Galata'da 100 Milyon Liralık bina toplayan işadamı

Galata'da 100 Milyon Liralık bina toplayan işadamı

"6-7 senedir bina topluyoruz. Bir binada daire almışız 100 bin TL’ye, şimdi 800 bin TL olmuş. 100 milyon TL’lik yatırım yapmışızdır"

Galata'da 100 Milyon Liralık bina toplayan işadamı
16px
24px
31.07.2015 11:48
ABONE OLgoogle
Toshiba’nın Türkiye distribütörü TNB Bilgisayar operasyon alanını genişletiyor. Rusya hariç Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerinin operasyonları firmaya bağlanıyor. TNB Bilgisayar’ın ortağı ve CEO’su Aytaç Biter ile bu operasyonu ve bilinmeyen girişimlerini konuştuk…

DAHA üniversitedeyken bilgisayar satmaya başladı. Adı ‘Commodore Aytaç’a çıktı. Amcasının yönlendirmesiyle İTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü’nde okudu ama bilgisayar satmaktan vazgeçmedi. Japon Toshiba 1990’ların ortalarında ilk notebook’unu ürettiğinde “Bunu Türkiye’ye getirip biz satmalıyız” diye düşündü. Ortağı Escort Computer’in kurucusu Halil İbrahim Özer ve merhum işadamı Selim Pinhas ile birlikte 1996’da TNB Bilgisayar’ı kurarak Toshiba’nın distribütörlüğünü aldılar. Evet TNB Bilgisayar’ın ortağı ve CEO’su Aytaç Biter’den bahsediyoruz.

 Toshiba’nın bilgisayar, projeksiyon cihazları, televizyon, depolama birimleri ve LED aydınlatma alanlarında Türkiye temsilcisi olan TNB’nin ortakları bugünlerde yeni bir heyecan yaşıyor. Bunun nedeni ise Rusya hariç CIF yani Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerindeki operasyonların da Türkiye’ye bağlanması kararının alınması. Beyaz Rusya ve Kazakistan için imzayı atmışlar bile…

Aytaç Biter bilişim sektöründe adını duyuran bir işadamı olsa da ortağıyla birlikte gayrimenkul geliştirmeden tekne kiralamaya, enerjiden yeme içmeye kadar farklı birçok sektörde faaliyet gösteriyor. Tüm bu işlerinden toplam 500 milyon TL ciro sağlıyorlar. Toplam 20 şirketlerin 15’inde İbrahim Özer ile ortak olan Biter, Galata bölgesinde isimleri Nar ile başlayan dört butik otellerinin bulunduğunu ve Tımarcı Sokağı’nı yeni bir kimliğe kavuşturmak için çalıştıklarını söylüyor. Ortaklar, Hezarfen Restoran, Galata Kahvehanesi, köfteci, hediyelik eşya dükkanı gibi mekanlarla sokağa yeniden hayat vermeyi planlıyorlar. Motor sporlarında olduğu kadar iş dünyasında da hızlı olan Aytaç Biter ile yeni girişim alanlarını ve Toshiba’yı konuştuk…

Toshiba ile 30 yıllık devam eden başarılı bir distribütörlük ilişkiniz var. Bu süreç nasıl gelişti?

Biz markamızı çok sevdik. İstikrar başarıyı getirdi. Başarılı olunca kimse sizin alternatifinizi düşünmüyor. 1998’de taşınabilir bilgisayarda ilk kez pazar lideri olduk. Bilgisayarda başarılı olunca diğer ürünler gelmeye başladı. 2002’de projeksiyon cihazı, 2005’te televizyon, 2007’de harddisk depolama birimleri, 2012’de ise LED aydınlatmaya başladık. 2002-2007 yılları arasında projeksiyon cihazlarında pazar lideri olduk ki. Türkiye, Toshiba’nın tüm ülkelerde bu alanda pazar lideri olduğu tek ülke…. Depolama birimlerinde halen pazar lideriyiz ve yüzde 40’ı geçen rekor pazar payımız var. Avrupa’da da birinci olduk. Taşınabilir bilgisayarda sürekli ilk üçteyiz. Nisan-Mayıs 2015 GFK raporuna göre, adet bazında yüzde 13.3 ciro bazında yüzde 16 pazar payına sahibiz. 

Peki Toshiba, hiç TBN Bilgisayar’ı satın almak istemedi mi? 

Biz satma konusunda hiç teklif götürmedik. Böyle bir talebimiz olsa belki gündeme alırlardı. 5-6 sene önce onlar Türkiye’ye gelmeyi düşündüler. Birçok ülkeye ofis açarlarken Türkiye’ye gerek olmadığına karar verdiler. Avrupa’da en başarılı oldukları pazar zaten Türkiye. İlave masraf yapmak istemediler. Japonların işbirliğine ve güvene dayalı ilişkiye inançları yüksek. Öyle olunca siz de markanıza daha çok sahip çıkıyorsunuz ve korkusuzca yatırım yapıyorsunuz. 

Toshiba son yıllarda servis hizmetleriyle de öne çıktı. Bunu nasıl sağlıyorsunuz?

Bizim bir servis mönümüz var. Bu mönü içinde bilgisayarınız 24 saat içinde tamir edilip size ulaştırılıyor. Örneğin, kurumlar diyebilirler ki ben yöneticilerimin bilgisayarlarına yerinde üç saat içinde müdahale edilmesini istiyorum; sahadaki elemanlarımın elindeki bilgisayarların garanti kapsamında olmasını istiyorum... VİP servis sistemimiz var. Ayrıca Toshiba notebook bilgisayarlarımızda beş yıl garanti hediye ediyoruz. Bunun nedeni de 25 yıllık servis verisinin elimizde olması. Hiçbir rakibimizde bu servis verisinin olduğunu düşünmüyorum. 

Kurumsal kiralamada yeni bir kampanya düzenlediniz…

Geçen sene Toshiba’nın dünya başkanı değişti. Yeni başkan stratejik olarak kurumsal kanalda büyüme kararı aldı. Bize de işimizde kurumsalın oranının yüzde 50’ye ulaşmasını hedef olarak gösterdi. İşimizi büyütmek için aldığımız kararlardan biri de kurumsal kiralamaydı. Üç farklı yöntemle kurumsal kiralama hizmetlerine başladık. Türkiye Sınai Kalkınma Bankası, Kale Grubu ve Logosoft’un da aralarında olduğu bir dizi firmayla çalışıyoruz. Şu ana kadar 500 cihazlık kiralama yaptık. 

Tekne kiralama işine girmeniz nasıl oldu?

Kendimize bir tekne almıştık; ancak çalışmaktan binemeyince kiralama işine girdik. Şu anda dört teknemiz var. Azimut 42 ile başladık; sonra Azimut 55 yani üç kamaralı bir motoryat aldık. Sonra daha büyük bir tekne; ardından da 60 metrelik bir gezi teknesi aldık. Bu işi büyütmeyi hedefliyoruz. İşin başına bu konuda çok tecrübeli bir profesyonel var. Şu an ayda 200 bin TL kiralama cirosuna ulaştık. Biz bunu 20 tekne yapıp milyon TL mertebelerine çıkarmak istiyoruz. Narboats.com’dan online rezervasyon alıyoruz. Müşterilerimiz istenilen güzergahı ve yemek seçimi yapıp, ücreti görebiliyorlar. Başkalarının teknelerini de bu sisteme katıp işi büyütme projemiz var. 

Nar Gayrimenkul’un projelerinden bahseder misiniz?

Gelecekte değerleneceğini düşündüğümüz arsaları ve binaları alıp değerlendiriyoruz. Ataşehir’de Nar Point adlı butik bir AVM yaptık ve kiralamalarını yeni tamamladık. Burada Carrefour Gurme, KFC, Starbucks gibi markalar var. Halen dördü Galata, biri Bomonti’de beş otelimiz var. Galata’daki otellerimiz, Nar Suites Pera, Nar Galata Hotel, Nar Bağdatlıyan ve Nar Barnathan isimlerini taşıyor. İbrahim Bey şimdi bu tarihi binaların kitabını yazıyor. Galata Kulesi’nin bir üst sokağı olan Tımarcı Sokağı’nın tamamını neredeyse biz almış olduk. Şimdi o sokağın içine Hezarfen isminde bir restoran, Galata Kahvehanesi ve bir köfteci açıyoruz. Sokakta incik boncuk satan bir dükkan da açacağız. Sokağı canlı renkli hareketli bir sokak haline getirmek için konsept oluşturuyoruz. Yoksa, köfte satıp para kazanacağımızı düşünmüyoruz. 

Galata bölgesine ne kadar yatırım yaptınız?

6-7 senedir bina topluyoruz. Bir binada daire almışız 100 bin TL’ye, şimdi 800 bin TL olmuş. Toplam yatırımı İbrahim Bey’e sormak gerekiyor. Bence 100 milyon TL’lik yatırım yapmışızdır. 

Enerjideki işlerinizi daha da büyütecek misiniz?

Oradaki işlerimizi daha çok Integrin şirketimiz üzerinden yürüyor. Boğaziçi Üniversitesi’nin rüzgar jeneratörünü biz yaptık. Kaynar, Denar, Bionar diye isimleri Nar ile biten 1 megavatlık 25 projemiz var. Bu alanda Denizli, Kayseri gibi birçok ilde varız.

Otomotivde neler yapıyorsunuz?

Yaratıcı bir satış yöntemi olarak bayilerimize satış primi olarak lüks otomotiv verdik. “5 milyona imza at BMW 5.20” vereceğiz dedik. Aracı hemen verdik; hedefi tutturunca da devrini yaptık. Bu çok tuttu. Yılda 15-16 otomobil verir olduk. 100 bayi kapımızda sıra beklemeye başladı. Bunun için Nar Otomotiv’i kurduk.

Bu kadar farklı işlere girmekten korkmuyor musunuz?

(Gülüyor) İbrahim gibi bir ortağınız varsa korkmazsınız. Biz bakkal usulü yapmıyoruz. Fizibilite, analiz ve prosedür kitabı olmadan işe başlamıyoruz. 

Escort Joye E8 markalı cep telefonlarınızı pazara sundunuz. Cep telefonlarına da ek vergi gelmesi bekleniyor. Bundan sonraki stratejiniz ne olacak?

Cep telefonlarımızı dünyanın en büyük markalarına üretim yapan firmalara ürettiriyoruz. Bir sonraki projemiz Türkiye’de montajını yapmak. Vergi gelmesi öngörülüyor. Biz 2 bin TL’nin üstünde alacağınız bir telefonu 799 TL’ye almanızı sağlıyoruz. Üretime girme planımız var. Hatta üretimle ilgili Android mühendisi, donanım mühendisi gibi 22 kişilik mühendis kadrosunu tamamlamak üzereyiz. Escort Joye tabletlerin satışını aylık 10 bin adet seviyesine çıkardık; cep telefonunda aylık 3-5 bin bandındayız. Yakında telefon 10 bine, tablet 20 bine çıkar. Tahminen 250 bin tablet, 150 bin adet telefon üretimiyle işe başlayabiliriz. Çekmeköy ve Piyalepaşa’daki binalarımızı üretim için kullanabiliriz. 

Toshiba üretim için Türkiye’ye gelir mi?

Niyetlendiler ama gelmediler. Yeni başkan, “Kar etmediğiniz tüm pazarları kapatın” dedi. 33 ülkenin sayısını 13’e indirdi. Polonya, İsviçre gibi ülkelerdeki ofislerini kapattı. Rusya hariç CIF ülkelerinin (Azerbaycan, Beyaz Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Moldova, Özbekistan, Tacikistan, Ukrayna, Ermenistan) distribütörlüğünü bize veriyorlar. Kazakistan, Belarus gibi ülkeler kontratımıza girdi. Şu an ikisi için fiilen ürün planlamasına başladık. Biz Ortadoğu ve Doğu Avrupa ülkelerini de istiyoruz ama henüz vermediler.

 “Commodore Aytaç”

Aytaç Biter 1965 doğumlu… Ortağı Halil İbrahim Özer’in yolu Kuleli Askeri Lisesi’nde kesişmiş; ama asıl ortaklıkları 1996 yılına uzanıyor. Biter, Kültür Koleji’nde okurken okulu 80 darbesi nedeniyle kapanmış. En güvenli okul olarak gördüğü Kuleli Askeri Lisesi’ne girmiş. Lisede okurken kafasına ‘bilgisayarcı’ olmayı koymuş. Ancak o yıllarda ‘bilgisayarcılık’ meslek olarak görülmediğinden amcasının yönlendirmesiyle İTÜ İnşaat Fakültesi’ne girmiş. Biter, üniversitede okurken ilk şirketini 1985 yılında Aytaç Bilgisayar adıyla kurup, Commodore markalı bilgisayarları satmaya başlamış. O nedenle adı “Commodore Aytaç” ve “Bilgisayar Aytaç”a çıkmış. Hikayenin gerisini Aytaç Biter’den dinleyelim:

“Toshiba notebook’u için “Bunu biz satmalı ve Türkiye’ye getirmeliyiz” diye düşündük. O zamanlar Toshiba’nın fotokopi makinelerini satan bir distribütörü vardı. Biz de o nedenle ilk olarak bayi olduk. Sonra İbrahim, “Biz yaparsak daha iyi yaparız” dedi ve ikna etti. 1992’de ilk distribütörlük sözleşmesini imzaladı. İbrahim ithal edip bana veriyordu, ben dağıtıyordum. Sonra Selim Pinhas’ın önerisi üzerine 1996’da TNB Bilgisayar’ı üçümüz ortak kurduk. Selim Bey rahatsızlanınca hisselerini bize devretmek istedi. Zamanla İbrahim ile işi büyüttük.” 

O bir hız tutkunu

Aytaç Biter tam bir hız tutkunu… Bir zamanlar caddelerde yaşadığı bu tutkusunu şimdi uluslararası yarış pistlerinde sürdürüyor. İlk otomobilini 1991 yılında alan Biter, bir müşterisinin “Neden yarışmıyorsun?” sorusu üzerine pistlerde gaza basmaya başlamış. İlk yarışını 2001 yılında yapan Biter, Türkiye şampiyonluklarının ardından Fransa, Avusturya ve Belçika’daki yarışmalarda üçüncü olmuş. Avrupa Şampiyonası’nda dördüncü sırada olan Biter bu alanda milli bir sporcu. Türkiye’de bu klasmanda Avrupa’da bu dereceyi yakalayan ilk kişi olan Biter, Toshiba’dan da Samuray ödülünü almış. Bu ödülün dünyada Japon olmayan sadece üç kişiye verildiğini belirtiyor. Halen Borusan Otomotiv Motorsport takımında yer alan Biter ve ekip arkadaşları Avrupa’daki önemli motorsporları organizasyonunda önemli başarılara imza atıyorlar… 

Rahime Baş Uçar/Para Dergisi
E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde