Para sihirbazları yatırımcılara ne öneriyor?

Para sihirbazları yatırımcılara ne öneriyor?

YILIN son çeyreğini yaşadığımız şu günlerde gerek içeride gerekse dışarıda yanıtlarını aradığımız çok sayıda soru var. Ekonomik riskler nedeniyle para sihirbazları yatırımcılara, ne öneriyor..

Para sihirbazları yatırımcılara ne öneriyor?
16px
24px
24.10.2014 11:21
ABONE OLgoogle
Esin Çetinel'in haberi

Dünyayı ve Türkiye’yi etkileyen jeopolitik ve ekonomik riskler nedeniyle para sihirbazları yatırımcılara, “Temkinli olun, yumurtaları aynı sepete koymayın” uyarısında bulunuyor. Analistlere göre, yılbaşına kadarki 2.5 aylık süreçte portföylerde dolar, döviz borcu olmayan şirketlerin hisse senetleri ve başta özel sektör tahvili olmak üzere tahvil ve mevduat bulunmalı… 

YILIN son çeyreğini yaşadığımız şu günlerde gerek içeride gerekse dışarıda yanıtlarını aradığımız çok sayıda soru var. Son dönemde jeopolitik belirsizlikler ekonomik belirsizliklerin önüne geçmiş durumda. Özellikle güneydoğu sınırımızda süren çatışmalar, bölgenin jeopolitik riskini önemli oranda artırdı.

Öte yandan Amerikan Merkez Bankası’nın (FED) faiz artırımını ötelediğini açıklamasına rağmen, bu konuda alacağı kararın şimdilik netleşmemesi de tüm dünyada yatırımcıların korkulu rüyası olmayı sürdürüyor. Ekonomisi bir türlü toparlanamayan Avrupa’nın durumu da belirsizliğini koruyor. Aslında bu liste çok daha fazla uzatılabilir… 

Kısacası hem jeopolitik hem de ekonomik belirsizliklerin yoğun yaşandığı günler geçiriyoruz. Bu nedenle 2014’ün son ayları ‘yatırımcılar açısından zor bir dönem’ olarak tanımlanabilir. Yılın son çeyreği özellikle tasarruflarına adres arayanların karar vermelerini zorlaştıran bir dönem. 

OLUMLU GELİŞMELER DE VAR

Bu döneme ilişkin iyimser beklentiler de yok değil. Örneğin geçen hafta FED Başkan Yardımcısı Stanley Fischer global ekonomilerdeki zayıflığın ABD ekonomisini etkilemesi durumunda FED’in faiz artırımını erteleyebileceğini açıkladı. Bu açıklama doğal olarak global piyasalar için belki de son ayların en iyi haberi oldu.

Şayet FED faiz artırmaz ve zayıf bir ihtimalle de olsa Suriye ve Irak’taki gerginlikler sona ererse, Türk mali piyasalarında yeni bir ralli yaşanabilir. Ancak bunun için hangi senaryonun gerçekleşeceği önemli. Ralli olması için bölgedeki jeopolitik risklerin kısa sürede ortadan kalkması gerekiyor. Ancak analistler bunun şimdilik çok zor göründüğü konusunda hemfikir.

Öte yandan Stanley Fischer dışında bir diğer iyi haber de petrol cephesinden geliyor… Türkiye’nin ithalatının en ağır faturası olan petrol fiyatlarının 90 doların altına inmesi, başta enflasyon ve cari açık olmak üzere makroekonomimize büyük destek verecek bir gelişme olarak görülüyor. 

RİSKLER FİYATLANMIYOR

Olumsuz beklentilere tekrar döndüğümüzde ise ilk sırada Suriye ve Irak’ta yaşanan gerginliklerin alan genişletmesi riski bulunuyor. Bu olasılığın gerçekleşmesi ve Türkiye’nin de bundan direkt etkilenmesi durumda piyasalar açısından son derece zor bir dönem olacağı düşünülüyor. Bunun dışında kötü senaryolar içinde uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’nin notunu indirme ihtimali de sorgulanıyor. Özellikle aralık ayında toplanacak olan Moody’s’in alacağı karar tüm piyasalar tarafından merakla bekleniyor. 

Yatırımcıların en büyük kabusunun ABD’nin atacağı olası adımlar olduğunu söylemek yanlış olmaz. FED’in faiz artışını ertelememesi durumunda doların tüm para birimleri karşısında değer kazanacağı, buna karşın Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerden para çıkışı yaşanacağı ifade ediliyor.

Ancak şimdilik kimse yukarda saydığımız çok olumlu veya çok olumsuz senaryoları fiyatlandırmıyor ve temkini de elden bırakmamaya özen gösteriyor. Uzun lafın kısası yatırımcılar açısından çok zor bir dönem yaşanıyor. Analistlere bu zor dönemde yatırımcılar için ne önerdiklerini sorduk. Piyasanın önde gelen analistlerinden önümüzdeki iki buçuk aylık süreç için piyasa beklentileri ile ideal portföy önerilerini aldık…

“BÜYÜMEYE DİKKAT”

Anadolubank Hazine Bölüm Başkanı Akın Cihan Ateş’e göre, yılbaşına kadar geçecek süreçte Türkiye’nin ekonomik açıdan en büyük riski büyüme olacak. Global ortam da büyüme konusundaki endişeleri destekliyor. Yatırımcıların burada bütçenin bozulup bozulmadığını takip etmesi gerektiğini söyleyen Ateş, kısa vadede piyasalara ilişkin beklentilerini şöyle özetliyor:

“Ekonomik olarak büyüme düşük kalırsa bütçe konusundaki riskler ön plana çıkabilir. Ancak global olarak büyümenin düşük seyretmesi, faizler üzerinde yukarı yönlü baskıları da engelliyor. FED’in faiz artırımı konusunda acele etmeyecek olması da bu konudaki baskıları azaltıyor. Bu nedenle faizlerde yukarı yönlü bir hareketten ziyade aşağı yönlü hareket bekliyoruz.

Döviz cephesinde ise siyasi belirsizlik en büyük sıkıntı… Bu konuda bir yumuşama aşağı yönlü bir hareket başlatabilir. Yukarı yönlü bir hareket ise bölgemizdeki tansiyonun yükselmesine bağlı. Ancak şimdilik yukarı yönlü bir hareket kuvvetli bir senaryo değil. Genel olarak bu senaryolara bağlı olarak önümüzdeki dönemde dolarda 2.1-2.40 bandı arasında bir hareket görebiliriz.

Buna karşın global piyasalarda FED’in faiz artırımının ertelenmesi dolardaki hızlı hareketleri engeller. Ancak faiz farklarının hala oldukça yüksek olması orta vadeli yatırımların dolar varlıkları tercih etmesine neden olacak. Bu nedenle euro’nun önümüzdeki dönemde kuvvetlenmesi biraz düşük bir ihtimal.”

“FED DEĞİL, ORTADOĞU ÖNEMLİ”

İş Yatırım Menkul Değerler Hazine ve Portföy Yönetimi Müdürü Yasin Demir ise, FED’e ilişkin endişeler artsa bile Ortadoğu’da riski artıracak bir gelişme olmazsa dolar/TL’nin 2.29, euro/TL’nin ise 2.91 seviyelerinde dengelenmesini bekliyor. Bu durumda euro/dolar sepet değerinin ise 2.60 TL’lere ulaşacağını belirtiyor. 

Ortadoğu ile ilgili olarak risk primini artıracak gelişmeler olmaması halinde kurdaki gerilemenin -Türk Lirası’nın değer kazancının- 2.52-2.53 sepet seviyesine kadar sürebileceği tahmininde de bulunan Demir, yılbaşına kadar geçecek süreç konusunda şunlara dikkat çekiyor:

“Ekonomik gelişmelerin dışında jeopolitik risklerin gerçekleşmesi durumunda, yaşanan durumun ciddiyetine göre kurdaki artışın miktarı çok büyük olabilir. Bu durumda herhangi bir teknik direnç söz konusu olmaz. Ancak bunu çok düşük bir ihtimal görüyoruz. Faiz tarafında ise TCMB’nin gösterge faizlerde bir değişikliğe gitmeden gecelik piyasada faizleri bir miktar daha yüksek tutacağını düşünüyoruz. Gösterge tahvil için yüzde 9.50-9.00 bileşik arası bir denge görebiliriz.”

Demir’e göre, önümüzdeki süreçte önemli olacak gündem maddeleri, FED’in çıkış politikası, ECB’nin durgunluğu aşmaya yönelik alternatif reçeteleri ve jeopolitik riskler olarak sıralanıyor.

Buna göre 2015 yılı için bir negatif, bir de pozitif senaryo çıkartan Demir, “Pozitif senaryoya göre, kurun 2.50 sepet seviyesinde, yıllık faizlerin yüzde 9 civarında, enflasyonun ise 2014’ten daha iyi bir seyir izlediği durumları görebiliriz. Bu tablonun tek negatif yanı büyümenin de hedeflenenin altında kalacak olması olur. Negatif senaryoda ise, FED’in hızlı ve agresif olması ilk sırayı alır. Jeopolitik risklerin gerçekleşmesi ve bölgede Türkiye’yi de içine alacak daha büyük bir istikrarsızlığın hakim olması, özellikle genel seçim sonuçlarına yönelik endişelerin doğması, kuru ve faizleri yukarı iter, varlık fiyatlarını aşağı düşürür” diyor. 

“YILSONU DÖVİZE TALEP AZALIR”

Geçen hafta FED’den gelen açıklamalarla içeride ve dışarıda doların ateşinin düştüğünü hatırlatan Destek Menkul Değerler Genel Müdürü Tuna Yılmaz, “Yılsonuna doğru içeride dolara olan talep azalacak” diyor. Yılmaz, yılbaşına kadar geçecek süreçte euro ve doların seyrine ilişkin ise şu tahminlerde bulunuyor:

“Makro açıdan yurtiçinde düşük büyüme, yüksek enflasyon ve yüksek cari açık tablosu görüyoruz. Bunun yanında yurtiçinde yaşanan gerilim TL’nin zayıflaması yönündeki baskıyı da artırıyor. ABD’nin son dönemde küresel piyasada değerlenen dolara karşı rahatsız olması yönündeki tutumu dolar/TL’deki yükselişi sınırlandırabilir. Burası önemli. Bu nedenle yılın son çeyreğinde küresel bazda gevşeyen bir dolar endeksi görebiliriz. Bu nedenle yılsonuna doğru dolarda 2.20-2.25 bandında hareketler bekliyoruz. Bunun en önemli sebebi, TL’deki zayıflıktan ziyade dolardaki talebin yılsonuna doğru azalması olacak. Euro’ya baktığımızda ise ECB’nin gevşek para politikası ile genişleme stratejileri uygulamaya başlamasına rağmen bölgede düşük iç talep, düşük enflasyon ve düşük büyüme artık olağan bir hal aldı. Bu durum euro’nun zayıflamasına yol açtı. Yılsonuna kadar bölgede herhangi bir toparlanma beklenmiyor. Sonuçta yılın son çeyreğinde hem euro bölgesindeki durağan durum hem de yurtiçi piyasada açıklanan zayıf veriler nedeniyle bu iki bölge para birimleri dolara karşı olumsuz etkilenmeye devam edecek. Son dönemde 2.90-2.80 arasında hareket eden euro/TL paritesinin yılsonunda bu bandının biraz daha daralacağını ve 2.90 ve 2.85 aralığında hareketini sürdürmesini bekliyoruz.”
Tuna Yılmaz, faiz cephesinde ise mevcut seviyelerin korunmasını bekliyor. Türkiye’de gösterge faizin, FED’in para politikası, ABD’den gelecek ekonomik veriler, TCMB’nin faizler üzerinde alacağı kararlar, bölgemizdeki jeopolitik gelişmeler ve enflasyon, büyüme, cari açık gibi makroekonomik verilerle belirlendiğini hatırlatan Yılmaz, “Tüm bu değişkenlere rağmen yılsonuna kadar geçecek süreçte faizlerde çok keskin bir düşüş beklemiyorum. Aynı zamanda yüzde 10 seviyesinin de yukarı yönde kırılması ihtimalini düşük buluyorum. Benim yılsonu gösterge tahvil faizi beklentim yüzde 9.50 düzeyinde” diyor. 

FAİZ TAHMİNİ YÜZDE 10.4

Yatırım Finansman Genel Müdürü Şeniz Yarcan’ın yılsonu için dolar kuru tahmini ise 2.30 TL. Uzun ve orta vadeli yükseliş trendini koruyan dolar/TL’de 2.19-2.17 bandının orta vadeli destek olduğunu kaydeden Yarcan’ın yılsonuna kadar geçecek süreçte dolar, euro ve faize ilişkin beklentisi ise şöyle:

“Dolar/TL’de 2.23 seviyelerinden geçen orta vadeli yükseliş trend desteğinin kırılması halinde kurda 2.19-2.17 bandının üzerinde tutunma çabası görebiliriz. Ancak trendin devamı ile birlikte 2.33 seviyesinin aşılması durumunda tarihi zirve olan 2.39’lara kadar yükseliş devam edebilir. Euro/TL paritesi ise 2.8500-2.9205 destek ve direnci arasında yatay hareket ediyor. 2.9205 direnci geçilebildiği takdirde 2.9600 ve 3.0000’a doğru hareketler oluşabilir. 2.8500’in altına olabilecek düşüşlerde ise 2.8290 ve 2.7915 destekleri hedeflenebilir. Yılbaşına kadar gösterge faiz tahminimiz ise yüzde 10.4 düzeyinde.”
Şeniz Yarcan, yılbaşına kadar geçecek süreçte mali piyasalar açısından en büyük belirleyicilerin ise, FED’e ilişkin algının yanı sıra bölgemize ilişkin jeopolitik ve siyasi gelişmeler olacağı kanısında. 

“KUR KISA VADEDE 2.30’U DENEYEBİLİR”

Finansinvest Yatırım Danışmanlığı ve Portföy Yönetimi Birim Yöneticisi Tolga Kudaloğlu, yılsonu için dolar kur tahmininin 2.20 olmasına rağmen kısa vadede kurun 2.30 TL’leri yeniden deneyebileceğini söylüyor. Olası yükselişleri, dolar pozisyonlarını TL’ye geçirmek için bir fırsat olarak gören Kudaloğlu, “Ancak dolar/TL kurunda 2.25 seviyesi üzerinde kalındığı sürece kısa vadeli yön yukarı olmayı sürdürecek. Kısa vadeli olarak euro/dolar paritesinde yaşanan yükselişin ise kalıcı olması zor görünüyor. Dolayısıyla euro/TL için de 2.93 seviyesi direnç olarak izlenebilir. Yılın geri kalanında euro aleyhine sürecin özellikle ECB aksiyonlarıyla devam edeceğini ve kurun yılı 2.86’larda tamamlayacağını düşünüyoruz” diyor. 

Kudaloğlu, önümüzdeki 2.5 aylık süreç için gösterge tahvil faizinin yüzde 9-10 bandında dalgalanmasını öngörüyor. Yılın kalan bölümünde global piyasaların ana yönünü FED’in, içeride ise bölgemizdeki jeopolitik risklerin belirleyeceğini söyleyen Kudaloğlu’na göre, bu döneme ilişkin kötümser senaryoda endeks 70 binin altını, iyimser senaryoda ise 79 binleri görebilir.

Banu Kavak DURAL / Gedik Portföy Genel Koordinatörü 
“Dolar için 2.16-2.63 TL bandı” 

Önümüzdeki 2.5 aylık süreçte dolar kuru; yukarıda 2.57-2.63, aşağıda ise 2.16-2.21 TL aralığında hareket eder. Yine dolar /TL için önemli dirençler 2.32, 2.39; önemli destekler ise 2.2550-2.2150’de bulunuyor. Euro/dolar paritesinin 2015 yılı başına kadar büyük kanalı ise 1.2250-1.3550 seviyesinde bulunuyor. Burada önemli destek seviyesi 1.2460 iken önemli direnç seviyesi ise 1.2980.

Faiz cephesinde ise, gösterge tahvil faizinin büyük kanalı 10.40 ile 8.85 arasında kalıyor. Buna göre faiz için önemli destek seviyesi 9.10, önemli direnç ise 9.60 olarak karşımıza çıkıyor. 

Şayet önümüzdeki dönem jeopolitik riskler artar Türkiye savaş ortamına çekilirse piyasa için çok kötü senaryolar gerçekleşebilir. Bu durumda BIST-100 endeksi 70 bin altını test edilebilir. 

İyimser tarafta ise jeopolitik riskler azalır, Irak ve Suriye’ye ihracat kanalları açılır ve ECB’nin yapacağı parasal genişleme, Avrupa’da en azından algıda iyileşme yaratırsa FED faiz artırımını 2015’in ikinci yarısına ötelerse, Türk piyasaları ve riskli varlıklar bu gelişmelerden çok olumlu etkilenir. Bu durumda borsamızda 80 binli seviyeler tekrar telaffuz edilebilir. 

Altı kurumdan portföy önerileri

ANADOLUBANK: Yatırımcıların tasarruflarının büyük çoğunluğunu uzun vadeli faizli enstrümanlarda tutmasını öneriyoruz. Özellikle uzun vadeli tahvil veya mevduat portföylerde çoğunlukta olmalı. Altın ve emtia ise uzak durulması gereken varlıklar. Portföylerinde bir miktar döviz bulundurmak isteyenlerin ise seçimlerini ABD Doları ve İngiliz Sterlini olarak yapmaları öneririz.

İŞ YATIRIM: Yatırımcıların 10 bin TL’si de, 10 milyon TL’si de olsa yatırım önerimiz, kendi risk algılarına paralel olur. Biz hızla yükselen volatilitenin yılın son 2.5 aylık döneminde bir miktar normalleşmesini bekliyoruz. Bu yüzden yatırım stratejilerini, tahammül edebilecekleri risk ölçüsünde uygulamalarında fayda var. Riskten uzak duran yatırımcılara yüzde 9.50 bileşik seviyelerinden bir yıllık Hazine tahvillerini öneririz. Daha fazla risk alabilecek yatırımcılar ise alacakları risk miktarına göre kullanım fiyatlarını belirleyecekleri BIST30 endeks put, Dolar/TL put opsiyonlarını satmalarını öneririz.

DESTEK MENKUL DEĞERLER: Gelişmekte olan ülke para politikalarının ve ekonomik dengelerin değişeceği bir yıla gireceğiz. Yılsonuna kadar olan süreçte yatırımcılara portföy çeşitlendirmesi yaparak yatırımlarını olası kayıplarda dengelemelerini öneririm. Yatırım aracı ve ağırlığı olarak yüzde 25 hisse senedi, yüzde 25 yabancı para, yüzde 25 altın ve yüzde 25 DİBS veya özel sektör tahvili şeklinde değerlendirilebilir. Yatırımların yüzde 25’ini borsada değerlendirenler defansif hisseleri tercih etmeli. Özellikle bu dönem borsada şirket seçerken döviz yükümlülüklerine dikkat edilmeli. Döviz yükümlülükleri döviz varlıklarından düşük ya da eşit olan şirketlerin seçilmesi defansif bir strateji olur.

YATIRIM FİNANSMAN: 100 bin TL’lik bir portföyde yüzde 20 hisse senedi, yüzde 30 özel sektör tahvili, yüzde 30 mevduat ve yüzde 20 repo dağılımı önerilebilir.

GEDİK MENKUL: Orta vade için global risk nedeniyle yatırımcıların mutlaka döviz pozisyonu bulundurması gerekiyor. Son çeyrekte jeopolitik risklerin de süreceği beklentisiyle defansif bir portföy kurgulamak daha rasyonel olur. Bu nedenle portföylerde yüzde 40 döviz cinsi enstrümanlar, yüzde 40 özel sektör tahvili, yüzde 15 hisse senedi (döviz geliri yüksek, döviz borcu minimal, ihracat ağırlıklı faaliyet gösteren, defansif şirketler olmak üzere), yüzde 5 repo ve nakit bulundurulmalı. 

FİNANSINVEST: Yılın son çeyreğinde piyasalarda baskının devam etmesini beklediğimizden riskli pozisyonlara mümkün olduğunca az ağırlık verilmeli. Sabit getiri sağlayacak ve olası dalgalanmalardan en az etkilenecek bir portföy yapısı oluşturmakta fayda var. Altın ve emtiaların zayıf kalmaya devam edeceğini tahmin ettiğimizden risklere karşı portföylerde bir miktar dolar bulundurulmasını öneriyoruz. 

Para Dergisi


 
E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde