MHP lideri Bahçeli'den idam çıkışı: Gelin bu işi bitirelim

MHP lideri Bahçeli'den idam çıkışı: Gelin bu işi bitirelim

MHP Genel Başkanı Bahçeli, "Madem idam cezasına ihtiyaç vardır, madem milletimiz bunu istemektedir; o halde bahaneye, kaçak güreşmeye, fuzuli konuşmaya gerek yoktur. AKP hazırsa MHP dünden hazırdır." dedi.

MHP lideri Bahçeli'den idam çıkışı: Gelin bu işi bitirelim
16px
24px
01.11.2016 10:15
ABONE OLgoogle

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.Bahçeli, idam cezası tartışmalarına ilişkin, "Madem idam cezasına ihtiyaç vardır, madem milletimiz bunu istemektedir; o halde bahaneye, kaçak güreşmeye, fuzuli konuşmaya gerek yoktur. AKP hazırsa MHP dünden hazırdır." dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, idam cezasına ilişkin olarak, "Madem idama ihtiyaç var, milletimiz bunu istemekte, o halde fuzuli konuşmaya, kaçak güreşmeye gerek yok. AKP hazırsa, MHP dünden vardır. Başbakan hazırsa gelin bu işi bitirelim" dedi. 

Bahçeli Cumhuriyet gazetesine yönelik başlatılan FETÖ operasyonu için, "Adında Cumhuriyet olup da Cumhuriyet değerlerine en çok zarar verenlerin, medya özgürlüğüne sığınmaları inandırıcı görünmeyecektir. Özgürlük demek maneviyata saldırmak demek değildir. Partimize yönelik yalan haberlerin merkezi olanlar önce zihniyetlerini gözden geçirmelidir. Terörizmle mücadelede herkese az ya da çok görevler düşmektedir" ifadelerini kullandı. 

MHP lideri, partisinin TBMM Grup Toplantısı'na katıldı. Bahçeli'nin açıklamalarının satırbaşları şöyle:

7 HAZİRAN SEÇİMLERİ

"Bugün ne yaşıyorsak, hangi sorunla boğşuyorsak dünden bağımsız değildir. Çetrefilleşen meselelerin tarihi bir arka planı vardır. Bu arka plan uzak ya da yakın geçmişe dayanabilecektir. Çözümü ertelenmiş problemler zaman içinde büyümektedir. Türkiye şu an önünü görmekte zorlanıyorsa öncelikle sorumluluk mertebesinde bulunanalar özeleştiri yapmak durumundadır. Ülkemizin bu içler acısı tuzağa nasıl düştüğüdür. İkinci aşamada vahamet düzeyindeki yanlışların tekerrür etmemesi içine nelerin hangi hız ve kıvamda yapılması gerektiği sorgulamaktır. Vereceğimiz doğru cevap bundan sonrası daha tedbirli, daha ihtiyatlı siyasi tutumları doğurcaktır. 

Ülkemiz 15 Temmuz akşamı vahşi kalkışmasıyla irkilmiştir. 1 Kasım seçimleri öncesi Türkiye aşırı gerilmiş, milletimiz bitap ve yorgun düşmüştür. 7 Haziran'dan 1 Kasım'a kadar geçen sürede demokrasinin ilke ve usulleri ufalanmıştır. Bu sürede siyaset dağınık, toplum karışık, iktidar bulanık, gelecek karanlık bir görüntü çizmiştir. 20 Temmuz 2015 tarihinden itibaren terörizm Türkiye'ye saldırmıştır. Türkiye'nin yıkımını projelendiren mihraklar üzerimize gelmiştir. 7 Haziran'dan bir gün sonra yeniden bir seçim yapılması için kolları sıvayanlar samimiyetsiz koalisyon arayışlarından sonra 1 Kasım'ı hazırlamışlardır. 1 Kasım kaygı ve korkularla çembere alınmıştır. Siyasi centilmenliğin yok sayıldığı, nezaket ve zarafet döneminin son bulmasıyla gerçekleşmiştir. 15 Temmuz felaketi bu huzursuzluğu şiddetlendirmiştir. 

İçinden geçtiğimiz sorun ve sıkıntıları kavrayabilmek ve aşabilmek için 7 Haziran beri etkin olan yanlış siyaset dilini teşhis etmek şarttır. Her siyaset adamının geçmişi inceleyip hanesine düşen sorumluluğu kabullenmesi gerekir. Kavgayla mesafe alamayacağımız malumdur. 7 Haziran-1 Kasım arasında yaşananlara tarih yazacaktır. O zaman MHP'nin hakkı Allah'ın izniyle teslim edilecektir. Bize hayırcı diyenler, koalisyondan kaçtığımızı uyduranlar mahçup olacaklar. Tarih bir kez daha yüzümüzü ak edecektir. 7 Haziran'dan sonra tertip edilen kara kampanyalar MHP'yi ele geçirme stratejilerinin ara istasyonlarıdır. Bu faturayı bize çıkarmakla kalmayıp, 2 Kasım sabahı ufkumuzu kapatmaya heves edenler, MHP'yi kirli operasyona alet etmek isteyen çürümüşlerdir.

YÜZDE 60'LIK BLOK TARTIŞMASI

7 Haziran'dan sonra Türkiye'nin toparlanması için yöntemler gösterdik hata mı ettik? Siyasetin sorumluluk almasını, ülkenin hükümetsiz bırakılmamasını arzuladık çok şey mi istedik? Seçimden en çok oyu alan AKP ile CHP hükümet kursun, ülkenin hayrınadır dedik, 32 gün toplanıp dağıldılar. Bizi yüzde 60'lık bloka mahkum etmeye kalktılar. PKK ve İmralı canisiyle ortaklığa sürüklemeye çalıştılar. CHP'nin kuyruk acısı buraya kadar dayanmaktadır. İnançlarımızla, Türkiye'nin gerçekleriyle bağdaşmayan bir koalisyona sonu ölüm de olsa girmeyiz. Adımız MHP'dir, manevi muhafızlarımız bir hilal uğruna kefensiz yatan ülkücü şehitlerimizdir. Yüzde 60'lık blok içinde masaya otursaydık, bunu şehitlerimize nasıl anlatacağımızı öngören var mıdır?
Dediler ki, MHP AKP'nin önünü açtı, dediler ki, MHP AKP iktidarının devamını sağladı. Milli iradenin neye karar verdiğinin hem yabancısı, hem hazımsızıdır. Millet ne derse o değil midir? Ne yapsaydık, sandıkta bulamadığımızı sokaklarda mı arasaydık? Demokraside göremediğimizi kaosla mı elde etseydik? Biz yalnızca Türkiye'nin önünü açar, düğümleri çözeriz. MHP, kulislerin, lobilerin, çıkarcıların, elit ve kaymak tabakanın değil, Türk milletinin eseridir.

Türk siyaseti kısır çekişmelerden, hizip ve bloklaşmalardan bir fayda sağlamamıştır. Türkiye kaybetmiş, milletimiz zarar görmüştür. Üslup kirliliği, vizyonsuz söylemler, ülkemizi geriye düşürmüştür. Siyasetin milli ve manevi kıstaslar dahilinde klasik ezberlerinden sıyrılması ve milletimize kılavuzluk yapması acil ihtiyaçtır. Kastımız siyasetin iktidar ve muhalefet arasına sıkıştırılmamasıdır. Ülkemüz ve milletimiz daha parlak, daha adil ve huzurlu geleceğe ulaşacaktır. Siyaset erdem ve değer alanından soyutlanırsa kriz üreten hastalıklı bir organizmaya dönüşecektir. 

Siyasi tükenmişlik hali, devlette gel gitler darbeci teröristlere kapı aralamıştır. Kendi içimizde çözemediğimiz her meseleye iç ve dış odaklar müdahil olmak için uygun ortam kollamışlardır. Türkiye söküğü varsa bizzat dikebilecek kabiliyettedir. Bu itibarla Türk siyaseti yapısal sorunlarından arınıp yeni bir milat, yeni bir mutabakat anlayışıyla 15 Temmuz'dan sonra belirlenen şartlara uyum sağlamalıdır. 

Türkiye yeni bir Mondros ve Serv süreciyle karşı karşıya kalmıştır. Teröristler vatana millete bomba yağdırmış nefret saçmışlardır. FETÖ canileri başarılı olsa bugün vatandan söz  edebilecektik. Devletin ur gibi sarılması boşuna değildi. 1919 yıllardan sonra ilk kez işgal girişimi gerçekleşmiştir. Türkiye kefeni yırtmışsa bunun şeref payesi Türk milletine aittir. Biz bundan iftihar ediyoruz.

FETÖ'NÜN SİYASİ AYAĞI

FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi siyasi ve toplumsal dengeleri sarsmıştır. FETÖ ile süren mücadelenin sosyal maliyetini hesaba katmak zorunludur. 29 Ekim'de yayınlanan KHK'lar ile 10 bin memur ihraç edilmiştir. İade edilenlerin sayısı da az düzeydedir. FETÖ ile bağlantılı olanlar devletin hiçbir kadamesinde tutulmamalıdır. Ancak artan şikayetleri incelemeden insanlığı açlığa itmek hiçbir değerle bağdaşmaz. Eften püften nedenlerle iktidar gücünü kötüye kullanmaktan uzak tutulmalıdır. 

Kripto FETÖ'cülerin hala görevde olduğu dile getirilmektedir. Bu açıklığa kavuşturulmalıdır. İktidarın soğukkanlı, sabırlı hareket etmesi tavsiyemizdir. İktidar FETÖ ile mücadelede hukukun temel ilkelerinden ayrılmamalıdır. Siyaset ayağına değmeyen, dokunmayan FETÖ ile bu gidişle inandırıcılığını kaybetmesi olağan ve mümkündür. Hukuk herkese eşit uygulanmalıdır. Hukukun üstünlüğüne bağlıysak başka türlüsünü düşünmek imkansızdır. Kimin Bylock'çuysa deşifre edilsin, kim yardım ve yataklık yaptıysa gereği yapılsın. Bylock ile gazetelerde röortajları yayınlanan ajan ve alçakların manipülasyonlarla FETÖ operasyonlarının sulandırılmak istendiği ortadadır. Gizlenmiş abi ve ablaların gizlendikleri delikten çıkarılması, FETÖ elebaşının ülkemize getirilmesi hükümetin tarihi görevidir. Yurtta Sulh Konseyi başta olmak üzere FETÖ her şeyiyle ortaya çıkarılarak yargılanmalıdır.

İDAM ÇAĞRISI

Son günlerde alevlenen idam tartışmasını değerlendirmektediz. Cumhurbaşkanı idama gönüllüdür ve onaylayacağını beyan etmiştir. Başbakan da idamın toplumsal talep olduğunu ifade ederek, Meclis'te uzlaşma olması durumunda destekleyeceklerini söylemiştir. İdama bakışımız net ve bellidir. MHP, İmralı canisinin asılması konusunda tavrını gösterirken, karşımızda oluşan gökyüzü koalisyonu tavrını belli etmiştir. Madem idama ihtiyaç var, milletimiz bunu istemekte, o halde fuzuli konuşmaya, kaçak güreşmeye gerek yok. AKP hazırsa, MHP dünden vardır. Başbakan hazırsa gelin bu işi bitirelim. Savaş suçlarına idamı düzenleyen tasarı veya teklif TBMM'ye gelmesi halinde, MHP gereğini yapacaktır. İdama karşı gelen, ikaz eden AB komiserleri kendi işlerine baksın. Bizim sözünü dinleyeceğimiz tek merci Türk milletidir.

"KANDİL VE SİNCAR'A TÜRK BAYRAĞINI DİKMEK..."

PKK kanlı ikizi FETÖ'nün açığını kapatmak için bomba patlatmayı şerefsizce sürdürmektedir. Türk milleti kahramanlarını her hafta ağıtlarla son yolculuğuna uğurlamaktadır. PKK'nın son teröristi kelepçelenmeden ya da gömülmeden mücadeleden dönmek devlete haramdır. Zulmle abad olunmaz, tehditle bu millet sinmez. Yeni güvenlik stratejisi bizim için önemlidir. Hainler kaynağında imha edilmelidir. Artık bu fitnenin kökü kurutulmalıdır. Sincar'a konuşlanmaya çalışan hainleri Irak topraklarında da yok edecek direnç Türk milletinde vardır. Kandil ve Sincar'a Türk bayrağını dikmek milletimizin helali hakkıdır.

IRAK VE SURİYE'DEKİ GELİŞMELER

Musul Musulluların yurdudur. Burada Türkiye'nin varlığı kaçınılmazdır. Bu tarihin bize yüklediği sorumluluktur. Telafer yanarken susalım mı? Musul'da yeni dünya kurulup Irak ve Suriye dizayn edilmek sessiz kalmak küresel markaja alınmak demektir. Türkiye'nin kenarda beklemesi olacak şey değildir. Bizim için Musul Türkiye'nin tarihi meselesidir. İp inceldiği yerden kopacaktır. Türkiye'nin nefsi müdafasını tartışmaya açanlar, terörle aynı karede duranlardır. 

HDP'li sözde siyasetçilerin terörist cenazelerine katılmaları devam etmektedir. Bunlarda ne utanma, ne arlanma vardır. PKK kan dökerken bunlar alkışlamaktadır. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı ile iki siyasi bölücünün tutuklanması geç kalınmış bir karardır. Bölücü hevesleri okşayan, teröristleri hakkı yenmiş mazlumlar şeklinde gösteren varsa vatana ihanet sayılacaktır. Bunların sayısı kalabalıktır. Yayınlarıyla teröre destek veren dergi, televizyonların da tahammüle sınır olduğunu bilinmelidir.

CUMHURİYET GAZETESİNE OPERASYON

Adında Cumhuriyet olup da Cumhuriyet değerlerine en çok zarar verenlerin, medya özgürlüğüne sığınmaları inandırıcı görünmeyecektir. Özgürlük demek maneviyata saldırmak demek değildir. Partimize yönelik yalan haberlerin merkezi olanlar önce zihniyetlerini gözden geçirmelidir. Terörizmle mücadelede herkese az ya da çok görevler düşmektedir.

YENİ ANAYASA

İktidar partisinin anayasa hazırlık sürecinde sona yaklaşıldığı anlaşılmaktadır. Elimizde somut bir veri yoktur. MHP olarak Türkiye'nin temel ve karmaşıklaşan sorunlarının çözülmesinden yanayız. Fiili durumun sonlandırılarak, hukuksuzluğun bıçak gibi kesilmesini arzuluyoruz. 2007 yılında 367 tıkacını açarken aynı şeyi söylemiştik. Gerilim ve kutuplaşmanın sakıncalarını vurguladık. AKP'nin medyada özet halinde yer bulan anayasa teklifi için yorum yapmamız yersizdir. Bizi anlaşılmaz bulanlar biraz daha sabrederlerse muratlarına ereceklerdir."

SORU-CEVAP

Bahçeli grup toplantısı sonrası gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bahçeli, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'un anayasa değişiklik teklifi için 330'u işaret etmesi hakkında, "Bu bir anayasa değişikliğini, referandum yoluyla veya 367'yi aşarak kesinleşmesi yoluyla bir uygulamadır. 330 olursa referandum yolu açık olur. O konuda da düşünmeleri lazım. Neyle görecekler, özel bir mercek mi var?" dedi.

Yeni anayasa ve başkanlık sisteminin Meclis'te kabul edilmemesi durumunda, bir kez daha görüşülmesi yönündeki soru üzerine Bahçeli, "Sorunun bitmesi gerek. Bitmiyorsa da onu biriktirip Türkiye'nin beka sorunu haline dönüştürmenin gereği olmaz" ifadelerini kullandı.

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde