tescil edildiği gibi, bunun genele de teşmil edilmesinin önü açılmışa benziyor.

SEÇİM Mİ ADALET Mİ

Netice mi? Yargıtay “Örgütün imamlarıyla görüşme, sohbet toplantılarına katılma, gazetelerine abone olma ve çocuğunu bunların okullarına göndermenin”, “Sempati ve iltisak boyutunu aşan, örgüt üyesi olduğunu ispat etmeye yeterli örgütsel faaliyetler kapsamında değerlendirilemeyeceği” sonucuna vararak, H.Ö. hakkındaki hükmün bozulmasına ve tutuklulukta geçen sürenin gözetilerek tahliyesine karar verdi. 

Ankara'da bir süredir hem bu gerekçelerle tutuklamanın, ileride diğer dini örgüt ve cemaatler için de “tehdit” oluşturacağına dikkat çekiliyor hem de “örgüt üyeliğinden” tutuklu olanların en geç 2018'de tahliyesi için çare arandığı konuşuluyordu.  

“Seçim hesabı” mıdır, “yargıda iklim değişikliği” midir bilinmez, ama;

15 Temmuz'dan sonra, “Silahlı terör örgütünün Fethullahçı olduğunu o gece öğrendim, bana ahmak diyebilirsiniz. Silahlı terör örgütünün Fethullahçı olması o gece ortaya çıkan bir olaydır. Ben o gece öğrenmiş olabilirim, Sayın Cumhurbaşkanımız da Genelkurmay Başkanımız da o gece öğrendi, onların bilmediğini ben nasıl bilebilirdim” açıklamasını yapan Bülent Arınç'a iade-i itibarı da Yargıtay'ın bu kararını da “o çarenin” bulunması gibi okumak mümkün!..

Müyesser Yıldız/OdaTV

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde