Sıkıyönetim tezgâhı! Olağanüstü hâl mi geliyor?
AKP’nin iktidarı bırakmamak için “olağanüstü hâl” tedbirlerine başvuracağını düşünen muhalefet vekillerine göre, Başbakan bunun için her türlü demokrasi dışı yola başvurabilir
07.03.2014 08:19
ABONE OL
AKP’nin iktidarı bırakmamak için “olağanüstü hâl” tedbirlerine başvuracağını düşünen muhalefet vekillerine göre, Başbakan bunun için her türlü demokrasi dışı yola başvurabilir
Muhalefete göre Başbakan Erdoğan, 30 Mart seçiminin ardından gerçekleşmesi öngörülen Gezi türü eylemleri bastırmanın hazırlığı ve hesabı içinde. Devletin zirvesinde ele alınan raporlar arasında Olağanüstü Hâl’e (OHAL) ilişkin olanın da bulunduğu bilgisini değerlendiren Meclis’teki muhalefet partilerine göre bütün bu hazırlıklar “seçim sonrası gidişatın” da habercisi. Muhalefete göre, seçim sonrası köşeye sıkışacağı ve oy kaybedeceği hesabını yapan iktidar, yeni tedbirler alabilir, anti-demokratik uygulamaları gündeme getirebilir. Başbakan iktidarı bırakmamak için her türlü demokrasi dışı yola başvurabilir.
DEVRETMEK İSTEMEYECEKLER
CHP Hatay Milletvekili Mehmet Ali Ediboğlu, Başbakan’ın ele geçirdiği kaleleri kolay kolay bırakmak niyetinde olmadığını belirterek , “iktidarı, her türlü demokrasi dışı uygulamayla ellerinde tutmaya gayret edeceklerdir” dedi. Ediboğlu şu yorumu yaptı:
“Erbakan dönemini hatırlayın, aynı şekilde bu iktidar da sonuna kadar direnecektir, her türlü kozlarını kullanacaklardır. Bu iktidarı bırakmamak için her türlü demokrasi dışı yola başvurmalarını beklerim. OHAL de onlardan birisi ayrıca akıllarına başka türlü tedbirler bile gelecektir. Yani seçimi kaybetseler dahi bunlar iktidarı devretmek istemeyecekler. Tehditkar konuşmalarından, tavırlarından bunun işaretlerini görüyorsunuz zaten. Bunlar ne seçimle ne seçimsiz iktidarı bırakmama gibi bir eğilime girdiler. Ellerinden ne gelirse güçleri neye yeterse bunu deneyecekler diye düşünüyorum.”
OLAĞANÜSTÜ ŞARTLAR
MHP Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin ise OHAL’in olağanüstü şartlarda ilan edileceğini ifade etti. AKP hükümetinin de olağanüstü şartlar istediğini belirten Adnan Şefik Çirkin şöyle dedi: “Gezi olayları normal şartlarda çığırından çıkmasa orada demokratik tavrını koyan kitle bazı marjinal örgütler tarafından istismar edilmese hükumetin işi bitikti. Hükumet bunlardan gıda alıyor. Gerilim politikası yapıyor. Sünni alevi ayırımı ile etnik ayrımcılıkla bunları körükleyerek tarafların birbiriyle olan ilişkisini uçurum haline getirerek kendisine taraf topluyor.
Zaten HSYK, internet gibi OHAL kanunları çıkıyor. Yerel seçimden sonra hükümetin daha da sıkışacağını tahmin ediyorum çünkü önemli oranda oy kaybedecek. Bu yeni tedbirlerin, anti demokratik uygulamaların habercisi olabilir. Dünyadaki diktatörlerin iktidarı sağlamlaştırma tedbirleri ile Tayyip Erdoğan’ın aldığı tedbirler arasında hiçbir fark yok.”
VATANDAŞ SOKAĞA ÇIKMASIN MI?
BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan ise vatandaşın meşru hak arayışının demokrasi gereği olduğunu belirterek şöyle dedi: “Türkiye’nin kurtuluşu yeni olağanüstü haller ilan etmek, polise, MİT’e olağanüstü yetkiler vermek veya halkın meşru taleplerini yok sayıp üzerine gitmekte değildir. Başbakan istihbarat almış? Yolsuzluk olur da hâkim bunun üzerine gitmezse, savcının gözaltı kararını polis uygulamazsa, yolsuzluklar ayyuka çıktığında gereğini yapmaz, hukuku işletmezse peki vatandaş ne yapacak?
Vatandaşın tepkisini demokratik yollarla ortaya koymasından daha doğru bir yol olamaz. Ortaya konan tepkileri de ülkeyi bölmek karıştırmak, darbeye teşebbüs etmek gibi okursa bu Saddam Hüseyin rejimi, Kaddafi rejimi, Putin rejimi olur. MİT toplanmış MGK yan yana gelmiş daha fazla şiddet daha fazla baskı uygulayacaklar. Bu yol yol değil.
Kürt meselesinde çözüm projesi nedir. Eğer çözüm olmazsa vatandaş ne yapsın sokağa da çıkmasın mı? Demokratik eylem anlamında söylüyorum. Demokrasi böyle bir şeydir. İşine gelmiyorsa o zaman padişahlık ilan et.”
TUTUMU SERTLEŞEÇEK
HDP İstanbul Milletvekili Levent Tüzel de şu değerlendirmede bulundu: “Başbakan’ın AKP ve destekçilerini toparlamak için sert bir tutum içerisinde gireceği ortada.
Bu istihbarat bilgileri, MGK’nın daha çok hükümete dönük olan biteni ön plana alması, Gezi benzeri olaylar olabilir demeleri şunu gösteriyor: Seçim sonrasında halk hükümetten yolsuzluklarla ilgili hesap soracak. İşte hükümet gelişebilecek bir toplumsal muhalefeti, hak arayışlarını bastırmanın hazırlığı, hesabı içinde.
Güler Yılmaz/Taraf
Muhalefete göre Başbakan Erdoğan, 30 Mart seçiminin ardından gerçekleşmesi öngörülen Gezi türü eylemleri bastırmanın hazırlığı ve hesabı içinde. Devletin zirvesinde ele alınan raporlar arasında Olağanüstü Hâl’e (OHAL) ilişkin olanın da bulunduğu bilgisini değerlendiren Meclis’teki muhalefet partilerine göre bütün bu hazırlıklar “seçim sonrası gidişatın” da habercisi. Muhalefete göre, seçim sonrası köşeye sıkışacağı ve oy kaybedeceği hesabını yapan iktidar, yeni tedbirler alabilir, anti-demokratik uygulamaları gündeme getirebilir. Başbakan iktidarı bırakmamak için her türlü demokrasi dışı yola başvurabilir.
DEVRETMEK İSTEMEYECEKLER
CHP Hatay Milletvekili Mehmet Ali Ediboğlu, Başbakan’ın ele geçirdiği kaleleri kolay kolay bırakmak niyetinde olmadığını belirterek , “iktidarı, her türlü demokrasi dışı uygulamayla ellerinde tutmaya gayret edeceklerdir” dedi. Ediboğlu şu yorumu yaptı:
“Erbakan dönemini hatırlayın, aynı şekilde bu iktidar da sonuna kadar direnecektir, her türlü kozlarını kullanacaklardır. Bu iktidarı bırakmamak için her türlü demokrasi dışı yola başvurmalarını beklerim. OHAL de onlardan birisi ayrıca akıllarına başka türlü tedbirler bile gelecektir. Yani seçimi kaybetseler dahi bunlar iktidarı devretmek istemeyecekler. Tehditkar konuşmalarından, tavırlarından bunun işaretlerini görüyorsunuz zaten. Bunlar ne seçimle ne seçimsiz iktidarı bırakmama gibi bir eğilime girdiler. Ellerinden ne gelirse güçleri neye yeterse bunu deneyecekler diye düşünüyorum.”
OLAĞANÜSTÜ ŞARTLAR
MHP Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin ise OHAL’in olağanüstü şartlarda ilan edileceğini ifade etti. AKP hükümetinin de olağanüstü şartlar istediğini belirten Adnan Şefik Çirkin şöyle dedi: “Gezi olayları normal şartlarda çığırından çıkmasa orada demokratik tavrını koyan kitle bazı marjinal örgütler tarafından istismar edilmese hükumetin işi bitikti. Hükumet bunlardan gıda alıyor. Gerilim politikası yapıyor. Sünni alevi ayırımı ile etnik ayrımcılıkla bunları körükleyerek tarafların birbiriyle olan ilişkisini uçurum haline getirerek kendisine taraf topluyor.
Zaten HSYK, internet gibi OHAL kanunları çıkıyor. Yerel seçimden sonra hükümetin daha da sıkışacağını tahmin ediyorum çünkü önemli oranda oy kaybedecek. Bu yeni tedbirlerin, anti demokratik uygulamaların habercisi olabilir. Dünyadaki diktatörlerin iktidarı sağlamlaştırma tedbirleri ile Tayyip Erdoğan’ın aldığı tedbirler arasında hiçbir fark yok.”
VATANDAŞ SOKAĞA ÇIKMASIN MI?
BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan ise vatandaşın meşru hak arayışının demokrasi gereği olduğunu belirterek şöyle dedi: “Türkiye’nin kurtuluşu yeni olağanüstü haller ilan etmek, polise, MİT’e olağanüstü yetkiler vermek veya halkın meşru taleplerini yok sayıp üzerine gitmekte değildir. Başbakan istihbarat almış? Yolsuzluk olur da hâkim bunun üzerine gitmezse, savcının gözaltı kararını polis uygulamazsa, yolsuzluklar ayyuka çıktığında gereğini yapmaz, hukuku işletmezse peki vatandaş ne yapacak?
Vatandaşın tepkisini demokratik yollarla ortaya koymasından daha doğru bir yol olamaz. Ortaya konan tepkileri de ülkeyi bölmek karıştırmak, darbeye teşebbüs etmek gibi okursa bu Saddam Hüseyin rejimi, Kaddafi rejimi, Putin rejimi olur. MİT toplanmış MGK yan yana gelmiş daha fazla şiddet daha fazla baskı uygulayacaklar. Bu yol yol değil.
Kürt meselesinde çözüm projesi nedir. Eğer çözüm olmazsa vatandaş ne yapsın sokağa da çıkmasın mı? Demokratik eylem anlamında söylüyorum. Demokrasi böyle bir şeydir. İşine gelmiyorsa o zaman padişahlık ilan et.”
TUTUMU SERTLEŞEÇEK
HDP İstanbul Milletvekili Levent Tüzel de şu değerlendirmede bulundu: “Başbakan’ın AKP ve destekçilerini toparlamak için sert bir tutum içerisinde gireceği ortada.
Bu istihbarat bilgileri, MGK’nın daha çok hükümete dönük olan biteni ön plana alması, Gezi benzeri olaylar olabilir demeleri şunu gösteriyor: Seçim sonrasında halk hükümetten yolsuzluklarla ilgili hesap soracak. İşte hükümet gelişebilecek bir toplumsal muhalefeti, hak arayışlarını bastırmanın hazırlığı, hesabı içinde.
Güler Yılmaz/Taraf
