Jandarma ve Sahil Güvenlik İçişleri Bakanlığı'na bağlanıyor

Jandarma ve Sahil Güvenlik İçişleri Bakanlığı'na bağlanıyor

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Jandarma ve Sahil Güvenlik komutanlıklarının atama ve sicil bilgileri doğrudan İçişleri Bakanlığı'na bağlanacak" dedi.

Jandarma ve Sahil Güvenlik İçişleri Bakanlığı'na bağlanıyor
16px
24px
21.10.2014 15:36
ABONE OLgoogle
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, partisinin TBMM Grubu'nda yaptığı konuşmada, çok yoğun bir haftayı geride bıraktıklarını, bu haftada ülkenin değişik meseleleriyle ilgili bir çok çalışmaya katıldıklarını, önemli kararlar aldıklarını söyledi.

Geçen haftaki grup toplantısının ardından Doğu ve Güneydoğu illerinden gelen belediye başkanlarıyla uzun görüşme gerçekleştirdiklerini anımsatan Davutoğlu, belediye başkanlarından son olaylarla ilgili kanaat, izlenim, çözüm önerilerini dinlediğini, acılarını paylaştığını, bütün kaygılarını tek tek ele alacakları konusunda onlara teminat verdiğini anlattı.

"Jandarma ve Sahil Güvenlik atamalarında değişiklik"

Davutoğlu, devrim niteliğinde bir adım attıklarını, bunun da Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlıklarının atama ve sicil yetkilerinin doğrudan İçişleri Bakanlığı'na bağlanması olduğunu söyledi.

Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlıklarının İçişleri Bakanlığı'na bağlı olmakla birlikte, bunların düzenlemelerinin Türk Silahlı Kuvvetleri içinde yapıldığını belirten Davutoğlu, "Jandarmada askeri konular hariç bütün diğer konulardaki yetkiler İçişleri Bakanlığı'na verilmişti. Türk Silahlı Kuvvetleri, ülke güvenliği açısından gözbebeğimiz gibi korumamız gereken çok önemli temel kurumumuzdur. Önümüzdeki hafta inşallah Genelkurmay Başkanlığımızı da ziyaret ederek, doğrudan brifing alacağım. Türkiye'de sivil asker ilişkilerinin sağlam bir zeminde inşa edilmesi milli ve ulusal güvenliğimiz ve demokrasimizin geleceği açısından en temel konulardan biridir" dedi.

Başbakan Davutoğlu, bugüne kadar pek çok reform yaptıklarını ve bundan sonra bu reformları sürdürerek, bütün kurumlar üzerindeki sivil ve demokratik denetimi güçlendireceklerini, bu kurumların kendi alanlarında en etkin hale gelmesi için ne gerekiyorsa bu desteği vermeye devam edeceklerini kaydetti. 

"Jandarma özel bir kıyafet giyecek"

Bu anlamda bu son planlanan değişikliğin gerçek bir reform niteliği taşıdığını ifade eden Davutoğlu, "Ayrıca bunun dış alana yansıması, görünür olması için de bundan sonra jandarmalarımız İçişleri Bakanlığımızın tayini ile özel bir kıyafet giyecekler, özel bir kıyafetle alanda çalışacaklar. Bu anlamda, hem idari işlerlik bakımından hem de toplumsal görünürlük bakımından demokratik, sivil hayatın daha yakın unsurlara halinde çalışmaya devam edecekler" dedi. Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Aslında biz yapısal tedbirleri öne çıkardık. Devlet ne yapılması gerektiği konusunda önce kendisine bakıyor, bu hususları ele alıyor, sonra da insan hakları bağlamında atılması gereken adımları önceleyerek tedbir planlaması yapıyor. Dördüncü adım. Son derece önemli ve bu olaylardan sonra bazı iç güvenlik reformu tedbirleri almamız gündeme geldiğinde istismar edilen bir konuyu da açık ve net biçimde bu reform paketi içinde cevap vereceğiz. O da kolluğun önleyici ve adli istihbarat faaliyetlerinin denetimi. Yani herhangi bir istihbari faaliyet yapılıyorsa, bunun da uyum içinde karşısında dengeleyici mahiyette denetimi yapılacak. Çeşitli konularda güvenlik birimlerinin yaptığı istihbarat, kanunlarda da olan teknik takip ve dinleme gibi yetkilerin önce bu birimlerde, İçişleri Bakanlığı'nda ve Başbakanlık Teftiş Kurulu ve Başbakanlık'ta denetimi yapılacak. Ayrıca TBMM'de oluşturulan 17 kişilik bir komisyona da rapor sunacak. Yani dinleme ile ilgili rahatsızlıkların hepimizi nasıl meşgul ettiğini son aylarda biliyoruz. Bu rahatsızlıkları gidermek için her türlü tedbiri alacağız. Ama eğer herhangi bir suçun önlenmesi için, tek bir konuya münhasır önleyici bir istihbarat dinlemesi yapılmışsa ya da mahkeme kararı ile adli bir istihbarat yapılmışsa, bu yapılan dinlemelerin hepsi TBMM'de bütün partilerin katıldığı bir komisyonda değerlendirilecek, raporlandırılacak denetim altına alınacak. Kimse bu konuda şu şüpheye düşmesin: 'Hükümetimiz dinlemelere karşı en etkin tedbiri aldı, acaba geriye dönüş mü var?' Hayır, verdiğimiz hiç bir özgürlükten geriye dönüş yaşatmayız, ama şunun da bilinmesi gerekir; son derece dinamik bir değişim çağında yaşıyoruz. Yeni gelen teknolojik bir araç imkanlarımızı genişlettiği kadar, özgürlükleri kısıtlayıcı sonuçlar da doğurabiliyor. Bu konuda da son derece dikkatli, gerektiğinde kanunlarımızı, yönetmeliklerimizi, genelgelerimizi insan haklarına uygun bir şekilde revize ederek, halkımızın özgürlüğünü ve güvenli bir biçimde yaşamasını teminat altına alacağız. 

Şiddet olayları, toplantı ve gösteri yapma hakkının korunması ile ilgili alınacak tedbirler. Toplantı ve gösteri yapma hakkı demokratik bir haktır, engellenemez. Eğer biri engelleyecek olursa, önce ben bu engellerin önüne gider, engellediği yerde toplantı ve gösteri yaparım. Ama aynı zamanda her hak ve özgürlük gibi, toplantı ve gösteri yapma hakkı da hukuk devleti ve kamu düzeni kurulları içinde gerçekleşir. Bir hakkın verilmesi, o hakkın başkalarının haklarını gasp edecek şekilde kullanılması sonucunu doğurmaz. Bu haklar herkes tarafından kullanılabilecek ama 'şu alan benim alanımdır, bu alanda sadece ben gösteri yaparım, başkası yapamaz. Ben bu alanda gösteri adı altında her türlü şiddeti yaparım, kimse bana ses çıkaramaz' denirse, ses çıkarılır. Bir vatandaş 'devlet nerede?' diye sorarsa, biz buradan haykıracağız, devlet de burada millet de burada."

Başbakan Davutoğlu, toplumdaki kamuoyu hassasiyeti bağlamında bazı konulara tek tek girmek istediğini söyledi.

Bu bağlamda, toplantı ve gösteri yapanlara karşı her türlü saldırının engelleneceğini belirten Davutoğlu, "Öyle durumlar oluyor ki toplantı ve gösteri yapılıyor, o toplantı ve gösteri yapanlar bize karşı da olsalar, eleştirel de olsalar, güvenlik birimlerimizin görevi, o toplantı ve gösteri yapanların da can güvenliğini teminat altına almaktır. Herhangi bir toplantı ve gösteriye dışarıdan saldırı olduğunda en etkin bir şekilde bu saldırı durdurulacak. Bu çerçevede, şiddete dönüştüren her türlü eylem suç sayılacak. Yani toplantı ve gösteri yürüyüşü yapıyoruz, fikirlerinizi ifade ediyorsunuz, çok güzel. Ama elinize molotofkokteyli  aldığınız anda, toplantı ve gösteri hakkı biter, şiddet eylemi başlar. O andan itibaren 'ben toplantı ve gösteri hakkımı kullanıyorum, falan filan, diyemez kimse" diye konuştu.

Ahmet Davutoğlu, bununla ilgili geçmişte bazı yasal düzenlemelerin yapıldığını, bu konuda İçişleri ve Adalet bakanları ile saatlerce biraraya geldiklerini belirterek, "Patlayıcı, yanıcı, ateşli silahlar gibi pek çok tanımlamalar var. Ama maalesef molotofkokteyli konusunda öyle bir muğlaklık var ki hakimlerin takdir yetkisine kalıyor, molotofkokteyli yakıcı bir madde mi yoksa değil mi?' diye. Hakimlerimize saygımız sonsuz ama son yaşanan olaylardan sonra bu konuda kimseye takdir hakkı tanımayız. Molotof bir saldırı aracıdır. Molotofkokteyli ile ambülanslar yakılmışsa, kütüphanelere ve müzelere saldırılmışsa, kuran kursları yakılmışsa, o molotofkokteyli insanların yüzlerine atılarak polislerimiz yanmışsa, belediye otobüsüne atılıp genç kızlarımız genç yaşta hayatlarını kaybetmişse biz buna sessiz kalamayız; bunun adı özgürlük olamaz. Bu konuda tamamıyla Avrupa Birliği ve dünya evrensel standartları esas alacağız" dedi. 

"Ahlaki, siyasi ve hukuki görevimiz"

Davutoğlu, "İç Güvenlik Reformu" hakkında bilgi verdi. Pakette, gözaltı süresi konusunda Avrupa'daki en düşük uygulamanın alındığını anlatan Davutoğlu, "Polis, alınan kişiyi 24 saat tutabilsin, savcı da bunu en fazla 48 saate kadar uzatabilsin ve 4 gün içinde de hakim huzuruna çıkma zorunluluğu zaten var, bu gerçekleşsin" diye konuştu.  

Yaşanan olaylara işaret eden Davutoğlu, "Diyarbakır ya da Batman'dasınız. Oradaki emniyetten, güvenlikten sorumlusunuz. Bir gösteriden bahsetmiyoruz, iki saat-üç saat... Üç gün süren yaygın, şiddet eyleminden ve her yerden yükselen ateşlerden bahsediyoruz. Bu durumda polis birini gözaltına alacak. Gözaltına alma hakkı yok, savcıya soracak önce. O sırada savcıya ulaşamazsa, o suçlu, elinde molotofkokteyli olan birisi, o eylemi yaptığı gibi başka bir eyleme de gidecek zamanı bulacak. Buna izin veremeyiz" dedi.

Kanunların nihai kertede tüm vatandaşların hukukunu korumak amacıyla çıkarıldığını, bu çerçevede AB standartları da gözönüne alınarak gözaltı düzenlemelerinin yeniden değerlendirilerek yeni bir düzene kavuşturulacağını belirten Davutoğlu, bu konuda kimsenin polise verilen yetkilerin genişletildiği, "polisiye bir devlete mi dönüşüyoruz" sorusunu sorma hakkı olmadığını kaydetti.

Davutoğlu, "Bunu söyleyenler, bugün sabah konuştuğum Yasin Börü'nün babası Fikri Bey'in feryadına kulak versinler. Bana telefonda diyor ki 'bu zalimler benim oğlumdan ne istediler Sayın Başbakanım; durdurun bu zalimleri.' Yüreği yanan bir baba bu feryadı yükseltiyorsa, bizim ona cevap vermek, ahlaki, siyasi, hukuki bir görevimizdir" diye konuştu. 

Davutoğlu, verilen zararın suçluya rücu edileceğini belirterek, bu düzenlemenin yasada zaten olduğunu kaydetti. Davutoğlu, "Biz bütün bu zararları tazmin ediyoruz, binalarımızı yeniliyoruz. Ta ki bu vandallar, bu eşkıyalar bu memleketin sahipsiz olmadığını görsünler. ama suçlular tespit edildiğinde, bizim yaptığımız tazminler de o suçlulara rücu edilecek, onlardan alınacak. Bu rücu için geçmişte olan zaman aşımı da uzatılacak. Bu rücu zaman aşımına tabi olmayacak, uzatılacak. Bir sene sonra da olsa suçlu tespit edildiğinde, kesinlikle bu suçların doğurduğu zararlar ondan tazmin edilecek" dedi. 

"Her biri birer teröristtir"

Davutoğlu, bonzai konusunda daha önce Sağlık Bakanlığı'nda yapılan toplantıdan sonra açıklama yaptığını hatırlatarak, bonzai ve diğer uyuşturucu işi yapanların terör muamelesi göreceğini söyledi. "Her biri birer teröristtir. Çünkü gelecek nesilleri yok eden bir eylem içindeler" diyen Davutoğlu , bonzainin net olarak uyuşturucu sayılacağı kanuni düzenleme yapılacağını ve her türlü uyuşturucu faaliyetinin okul çevrelerine yakın işlenmesi durumunda zaten ağırlaştırılmış olan cezaların iki katına çıkarılacağını kaydetti. Davutoğlu, okulların ahlakın, ilmin, bilginin irfanın merkezleri olduğunu ve oralara uyuşturucunun yaklaşmasına kesinlikle izin vermeyeceklerini ifade etti.  

Sanal ortamda şiddete, teröre, nefrete çağrı dili anlamına gelecek uygulama, ifade ve yapılan bazı çalışmaların kesinlikle suç olarak telakki edileceğini ve bunların durdurulması için gerekli tedbirlerin alınacağını kaydeden Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Tam da ateşle şehirler yanarken gece bütün valilerden brifing alırken bir taraftan da atılan tweetleri bana gönderdiler. 'Silahlı ayaklanmaya başlıyoruz, herkes silahını alsın', Şu sokakta silahlı direniş başlamıştır, silahlarınızla oraya gidin.' Bu tweetleri atmak özgürlük müdür? Böylesi tweetler Amerika'da, Avrupa'da atılsa, siyahları beyazlara karşı, beyazları siyahlara karşı kışkırtmak için... Acaba o şirketler bu tweetleri sürdürebilirler mi; engellemezler mi? Biz de engelleyeceğiz. Bunun da hiçbir şekilde nefret, şiddet dilinin hiçbir şekilde özgürlükle alakası olamaz. O anlamda sanal ortamda alınacak tedbirleri de dün görüştük. Tabii ilgili  şirketler temel kurallara riayet ettiklerinde temel amaç, sadece o tweetlere dönük veya sanal ortamda kullanılan ifadelere dönük tedbirler olacak. Ama yaygın şiddet eylemine dönüşen durum söz konusu olduğunda sanal ortamla da ilgili gerekli tedbirler alınacak." 

Aramaya yeni düzenleme

Davutoğlu, kolluğun üst ve araç arama yetkisinin de önemli ve hassas bir konu olduğunu belirterek, bunun tamamıyla hukuki denetime açık şekilde ve  gerekli izin prosedürleri yerleştirilerek yeni bir düzenlemeye kavuşturulacağını söyledi.

Başbakan Davutoğlu, hiçbir vatandaşın üstü, aracı ya da evinin rastgele ve keyfi şekilde aranamayacağını belirterek, "Ancak herhangi bir şekilde gelen istihbarat; çok güçlü suç işleme delili oluşturacak hale dönüşmüşse bunun için de yine yargı süreçleri de paralelinde işletilmek suretiyle izin alındıktan sonra arama yapılabilecek araçta ve üst aramalarda.  Mantığı şudur; biz şimdi burada Yüce Meclisimizde toplaırken bir istihbarat gelse ve Meclis'in önünden bir aracın içinde uyuşturucu taşındığı bilgisi ulaşsa, biz de içişleri Bakanlığımıza talimat versek 'bunu engelleyin' diye... O anda eğer gerekli izin prosedürü tamamlanamazsa o araç gözümüzün önünden geçer ve biraz ötedeki okulda çocukların kanlarını, zihinlerini yok edecek, zehirleyecek şekilde bir suç aletine dönüşür. Buna izin vermeyiz.  Bu konuda da AB içindeki uygulamaları da gözününde bulunduran düzenlemeler yapacağız" diye konuştu. 

Özel bir düzenleme yaparak engelli, hasta ve yaşlıların  ifadelerinin evlerinde alınabileceğini belirerek, bu kişilerin ifade için karakola veya mahkemeye çağrılmayacağını söyledi. 

"Kolluk Gözetim Komisyonu" kurulacak

Davutoğlu, bütün düzenlemelerin sivil gözetimi ve denetimi için devrim mahiyetinde reform yaptıklarını belirterek, kolluğun görevlerini nasıl kullandığını denetlemek amacıyla AB standartlarına uygun şekilde "kolluk gözetim komisyonu" kurulacağını kaydetti.

"Ola ki bu yetkiler verildi. Emniyet görevlilerimizden herhangi birisi bu yetkileri kötüye kullanmışsa bunu denetlemek üzere de kolluk gözetim komisyonu kurulacak" diyen Davutoğlu, komisyon içinde Başbakanlık İnsan Hakları Kurumu Başkanı, Barolar Birliği ve üniversite temsilcileri bulunacağını ve tamamıyla sivil bir yapıda olacağına  dikkati çekti. Davutoğlu, yetki verildikten sonra yetkinin denetiminin de demokratik standartlarda yapılacağını, buna da kimsenin itirazının olmaması gerektiğini ifade etti. 

Davutoğlu, önemli bir karar daha aldıklarına işaret ederek, "Bütün bu hususlardaki düzenlemeler, TBMM'deki AB Uyum Komisyonu'ndan da geçecek, ondan sonra Genel Kurula' sevkedilecek" dedi.

Diğer düzenlemeler

"Reform Paketi"nin bir diğer alanın İş sağlığı ve güvenliği konusunda olduğunu belirten Davutoğlu, iş kazalarının vatandaşların güvenliğini nasıl tehdit ettiğini bildiklerini vurguladı. Davutoğlu, iş sağlığı ve güvenliği konusundaki tasarının en kısa zamanda Meclis'e sunulacağını belirtti.

Davutoğlu, bir diğer alanın "kişisel verilerin korunması" olduğunu ifade ederek, mahremiyetin korunması, kişisel verilerin işlenmesi, depolanması, değiştirilmesi konusunda tamamıyla vatandaşların hukukunu gözeten düzenleme yapılacağını ve bunun da en kısa zamanda kanunlaşacağını söyledi. 

Üzerinde çalışılan diğer alanın patent haklarının korunması olduğunu belirten Davutoğlu, fikri ve sınayi mülkiyet haklarını da gözönüne alan ve bunları teminat altına alacak düzenleme yapacaklarını ifade etti. 

Davutoğlu, elektronik ticaretin düzenlenmesiyle ilgili çalışmaya işaret ederek, elektronik ticaretin düzenlenmesiyle de tüketici haklarını teminat altına alan yasal çalışmayı tamamladıklarını ve en kısa zamanda Meclis gündemine geleceğini söyledi. 

"İstanbul Tahkim mahkemelerini kuruyoruz" diyen Davutoğlu uyuşmazlık ve karşılıklı olarak hukukların korunması yönünde tahkim sürecini güçlendirerek devam edeceklerini kaydetti.

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde