Sıkıntı başladı: Astarı yüzünden pahalı

Sıkıntı başladı: Astarı yüzünden pahalı

Hazır giyimde dünyada söz sahibi olan Türkiye, bazı sektörel girdilerde ise dışa bağımlı. Bunlardan biri de astar. Daha çok Güney Kore’den gümrüksüz gelen astar, TL’deki değer kaybı nedeniyle ithal edilmeyince piyasada sıkıntı başladı…

Sıkıntı başladı: Astarı yüzünden pahalı
16px
24px
16.12.2016 12:14
ABONE OLgoogle

Özbey Men'in haberi

HAZIR giyim sektörü, başta Avrupa ülkeleri olmak üzere ihracat yaptığı pazarlardaki durgunluk nedeniyle bu yıl da beklenen performansı gösteremedi. Sektörün 2016 yılını da geçen yıl olduğu gibi yaklaşık 17 milyar dolarlık ihracatla kapatması bekleniyor. İhracatta sıkıntılı günler yaşayan hazır giyimcilerin sorunu sadece bu da değil. Birçok firma ihracatta olduğu gibi üretimde de ciddi sıkıntıyla karşı karşıya. Çünkü piyasada bu sıralar astar krizi yaşanıyor.

Astar, hazır giyim sektöründe başta ceket, pantolon, kaban, mont olmak üzere birçok üründe kullanılıyor. Daha çok asetat iplikten üretilen ve Türkiye’de yeteri miktarda üretimi olmayan bu ürün Türkiye’ye başta Güney Kore olmak üzere Uzakdoğu ülkelerinden geliyor. Ancak son günlerde TL’deki aşırı değer kaybı nedeniyle hemen her ithal üründe olduğu gibi astarda da ithalat pahalandı. Bu yüzden de bu ürünün girişi durma noktasına geldi.

TÜRKİYE’DE ÜRETİMİ ÇOK AZ

Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Yönetim Kurulu Başkanı Şeref Fayat, pantolon ve ceketlerde kullanılan yüzde 100 polyester astarın Türkiye’de sadece Bursa’da bir iki fabrikada üretildiğini belirtiyor. Fiyatı petrole ve ABD Doları’na endeksli olan bu ürünün daha çok ithal edildiğini ifade eden Fayat, yerli üretimin maliyetinin yüksek olduğunu, bu nedenle Uzakdoğu’dan ithal edilen ürünlere göre yüzde 150 oranında daha pahalıya satıldığını dile getiriyor. İthal edilen astarın yüzde 85’inin Güney Kore’den geldiğini belirten Fayat, son günlerde yaşanan sıkıntının dövizdeki dalgalanmadan kaynaklandığını söylüyor. Fayat, şöyle devam ediyor:

“Fiyat olarak çok ucuz olan ürünlerin kar marjları da çok düşük. Rekabeti de işin içine kattığımızda ve son 45 günde dövizdeki dalgalanmayı göz önüne aldığımızda ithalatta zorluklar yaşanıyor. Rekabetten dolayı dolar ile alınıp TL karşılığı satıyor olması, ithalatçı firmaları zor duruma düşürdü. Bu ürünü ithal edenler TL’deki aşırı değer kaybı nedeniyle yeni sipariş veremedikleri için gelen mal metrajında düşüş olduğunu gözlemliyoruz. 45 gün önceden verilemeyen bu siparişler bu ay ve önümüzdeki birkaç ay daha piyasada sıkışıklık yaratacak. Bu yılı 17 milyar dolarlık ihracatla kapatmayı bekliyoruz. Ancak astar temininde yaşanan sıkıntılar maliyetler üzerinde baskı oluşturuyor.”

GÜMRÜK VERGİSİ YOK

Türkiye ile Güney Kore arasında Serbest Ticaret Anlaşması (STA) bulunduğunu hatırlatan Fayat, dolayısıyla bu ülkeden ithal edilen astarın gümrüksüz olarak getirildiğinin altını çiziyor. Fayat, “İthalata bu kadar bağımlı olunan ürünlerde bu sıkışıklıklar zaman zaman yaşanıyor ve yaşanacak. Bunun yanında Uzakdoğu’da da fiyatların dolar bazında çok düşük oranlarda da olsa artış göstermesi düşük kar marjı ile yapılan bu işlerin ithalatını azaltıyor” diyor. Astar olarak spor giyimde kullanılan ceplik konusunda da sıkıntı yaşandığını belirten Fayat, sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Ceplikte astar kadar dışa bağımlı olmasak da hammaddesi polyester olduğu için bu ürünün fiyatı da dövize endeksli. Dövizdeki hareketlilik nedeniyle ceplik üreten firmalar iplik alamadılar. Dövize endeksli bu ipliği satan firmalar günlük hatta saatlik fiyat vermek zorunda kaldıklarından satış yapmak istemiyorlar. Yine ceplik üretiminde kullanılan pamuk ipliğinde de durum aynı.”

İHRACATTA SIKINTI SİNYALİ

Gerek Avrupa’da gerekse Türkiye’de çeşitli firmalara takım elbise, ceket, pantolon ve kaban üreten AK Tekstil, erkek giyim üretiminde önde gelen firmalardan. Günde yaklaşık 2 bin parça üretim yapan firmada 400 kişi çalışıyor. Erkek giyim markası Daffari’nin de sahibi olan şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Umut Bağlı da birçok üretici gibi bu sıralar astar bulmakta sıkıntı yaşadıklarını ifade ediyor. Astarı iç piyasadaki ithalatçılardan tedarik ettiklerini belirten Bağlı, şunları söylüyor:

“TL aşırı değer kaybettiği için ithalat pahalı hale geldi. Bu yüzden ithalatçılar astar getirmiyor. Bizim kullandığımız astar asetat iplikten üretiliyor. Yani polyester bir ürün. Türkiye’de astar üretimi var ancak istediğimiz miktarda değil. Ceket, pantolon, mont, kaban gibi ürünlerin hepsinde mutlaka astar kullanılır. Türkiye erkek giyim üretiminde dünyada önde gelen ülkelerden biri olduğu için astar ihtiyacı çok fazla. Bu sıralar hem metraj hem de renk olarak istediğimiz miktarda astar bulamıyoruz. Böyle giderse ihracatta sıkıntı başlayacak.”

Yerlisi üç kat pahalı

Uzakdoğu’dan ithal edilen astarın yaklaşık yüzde 85’i Güney Kore’den geliyor. Bu çerçevede bakıldığında Güney Kore’den ayda en az 15 milyon metre astar geldiği tahmin ediliyor. Ancak bu rakam son günlerde çok azalmış durumda. İthal astarın 65 gram/metrekare ve 110 gram/metrekare olmak üzere gramaj ve dokuma türüne göre iki çeşidi var. Dolayısıyla türüne göre ithal ürünler piyasada KDV dahil 0.50 dolar ile 1 dolar arasında fiyata satılıyor. Yerli ürünün fiyatı ise KDV hariç 1.25 dolar ile 2.50 dolar arasında değişiyor. Bu yüzden hazır giyimciler yerli astar yerine daha çok ithal ürün tercih ediyor. Serbest ticaret anlaşması nedeniyle bu ürünün Güney Kore’den gümrük vergisi ödenmeden getirilmesinin yerli üretimi iyice azalttığını da hatırlatalım.

İplikçi günlük fiyat veriyor

Hazır giyim sektöründe yaşanan sorun sadece astarla sınırlı değil. İplik piyasasında da ciddi problem var. Ancak bu problemin nedeni ipliğin arzından çok fiyatıyla ilgili. Çünkü Türkiye’de yeterince iplik üretimi var. Fakat daha önce TL bazında fiyat belirleyen iplik üreticilerinin çoğu, TL’nin aşırı değer kaybetmesi üzerine fiyatı dolar bazında vermeye başladı. Üstelik verilen fiyat sadece o gün için geçerli. Ürünü ertesi gün almak isteyen firmanın siparişi ise kabul edilmiyor.

Talu Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Gültepe, aynı şeyin kumaş için de geçerli olduğunu belirtiyor. İplik ve kumaş üreticilerinin TL’deki değer kaybına karşılık kendilerini garanti altına almak istediklerini ifade eden Gültepe, konfeksiyon üreticisi içinse aynı şeyin söz konusu olmadığını vurguluyor. Gültepe, hazır giyim ihracatçısının siparişi çok önceden aldığını, bu yüzden zarar etmesine rağmen ipliği ve kumaşı bu fiyatlardan almak zorunda olduğunu vurguluyor. Hazır giyim üretimi açısından Ekim ortasından Aralık ortasına kadar en yoğun dönem olduğunu hatırlatan Gültepe, kurlardaki aşırı hareketliliğin tam da bu döneme rastladığını, bu yüzden ihracatçı firmaların kayıp yaşadıklarını söylüyor.

Para Dergisi

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde