İşte Türkiye'nin beyin avcılarından yöneticilere önemli tavsiyeler

İşte Türkiye'nin beyin avcılarından yöneticilere önemli tavsiyeler

Türkiye’nin önde gelen “head hunter”ları pazarı değerlendirirken geleceğin yöneticilerine de doğru yeteneği bulmak konusunda çok önemli tavsiyelerde bulunuyorlar…

İşte Türkiye'nin beyin avcılarından yöneticilere önemli tavsiyeler
16px
24px
11.11.2016 12:41
ABONE OLgoogle

Ezgi Güler'in haberi

Önemli kurumlara liderlik edecek ve belki de geleceğe tesir edecek yöneticilerin atanmasında en aktif rolü oynuyorlar. Türkiye’nin önde gelen “head hunter”ları pazarı değerlendirirken geleceğin yöneticilerine de doğru yeteneği bulmak konusunda çok önemli tavsiyelerde bulunuyorlar…

YANLIŞ bir yönetici seçimi, seçen şirkete yöneticin yıllık maaşının üç katına mal oluyor. 2008 krizinden sonra dünya genelinde kar marjları oldukça düştüğü için üst düzeyde yönetici ve lider seçimi hiç olmadığı kadar hassas ve kritik bir konu haline geldi. Kurumlar bir yandan azalan kar marjlarıyla mücadele edecek doğru lideri ararken diğer yandan bu lideri ararken oluşan maliyeti en aza indirgemekle meşgul. Dijital dünyanın nimetleri sayesinde araştırmak ve uygun adaya ulaşmak eskisinden daha kolay olsa da müşterinin ihtiyaçlarını tam anlamıyla karşılayacak yetkinlikte, vizyoner, iletişimi güçlü, yenilikçi, sıra dışı fikirlere sahip, zamanın gerisinde kalmayan doğru lideri bulmak çok güç.

Belirsizliğin hakim olduğu VUCA (volatility, uncertainty, comlexity, ambiguity/ oynaklık, belirsizlik, karmaşıklık, muğlaklık) dünyasında şirketlerin geleceğine yön verecek doğru lider ve yönetici seçiminde, beyin avcılarına ya da bir diğer tabirle üst düzey yönetici seçme ve yerleştirme yapan danışmanlık şirketlerine daha fazla iş düşüyor artık.

“AVCI” DEĞİL “ARAŞTIRICI”

Hemen belirtelim, onlar kendilerini “beyin avcıları” olarak değil, üst düzey yönetici seçme ve yerleştirme yapan danışmanlar olarak tanımlıyor. Yani artık yaptıkları işi “head hunter” değil “executive search” olarak tanımlıyorlar. Şirketlerin rotasını ve vizyonunu belirleyen doğru yöneticileri bulan beyin avcılarının önemi daha da artarken Türkiye danışmanlık pazarı ise dünyadaki trendleri yakalamak noktasında her geçen gün güçleniyor.

Hala “tanıdık” ile iş yapma kültürü olsa da üst düzey yönetici seçme ve yerleştirme pazarında Türkiye trendleri hızla takip eden ve uygulayan ülke olarak öne çıkıyor. Dünyanın en saygın ve etkili exevutive search şirketlerinin Türkiye’de faaliyet göstermesi ve lider seçiminde global networklerinden faydalanmaları da bunun bir göstergesi. 
Her ne kadar son dönemde ülkemizde yaşanan olumsuz gelişmeler danışmanlık sektörünü etkilemiş olsa da neticede şirketler lider arayışını her daim sürdürüyor ve executive search hizmeti veren şirketlerden faydalanıyor. Türkiye’de şu anda işe alım yapan 300’den fazla şirket var. Bunlardan yaklaşık 50’si üst düzey yönetici seçme ve yerleştirme hizmeti veriyor. Sektörde her geçen gün rakipler çoğalsa ve pasta daralsa da az sayıdaki lideri en uygun pozisyona yerleştirmekle sorumlu olan bu şirketlerin önemi artıyor. 

İŞLERİ EN UYGUNU BULMAK

İçinde yaşadığımız VUCA ortamında durumu hızlıca irdelemek, geçmiş deneyimlerinden yararlanarak daha önce hiç karşı karşıya kalmadığı durumlarda dahi etkin aksiyonlar alabilmek ve bunu diğer insanları da angaje ederek yapabilmek, öğrenme çevikliğinin yüksek olması ile mümkün. Bunu yapabilen lider sayısı azken, bu liderleri seçip en uygun pozisyona yerleştirmekle yükümlü olan ve bunu en iyi şekilde yapan executive search liderlerini derledik bu hafta. Lider seçmenin püf noktalarını bilen, bunu bilimsel yöntemlerle olduğu kadar sektörel deneyimleriyle taçlandıran bu deneyimli danışmanlar, iyi bir liderde olması gereken özellikleri sıralarken Türkiye pazarını da bizim için değerlendirdiler. Bu alanda kariyer yapacaklara tavsiyeleri de olan beyin avcıları, doğru yeteneği elde tutmak için yapılması gerekenleri bizimle paylaştı…

MURAT YEŞİLDERE
Egon Zehnder International Türkiye Lideri

Lisans derecesini Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nden alan Murat Yeşildere, lisans eğitiminin ardından Manchester Üniversitesi’nden İşletme Ekonomisi dalında yüksek lisans derecesi aldı. Finansal kiralama sektöründe başlayan profesyonel kariyeri Philip Morris, GSD Holding ve GSD Yatırım Bankası’nda hazine ve fon yönetimi konularında aldığı yönetici rolleri ile gelişti. Ekim 2000’de, yönetim danışmanlığı firması Egon Zehnder’e katıldı ve Türkiye’nin yanı sıra bölge coğrafyasında, farklı ülkelerde üst düzey stratejik yönetici atamaları, yetkinlik değerlendirme ve geliştirme projelerinde, yönetim kurulu atamalarında lider rol üstlendi. Son 15 yıl içinde, her yıl bine yakın mülakat yaparak, farklı geçmiş ve profile sahip liderleri tanıma imkanı yakaladı. 

“TÜRKİYE OLGUNLAŞIYOR”
Yetenek piyasası düşünüldüğünde, Türkiye’nin henüz “olgunlaşma” aşamasında olduğunu belirten Yeşildere, diğer taraftan Türkiye pazarının “yönetici atama/araştırma” firmaları açısından değerlendirildiğinde dünyanın en büyük şirketlerinin rekabet içinde olduğu pazarlardan birisi olduğunu söylüyor. Trendlere baktığımızda ayrıca çeşitlilik ve kapsayıcılık kavramları da artarak gündeme geliyor. Türkiye’de bu konu sadece cinsiyet ile sınırlı iken, dünyada coğrafyadan ırka, cinsiyetten dine, dile ve millete hemen her konuda çeşitlilik bir gereksinim halini alıyor. Küresel trendlere baktığımızda ise Yeşildere, özellikle executive search pazarında büyük oyuncuların inorganik büyümeyi tercih ederek, şirket satın alma yönünde ilerlediğini belirtiyor. 

KÜRESEL AĞDAN FAYDALANIYOR
Egon Zehnder olarak lider seçimini yetkinlik bazlı yaptıklarını belirten Yeşildere, “Özellikle tepe koltuk (CEO/genel müdür) atamaları için üç yetkinlik bizim için önemli gösterge oluyor; sonuç odaklılık, stratejik düşünebilme ve değişime liderlik edebilme. Türkiye’de hala pazarın, sektör bilgisinin veya belli bir alandaki fonksiyonel uzmanlığın sıklıkla önemli bir seçim göstergesi olduğunun altını çizmemiz şart; yani Türkiye’de birçok projemizde ‘üst düzey uzmanlar’ arıyoruz” diyor. Portföy oluştururken Egon Zehnder’in küresel ağından da faydalandıklarının altını çiziyor. “Türkiye dünyanın değişik coğrafyalarında bulunan Türk liderlere, hatta bazen uluslararası liderlere olan talebin arttığı bir pazar olabiliyor” diyen Yeşildere, sosyal medyadan doğrudan temasa kadar birçok yolu doğru adaylara ulaşmak için etkin olarak kullandıklarını, sadece üst düzey roller için direkt ilan verme yoluna gitmediklerini aktarıyor.

“TEKDÜZELİKTEN UZAK DURUN”
Bu dönemde kadınların daha fazla iş hayatında yer almasını önemseyen Yeşildere, liderlere yetenek seçerken şu tavsiyede bulunuyor: “Büyük gruptan farklılaşmak her zaman değerli bir çaba olarak görülmeyebiliyor; bu yüzden de liderlere farklı ‘keskin’ yönleri olan bireyleri değerlendirirken, değişik lensler kullanmalarını tavsiye ederim. Tekdüze profiller değil, keskin yönleri olan bireyler kurumları ileri taşıyacak, öne çıkartacak liderleri yaratabilirler; yeter ki fırsat alabilsinler.” 

GAYE ÖZCAN
HumanGroup Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü
IRC Global Executive Search Partners / EMEA Bölgesi Lideri

IRC Global Executive Search Partners’ın altı kıtada, yaklaşık 45 ülkede, 75’i aşkın ofisi bulunuyor ve 2012’den bu yana Türkiye’de HumanGroup çatısı altında faaliyetlerini sürdürüyor. Firmanın EMEA (Avrupa, Ortadoğu, Afrika) Bölgesi Liderliğini üstlenen Gaye Özcan, 20 yılı aşan kurumsal kariyerine 1995 yılında Interbank’ta başladı ve çeşitli kurumlarda insan kaynakları grup müdürlüğüne dek yükseldi. İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde lisans, Marmara Üniversitesi İşletme Bölümü’nde yüksek lisans eğitimini tamamlayan Özcan, psikoloji, sosyal psikoloji, art terapi, ilişki terapisi, psikodinamik terapi alanlarında sertifikalara sahip.

“ANALİZ YETENEĞİ BELİRLEYİCİ”
Özcan’a göre, iyi bir beyin avcısının her şeyden önce insanı tanıma becerisi yüksek olmalı. Bu yüzden öncelikle kendisini iyi tanımalı. Birey olarak kişilik özelliklerini, iletişim biçimini, hayata bakış açısını, engellerini, motivasyonlarını bilirse diğer insanları ve dış dünyayı daha etkin bir biçimde analiz edebilir. Ancak bu şekilde kurumun beklentilerini ve uygun olabilecek adayı belirleyebilir ve süreç sırasında adaylarla otantik bir iletişim biçimi geliştirebilir.
Ayrıca proje gerçekleştirdiği sektörün dinamiklerini çok iyi anlamalı. İyi bir analiz yeteneğine sahip olmalı. Kurumu ve adayı derinlemesine analiz edebilmeli. Adaylarla güven ilişkisi kurabilmeli, gizlilik, etik yaklaşımı ve bireysel değerlere saygı son derece önemli. Zihinsel merakı yüksek, araştırma ve yeni şeyler öğrenme motivasyonu yüksek olmalı. Dış dünyaya açık olmalı, çevrede olup biteni izleyebilmeli. İyi bir networke sahip olmalı.

“AVRUPA DENEYİM DİYOR”
Türkiye executive search pazarı ile Avrupa’yı kıyaslamasını istediğimiz Özcan’a göre, Avrupa’da “executive search” son derece olgunlaşmış bir piyasa ve bu piyasada deneyim ve uzmanlık çok önemli. O nedenle danışmanların yaş ortalaması oldukça yüksek. Hem akademik eğitim hem deneyim ve ekspertiz hem de genel kültür olarak kayda değer birikimlere sahipler. Global anlamda bakıldığında ise dış dünyaya ve farklı kültürlerle iş yapmaya görece daha alışkınlıklar, yüzyıllardır süren ticari ilişkilere sahipler. Ortalama üç yabancı dil konuşuluyor, hatta bu sayı bazı danışmanlarda 5-6 dile kadar çıkabiliyor.
Doğu Avrupa, Afrika ve Ortadoğu’da ise dinamikler daha farklı. Rekabet son derece yüksek, bireysel ilişkiler önemli. Daha çok aday bulma ve yönlendirme üzerine dönen bir sistem var. Bu pazarlarda fiyat hassasiyeti yüksek; bu nedenle de uzmanlık, deneyim ve danışman birikimi ikinci planda kalabiliyor. Güney Afrika’da ise durum biraz daha farklı, ‘lokal’ olarak oldukça başarılı global yaklaşımla hizmet veren danışman firmalar var. 

EN İYİ KOMBİNASYONU ARIYOR
Özcan’a göre, bir başka önemli konu da “global yetenek” kavramı. Yaşlanan Avrupa nüfusuna karşılık gelişen pazarlardaki genç popülasyon önemli bir hedef kitle haline geliyor. “Benim sorumlu olduğum EMEA Bölgesi’ne baktığımda artık headhunter’lar sadece kendi ülkesinde aday aramıyor, yakın coğrafyalarda olan, potansiyeli yüksek yöneticiler de aday havuzunda değerlendiriliyorlar” diyen Özcan, avlanmaya başlarken, kuruma, işe, çalışma ortamı ve kültüre en uygun olabilecek kombinasyonu bulmaya çalıştıklarını söylüyor. 

NİLGÜN LANGENBERG
Korn Ferry Türkiye Executive Search Genel Müdürü

 Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü mezunu olan Nilgün Langenberg, Kanada Ottawa Üniversitesi’nde MBA eğitimini tamamladıktan sonra profesyonel iş hayatına farklı ülkeler, farklı sektörler, farklı şirketler ve farklı rollerle devam etti. İş hayatına Xerox’ta Satış, Pazarlama ve İnsan Kaynakları pozisyonunda başlayan Langenberg, sonrasında Korn Ferry’de danışmanlık yapmaya başladı. 2003 yılında Hollanda’da Sara Lee’de Global Yetenek Yönetimi rolünü üstlenen Langenberg, 2012’de Hollanda Heidrick&Struggles ortağı oldu. Bugün Korn Ferry Türkiye’nin Yönetici Ortağı olan Langenberg, iyi bir beyin avcısında bulunması gereken özellikleri, derin bir iş ve sektör bilgisi, stratejik ve global perspektif, meraklı ve analitik bir zihin, ilişki kurma ve yönetme yetkinliği, disiplin ve etik değerler olarak sıralıyor.

“DOĞRU EŞLEŞTİRME KRİTİK”
Türkiye’nin üst düzey işe yerleştirme sektöründe ve genel olarak organizasyon ve insan kaynakları danışmanlık sektöründe oldukça ileri bir konumda olduğunu söyleyen Langenberg, “Bu alandaki metotlar ve yetkinlikler oldukça sofistike. Bunu dünyadaki ileri standartlarda yapmanın en önemli kriterleri bilimsel ve bütünsel yaklaşım. Örneğin, üst düzey işe alım sürecine şirket stratejisini çözümlemekten başlamak ve buna bir yedekleme bakış açısından yaklaşmak bütünsel bir yaklaşım oluyor. Böylece, hem dış adayları hem de iç adayları değerlendirmek ve genel bir gelişim yaklaşımı yaratmak beklenmedik avantajlar sağlıyor. Ya da işe alımda değerlendirme yaparken bilimsel olarak etkinliği kanıtlanmış ve global normları olan araçlar kullanmak yerleştirilen kişinin uzun vadeli başarı olasılığını müthiş arttırıyor” diyor.

KENDİ MODELLERİNİ KULLANIYOR
Beyin ararken KF4D (Korn Ferry 4 Dimensions) modelini uyguladıklarını belirten deneyimli yönetici, bu modeli deneyimler, yetkinlikler, kişilik özellikleri ve motivasyona dayandırdıklarını söylüyor: “Biz tüm projelerimizde adaylarımıza uyguladığımız bir envanter ile global normlar ve müşterimizin çizdiği ideal profille karşılaştırma yapıyor ve bunu deneyimli danışmanlarımızın yaptığı yetkinlik bazlı mülakat ile tamamlıyoruz. Metodik referans kontrolü her projede yapılıyor. Benim gözümde iyi ya da kötü iş ya da aday yoktur, her zaman doğru eşleştirme vardır.”

 MÜGE YALÇIN
My Executive Kurucu Ortağı

Kariyerine 1985 yılında Arthur Andersen’de danışmanlık bölümünde başlayan Müge Yalçın, sekiz yıl boyunca yerli ve yabancı bankalarda ‘Kurumsal Finansman Müdürü’ olarak çalıştı. 1999 yılının başında, Arthur Andersen’den gelen yeni bir teklif üzerine yönetici temini departmanının başına geçti ve insan kaynakları kariyeri başlamış oldu. 2005’te MY Executive’i kurarak executive search alanına odaklandı. “Tüm diğer danışmanlık alanlarında olduğu gibi yönetici temini alanında da en önemlisi müşterinizi ve ihtiyaçlarını doğru ve hızlı anlayabilmek. Bu da tecrübe gerektiriyor” diyen Yalçın, iyi bir beyin avcısında olması gerekenleri şöyle sıralıyor:
“Şirketlerin üst düzey yönetici ihtiyaçlarına en uygun cevabı verebilmek için uygun adayların yer aldığı geniş bir listeyle düzenli iletişim halinde olmak gerekiyor. Onların kariyerlerindeki gelişmeleri yakından takip edebilmek önemli. Diğer tarafta şirketleri de yakından izliyor ve sadece bugünlerini değil gelecekte olmak istedikleri yeri de öngörmek, anlamak gerekiyor. Çünkü önerilecek yönetici adayının bugünün ihtiyaçlarının yanında gelecek dönem ihtiyaçlarına da cevap verebiliyor olması büyük önem taşıyor.”

“ŞANSLI BİR ÜLKEYİZ”
Lider ararken önce müşteri ihtiyaç ve isteklerine odaklandıklarını sonrasında ise aday araştırmalarına başladıklarını aktaran Yalçın, pek çok üst düzey yönetici bilgilerini içeren bilgi bankasından uygun olabilecek adayları araştırdıklarını ve bu araştırmayı sektör araştırması ile destekleyerek potansiyel adaylara ulaştıklarını aktarıyor. Portföy oluştururken LinkedIn ve Google gibi kaynaklara da başvurduklarını belirten Yalnıç, yeni jenerasyonda çok donanımlı, güçlü liderlik yetkinliği olan üst düzey yönetici adaylarına sıklıkla rastladıklarını belirtiyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor: 
“Bence Türkiye bu açıdan şanslı bir ülke; pek çok üst düzey yönetici dünyanın diğer ülkelerindeki yöneticilerle yarışacak kapasite ve donanımda. Son dönemlerde uluslararası şirketlerin bölge görevlerinde ve ana ofislerinde önemli görevlere atanan pek çok Türk yönetici biliyoruz.”

YEŞİM TODUK
Amrop Türkiye Kurucu Ortağı

ODTÜ İşletme Bölümü’nde lisans eğitimini takiben Fullbright bursu ile ABD’ye MBA yapmaya giden Yeşim Toduk, orada pazarlama ve reklam alanında çalıştıktan sonra Türkiye'ye dönerek önce reklam sektöründe çalıştı. Sonrasında Boğaziçi Üniversitesi’nde Türk Sovyet iş ilişkileri üzerine doktora derecesini tamamladı ve "liderlik" konusunda uzmanlaşarak üst düzey yönetici yerleştirme alanında çalışmaya başladı. Son 20 senedir de dünyanın önde gelen üst düzey yönetici yerleştirme firmalarından Amrop'un Türkiye'deki Kurucu Ortağı olarak kariyerine devam eden Toduk, bu görevine eşzamanlı olarak mesleki birikimiyle akademik araştırmalarını bir araya getirerek kitaplar yazıyor.

“GÜÇLÜ BİR KONUMDAYIZ”
“Doğru ilişkiler ağını kurarak, pazarı ve trenleri detaylı bir şekilde takip ederek doğru zamanda doğru yeteneği doğru koltuğa transfer edebilmek işimizin başarı göstergesi” diyerek beyin avcılığını özetleyen Toduk, iyi bir headhunter'ın ticari bakış açısı güçlü, doğru ilişkiler ağına sahip, güvenilir ve pazarda gerçek anlamda fikir danışılan, sözüne güvenilen bir kişi olması gerektiğine dikkat çekiyor. Dünya headhunter piyasasını göz önüne aldığınızda Türkiye’nin dünya trendlerini takip etme ve uygulama anlamında son derece güçlü bir konumda olduğuna vurgu yapan Toduk, Türkiye’nin büyüyen ve yüksek potansiyeli olan bir ekonomi ve coğrafya olarak takip edildiğini ve pek çok uluslararası şirketin tepe yöneticilerini yetiştiren bir ülke olduğunu söylüyor.

“KATILIMCI LİDERLİK ARANIYOR”
“Lider seçerken aradığınız kriterler nelerdir?” diye sorduğumuz Toduk, 10 sene önce tanımlanan liderle bugünün aranan lideri arasında bazı farklar olduğuna dikkat çekip “Eskiden vizyonu çizen ve diğerlerini peşinden sürükleyerek organizasyonu büyüten, geliştiren ‘tek adam’ tanımı doğru lider için yeterli iken, bugünün dijital dünyasında aradığımız ise ‘katılımcı liderlik’ yani vizyonun oluşum anından itibaren tüm çalışan ve paydaşları dahil eden ve onların da fikrini alarak katılımcılık ile bağlılığı yaratabilen lider. Vizyona katılımcı bağlılık, dijital kabiliyetler, kişiselleştirme, güçlü ilişkiler ağı kurabilme ve yenilikçilik ve girişimcilik yetkinlikleri ile yola çıkıyoruz ve sizin tabiriniz ile ‘avlanmaya’ buradan başlıyoruz. Kişinin iş deneyimlerine ve yetkinliklerine baktıktan sonra bunlara dikkat ediyoruz.”
Toduk, bugün tüm lider ve organizasyonların karşılaştığı sorunun kuşak farklarından yola çıkarak yeni yeteneği doğru yönetebilme becerisi olduğunu vurguluyor.

TIM BRIGHT
One World Consulting Yönetici Ortağı 

Çalışma hayatına İngiltere’de iş eğitmeni olarak başlayan Tim Bright, Türkiye’ye 1991 yılında bankacılık sektöründe, eğitim projelerinde çalışmak üzere geldi. 1995 yılında Nicholson International’a katılan Bright, 1998 yılına kadar bu şirketin Türkiye ve İsrail ofislerini yönetti. O dönemde Türkiye’de, headhunting çok yeniydi ve pek çok sektörde neredeyse hiç bilinmiyordu. 1998’de Hong Kong’a taşınan ve özellikle Çin’e odaklanarak Nicholson International’ın Kuzey Asya ofisini yöneten deneyimli yönetici, 2000 yılında ABD ofislerini ve global müşteri ilişkilerini yönetmek için New York’a taşındı. “Burada, en gelişmiş üst düzey yönetici araştırma pazarında çalışmak benim için iyi bir tecrübe oldu” diyen Bright, sonrasında Türkiye’ye dönerek yaklaşık 10 yıl önce OneWorld Consulting adlı danışmanlık firmasını kurdu.

“DÜNYADAN ÇOK FARKLI DEĞİLİZ”
“Ekibimiz için işe alım yaparken dikkat ettiğimiz dört ana kriter var; iyi ahlak, zeka, çalışkanlık ve merak. Bence bunlar en iyi headhunter’ları diğerlerinden ayıran kriterler” diyen Bright, Türkiye headhunter piyasasını değerlendirirken şunları söylüyor:
“Bugün Türkiye, dünyanın geri kalanından aslında çok da farklı değil. Şirketler, kendi bünyelerinde kuvvetli işe alım fonksiyonları kurmakta ve işe alım süreçlerini kendileri yönetebilmekte. 10 yıl öncesine kıyasla, bugün hız konusunda daha çok baskı ve müşterilerle şeffaf bir şekilde, yakın iş ortaklığına dayalı çalışma beklentisi var.”

BEYİN AVLAMAK EKİP İŞİ
Bright’a göre, Türkiye, iyi tecrübeye sahip, yetenekli kişilerden oluşan bir pazara sahip. Diğer pazarlara kıyasla, Türkiye’de genellikle daha genç, daha az tecrübeli adaylar işe yerleştiriliyor. Ama bu kişiler kesinlikle işi yapabilme ve şirketle birlikte gelişme yetkinliğine sahipler. Öğrenebilecek ve yeni şirketiyle kendisini daha da geliştirecek kişileri seçebilmek önemli.
Beyin avcılığının bir ekip işi olduğunu ve ekip liderinin tek başına önemli olmadığını belirten Bright, lider arayışında danışman ve araştırmacının kalitesi ve tüm ekip üyelerinin birlikte verimli bir şekilde çalışabilme becerisinin başarı için çok önemli olduğunu belirtiyor.

 MURAT ERGENE
Ergene Consulting&Hga Group Türkiye Başkanı

Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olan Murat Ergene, daha sonra insan kaynakları yönetimi dalında master yaptı. Kariyerine Unilever'in satış bölümünde başlayan Ergene, yedi yıl sonra uluslararası bir insan kaynakları projesinde üst düzey İK rolüne talip oldu ve 2001 yılında 33 yaşındayken global insan kaynakları projelerini yönetmek üzere şirketin Londra Global Merkez Ofisi'ne atandı ve sonrasında hep İK üst düzey yönetiminde görev aldı. 2004 yılında Türkiye’ye dönme kararı alan ve Gima’da İnsan Kaynaklarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapan Ergene, 2006 yılında kariyerine Garanti Bankası’nda İnsan Kaynakları Birimi Yöneticisi olarak devam etti. 2009 yılının başında ise kendi şirketini kurdu.

“PİYASA ÇOK İYİ TAKİP EDİLMELİ”
Ergene’ye göre, iyi bir beyin avcısında bulunması gereken olmazsa olmaz özellikler şöyle: “İnsan kaynakları alanında iyi bir danışmanın piyasadaki yönetici hareketlerine meraklı olması ve ekonomi gündemini sürekli takip etmesi temel özellikleri arasında olmalı. Çok iyi bir dinleyici olması, doğru soruları sorması, hizmet verdiği şirketin ihtiyacını doğru tespit etmesi, hem adaya hem de hizmet verdiği firmaya dürüst ve açık olmasının yanında ketum olması, gizlilik ve etik prensiplerine uyması da öyle…”

“HAZIR KIYMETİN DEĞERİNİ BİLİN”
Ekonomi basınını ve gündemi, tüm şirket ve atama haberlerini, alanıyla ilgili tüm seminer ve konferansları çok yakından takip ettiklerini, portföy oluştururken bunların çok önemli olduğun vurgu yapan Ergene, haftada en az 4-6 kez adaylarla sohbet toplantıları yaptıklarını ve aday havuzunu böyle oluşturduklarını anlatıyor. Liderlere en önemli tavsiyesi ise doğru kişiyi doğru işe yerleştirmek üzere kendi şirketlerinin kültür ve değerlerine en uygun ve en yetkin kişiyi seçme konusunda acele etmemeleri. Liderlere aday seçiminde bilimsel değerlendirme merkezleri uygulamasını kullanmaktan çekinmemelerini tavsiye eden Ergene, en önemlisi ellerindeki hazır kıymetin değerini iyi bilmeleri gerektiğini salık veriyor.

 KAAN OTÇU
Headrick and Struggles Kurucu Ortağı

Uzun yıllar profesyonel basketbol oynadıktan sonra yedi yıl basın sektöründe yöneticilik, sonrasında beş yıl hizmet sektöründe çeşitli şirketlerde yöneticilik görevlerinde bulunan Kaan Otçu, çeşitli vakıf ve dernek kuruluşlarında yer almış bir isim. Son 11 yıldır ise Heidrick & Struggles İstanbul ve CIS ülkelerini içine alan bölgenin iki ortağından birisi olarak görev yapıyor.
Bu kadar farklı alanlarda yıllar içinde kazanmış olduğu bilgi, beceri ve yeteneğini akıllıca kullanmak adına liderlik danışmanlığından daha uygun bir alan düşünemediğini aktaran Otçu, iyi bir beyin avcısında olması gereken özellikleri çok iyi bir gözlem yeteneği, güçlü sezgi, çok etkin ve çeşitliliği zengin bir network, derin dinleme ve iyi soru sorma yeteneği, sentez yapabilmek için gerekli genel kültür, karşı tarafta her şeyden önce güven yaratacak dikkat, detaycılık, takip ve verilen sözlerin ne olursa olsun yerine getirilmesi olarak sıralıyor.

“ARTIK TEK BAŞINA YAPILMAMALI”
Sadece beyin avcılığı yapmadıklarını liderlik danışmanlığı gibi hizmetler de verdiklerini aktaran Otçu, headhunting’in eskiden olduğu gibi tek başına beyin avcılığı şeklinde yapılamayacağını şu sözlerle aktarıyor:
“En yoğun çaba harcadığımız alanlardan bir tanesi de müşteri şirketlerimizin kilit insanları ve ekipleri için yetkinlik bazlı değerlemeler yapmak. Her gecen gün merkezimiz Chicago ve New York yeni ürünler yaratıp bizlere tanıştırıyor, bizler de gelişen ve sürekli değişen dünyanın şartları kapsamında müşterilerimize destek sağlıyoruz. Dolayısıyla headhunting eskiden olduğu gibi tek başına beyin avcılığı şeklinde yapılamaz ve yapılmamalıdır. Hayatin şart ve gerçeklerine doğru piyasanın esneyerek değişmesi gerekir” diyor.
Bir liderde olması gereken özellikleri ise, tutarlılık/süreklilik, bütünsel bakış açısı, belirsizlik içinde analiz yapabilme ve karar verebilme becerisi, esnek olup hızla değişebilme, yeni şeyler öğrenebilme ama bunu yaparken de sağlam durabilme olarak yorumluyor.

MUTLU EROĞLU 

Nicholson International Türkiye Yönetici Ortağı 

Bir Fransız şirketinde dört yıl Finansal Kontrolör olarak çalışan Mutlu Eroğlu, daha sonra Arthur Andersen’de danışmanlık yapmaya başladı. 2000 yılından beri insan kaynakları danışmanlığı yapan Mutlu Eroğlu, son 10 yıldır Nicholson International’da mesleğini sürdürüyor.
“Aslında Arthur Andersen’in bir adayı iken çalışanı konumuna geçişim biraz bana da sürpriz olmuştu. Finans kariyeri yaparım derken danışman oluvermiştim. Mesleğe girer girmez sevdim. Çok dinamik, merak uyandıran ve keyifli bir iş” diye yaptığı işi tanımlayan Eroğlu, Türkiye danışmanlık piyasasını ise şöyle değerlendiriyor:
“Türkiye’de danışmanlık hizmetlerine, özellikle ‘executive search’ dediğimiz yönetim kademeleri için olan işe alım konusunda çok fazla kıymet verilmediği durumlara halen rastlıyoruz. Bir de aceleciliğimiz var, her pozisyon hep çok acil. Bu da kaliteyi bazen etkiliyor. Global trendler değerlendirme araçlarının kişilik envanterlerinin kullanılarak işe alım yapılmasını veya danışmanın mülakat yöntemine ek olarak bunları da kullanmasını getirdi. Bir de danışmanların yerleştirdiği adayı her zamankinden fazla takip etmesi bekleniyor, ‘on board coaching’ denen hizmet bunu sağlıyor. Yani birini ise yerleştirmekle kalmayıp, yeni işyerine adaptasyonu kolay olsun diye bir sure adayınıza koçluk da yapıyorsunuz.”

“KİŞİLİK ÖZELLİKLERİ SORGULANIYOR”
Lider seçerken her şeyden önde uygun sektör, şirket yapısı ve görev tanımından başladıklarını, sonrasında kişilik özelliklerinin sorgulandığını aktaran Eroğlu, çok yönlülük, eş zamanlı olarak birden fazla is yapabilme, organize çalışabilme, hızlı olma, pratik davranabilme, araştırma odaklı olma, detaycılık gibi özelliklere bakıldığını söylüyor. Aranan kişi ekipler yönetecek veya şirket idare edecekse elbette liderlik şart, o zaman da tecrübe, egodan sıyrılmış olma, iletişim yeteneği, stresle baş etme yeteneği önemli.

ALİ MİDİLLİLİ
Msearch Yönetim Danışmanlık Kurucu Ortak

Unilever Türkiye, Chase Manhattan Bank, Egon Zehnder International, ABN Amro Bank, Planet Ernst Young gibi çok sayıda şirkette çeşitli üst düzey yönetici pozisyonlarında deneyim elde etmiş olan Ali Midillili, Clark University Ekonomi Bölümü’nden mezun ve işletme mastır derecesine sahip. 17 yılı aşkın süredir çalıştığı finans, bankacılık ve yönetim danışmanlığı sektörlerinde profesyonel tecrübeye sahip olan Midillili, kredi analizi, risk yönetimi, leasing, kurumsal finansman, kurumsal yapılanma, stratejik yönetim, değişim yönetimi, kurumsal ahlak ve yönetim, süreç analizi alanlarında uzman.
1995 yılından beri yerel ve uluslararası müşterilerle yurtiçi ve dışında araştırma ve değerlendirme çalışmaları yapan Midillili, 2004 senesinde kurmuş olduğu Msearch Yönetim Danışmanlığı firması ile Türkiye ve Avrasya bölgesinde yerli ve yabancı kurumlara orta ve üst kademe yönetici aranması, bulunması ve değerlendirmesi yapıyor. Bugüne kadar 100’den fazla kurum için yönetici değerlendirmesi danışmanlığı yapan Ali Midillili, 2009 yılında INAC Executive Search Worldwide’ın Türkiye ortağı oldu. Halen INAC Financial Services Practice Group’un dünya başkanı olarak görevini sürdürüyor.

“İŞİNİ BİLEN KURUMLARLA ÇALIŞIN”
“Bankacılık mesleğinden vazgeçip birebir insanlara daha yararlı olabileceğimi düşünerek bu mesleği seçtim” diyen Midillili, Türkiye headhunter piyasasını global oyuncuların şekillendirdiğini söylüyor ve lider ararken geçmiş başarılara, vizyonerliğe ve özgüvene odaklandıklarını belirtiyor. Portföy oluştururken referanslara ve sektörü iyi bilen kişileri dikkate aldıklarını belirten Midlillili, yeteneğin giderek tükendiği dünyada liderlere yetenek seçiminde işi iyi bilen kurumlarla çalışmalarını tavsiye ediyor.

Para Dergisi

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde