Elitistler bana gıcık oluyor, kendilerini bir b*k sanıyorlar

Elitistler bana gıcık oluyor, kendilerini bir b*k sanıyorlar

Ali Ağaoğlu Türkiye’nin en çok tartışılan isimlerinden biri. İş hayatıyla olduğu kadar özel yaşamıyla da sürekli gündemde.

Elitistler bana gıcık oluyor, kendilerini bir b*k sanıyorlar
16px
24px
17.04.2016 08:03
ABONE OLgoogle
Şaban Arslan'ın röportajı

Ali Ağaoğlu Türkiye’nin en çok tartışılan isimlerinden biri. İş hayatıyla olduğu kadar özel yaşamıyla da sürekli gündemde. Özellikle eşleri ile ilgili açıklamaları nedeniyle eleştirilen iş adamı, “Elitist geçinen 8-10 bin kişi kıskançlıklarından bana saldırıyor. Ailem benim için önemlidir”diyor

Röportaj fikri spontane gelişti. Pazartesi Haliç Kongre Merkezi'nde, gazetemiz tarafından düzenlenen Konut Kurultayı'nda karşılaştık Ali Ağa ile. "Ağam bi selfi çektirelim mi" diyenden geçilmiyor... "50 doların varsa niye olmasın.." Gençlerden biri, "Ben senin resmini çektim, bana sen ver 50 doları..." Ağa yapıştırıyor meşhur cevabını: "Ben versem bin dolar veririm. Fakir miyim ki 50 dolar vereyim..." Her cümlesinde espri, ironi, hiciv var. Ciddi işleri bile esprili, hatta küfürle karışık anlatıyor. "Atlıyorum üstü açık Rolls Royce'uma, Gazi Mahallesi'ne, Mustafa Kemal'e, arsa bakmaya gidiyorum" diyor. "İstersen gel beraber çıkıp Rolls Royce'umla gezelim Boğaz'da..." diyor bana. Çarşamba için sözleşiyoruz.

SİZE GICIK OLUYORDUM

Onu hepiniz tanıyorsunuz. O kadar medyatik ki. Son on yıldır inşaat alanında yaptığı spekülatif ticari faaliyetlerin yanında, özel hayatıyla da hiç gündemden düşmedi. Yaşça kendisinden çok genç eşleri, sosyal medyadaki, "Fakir miyim ki..." diye başlayan olaylı paylaşımları. Ali Ağa'nın, abartılar üzerine kurulu bir yaşam tarzı var. Ortaköy'de, dünyanın en güzel manzarasına sahip muhteşem malikanesinde kahvaltı yapıyoruz beraber. Birinci, ikinci, ortanca, sonuncu eşlerini konuşuyoruz. Üstü açık Rolls Royce'una atlayıp, Boğaz'da turluyoruz, beraber 'arsa bakmaya' gidiyoruz... Öncelikle şunu vurgulamalıyım. Aslında ilgimi çekmeyen ama bir o kadar gıcık olduğum bir tipti. Bunu kendisine de söyledim, "Daha önce size gıcık oluyordum" dedim. Ama 17-25 Aralık'taki hain komplo karşısında dik duran az sayıda kişiden biri olması, ona karşı olan tüm olumsuz fikirleri, ön yargıları silip süpürmüştü.

KIRMIZI NOKTALI SOHBET

Boğaziçi Köprüsü'nün Ortaköy ayağındaki koruluk alan... Alarko Holding tabelasının altından geçip yukarı kıvrılıyoruz. Ali Ağaoğlu, yardımcılarıyla birlikte kapıda karşılıyor bizi. Oturur oturmaz teybi açmak için izin istiyorum. "Aç aç, saklayacak bir şeyim yok. Bende her şey açık, şeffaf" diyor. Yazarken tıraşlamak zorunda kaldığım, bol kırmızı noktalı söyleşimiz başlıyor. Hayat hikayesi çok meşhur malum Ali Bey'in. Burada şimdi uzun uzun anlatıp kafanızı şişirmeyeyim. Oflu bir müteahhit babanın 4 çocuğundan biri. Lise sondan terk, falan... Aslında, hafta sonu insanları biraz gülümsetecek geyik bir sohbet arzuluyorum ama sohbet otomatikman Zekeriya Öz ve Fetullah Gülen örgütüne doğru yöneliyor; "Beni Zekeriya (Öz) bile korkutamadı be" diyor.

- Fetullahçılarla 17 Aralık öncesi aranız nasıldı. Himmet vermiyor muydunuz yani?
- 2013 Türkçe Olimpiyatları'na sponsor oldum. Türkçe öğrettikleri çocuklarla görüştüm. O çocuklar yarın bir gün o ülkenin başbakanı, bakanı olacak belli ki. Güzel ve zekice tasarlanmış bir proje. Çok güzel, milli bir proje olduğunu düşünüyoruz ya. Zannediyoruz ki projenin arkasında bizim devletimiz var. Cumhurbaşkanı'nın (Erdoğan) yanındaydım açılış konuşmasında. Ama ben o zaman bir şeyleri fark ettim orada. Bir şarkı çalındı Atatürk Olimpiyat Stadı'nda. "Böbürlenme padişahım. Senden büyük Allah var" diye... Bunların Erdoğan'la bir sorunu olduğundan şüphelenmiştim. Samimi değillerdi.

- Benim en çok takıldığım nokta, sizin gözaltına alınmanız. Siz adamı (Zekeriya Öz) jest yapıp tatile göndermişsiniz üç ay önce. Adam sizin parasını ödediğiniz şezlongda uzanmış güneşleniyor. Kendisine bağlı polisler aynı saatlerde İstanbul'da sizinle ilgili operasyon yapıyor.
- Aynen... Daha garip olan, kaldığım nezaretteki somyalar benim verdiğim parayla yapılmıştı. Ben yaptırdım nezareti evet. Tahtaymış eskiden. 20 santimlik sünger koydurdum nezarete. Hayatımda hiç uyumadığım kadar rahat uyudum orada. Herkes bağırıp çağırdı sabaha kadar. Ben vurdum kafayı, 18 saat uyudum.

- Nasıl bir geceydi sahi.
- Ooo çok kötü geceydi. Fatih Belediye başkan yardımcısıyla aynı yerde kaldım. Polisler bana, "Birilerine haber göndermek falan ister misin" diye sordu. "Allah'a haber verin" dedim. Şaka bir yana. İnsan üzülüyor tabi. Ben trafik polisine selam veren adamım. Faşist değilim ama milliyetçiyim. Atatürk'ü severim ama Atatürk'ü kullananlardan değilim. Beni alırken çok zorlandılar tabi. 4 evime, 4 karıma ayrı ekip gönderdiler. Beni Aataşehir'de büyük hanımın evinde buldular.

- O gece işleri çoktu onların.
- Taş Yapı'nın sahibi Emrullah da orada. Emrullah "Ooo ne iyi, dostlarım beni ziyarete gelmiş..." dedi. Ne ziyareti. Biz de gözaltına alınmışız.

- Sizi Zekeriya mı (Öz) sorguladı?
- Hayır ya, başka biri.

- Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir'i, Zekeriya'nın oteline inşaat izni vermedi diye gözaltına aldılar biliyorsunuz.
- Eften püften gerekçeler evet... 3 gün gözaltında kaldım. Benim tek suç delilim telefon konuşmam. Telefonda "Patronla görüştüm" diye bir ifadem var. Bana sorulan tek soru şu: Patron kim? Kaç para verdin? Sektörün önemli bir ismiyim tabi. Anladım ki biz figüranız. Asıl hedef Başbakan. Senaryo belli, yeni kabine bile hazır. Başbakan'ı, bakanları hazırlamışlar. Birkaç ay sonra da Amerika'daki (Fetullah Gülen), salya sümük dönecek Türkiye'ye. Sarayını bile yapmışlar. Adliyenin -7'nci katında ifade için beklerken polislere, "O Zekeriya'nın ... dedim. Sonra da dediğimi yaptım.

- Hedeflerinden biri de TÜRGEV'di tabii.
- TÜRGEV'den Tayyip Bey'in oğlu Bilal Bey'e ulaşacaklar. Bana oradan takıyorlar; "TÜRGEV'e yardım etmişin" diye. Suç mu bu...

RIZA SARRAF'A ŞEREF MADALYASI TAKMALIYDIK

- Rıza Sarraf da o gece oradaydı değil mi?
- Rıza Sarraf'ı da gözaltına almışlardı. Rıza'yı tanımam. Rıza bu ülkeye kötülük yapmadı ki. Amerika'nın tezgahları bu yaşadıklarımız. Kendi bankalarını kullanamıyorlar, parayı bizim Halkbank kazanıyor diye yaptılar bu işleri hep. Bu ticaret İran'ın da işine yaradı. Paraya ihtiyacı var. Adamın malı var satıyor, Türkiye de satın alıyor. Burası adam gibi bir ülke olsaydı. Rıza Sarraf'ı hapse atmak yerine şeref madalyası takardık.KUTU Bürokrasideki Paralel çete yüzünden 300 milyon dolar kaybettim Ali Ağaoğlu, bürokrasiden ve Paralel çeteden çok dertli. "Hala bürokraside Paralel örgüt etkili" diyor ve Bakırköy projesinde nasıl 300 milyon dolar kaybettiğini anlatıyor: Bürokrasideki Paralel çete yüzünden 7 yıl ruhsat alamadım. Bana söz verdikleri halde. Kıytırık şirketlere kayyum atanıyor. Bürokraside hala çok güçlüler. Gözünün üzerinde kaşın var diyor diyorlar.

AMELEYİ BİLE DİNLERİM

- Kaç kişilik yakın çalışma ekibiniz var.
- Çok var. Ekibim iyidir. Zaten ortada bir başarı varsa bu ekip sayesindedir. Dinlerim onları. Gerçi ben ameleyi bile dinlerim. Kazma kürek nasıl tutulur, gider ameleden öğrenirim. Sene 1982. Bostancı şantiyesine gece tuğla geldi. Amele kıraathanesine gittim. Adamlar kağıt oynuyor. Güzel de giyinmişim böyle. Her zaman güzel giyinirim zaten ben. Adamlar fazla para istedi. Öyle mi dedim, yanaştırdım kamyonu. Bir kamyon tuğlayı bekçiyle beraber boşalttım. Gömleğim, göğüslerim falan paramparça oldu. Lağım tıkansa elimi sokar açarım. Benim egom yoktur.

- Çalışanlara iyi para veriyor musunuz?
- Veriyorum. Bir amele günlük 70-80 lira alır. Sigortası almayan iş başı yapamaz. Bizim iş güvenliği açısından bir şantiyede 186 kişi çalıştırıyoruz. İş güvenliği konusunda çok titizim ben.

Solun olduğu yerde ot bitmez

- Siyasete girdiniz mi hiç? Girmeyi düşündünüz mü?
- Hayatta girmem. Ama bir parti kursam CHP'den daha fazla oy alırım.

- Sağcı mısınız, solcu mu?
- Tabii ki sağcıyım. Solun olduğu yerde ot bitmez. Nurettin Sözen İstanbul'u mahvetmiştir. Türkiye'nin en önemli sorunu adam gibi muhalefetin olmamasıdır. Olsaydı bugün yıllık gelir 20 bin dolardı.

BEN VE DİĞER ERKEKLER

- 'Çok yakışıklı bir adam değilim' demişsiniz.
- Türkiye'nin en yakışıklı ikinci adamı benim. Birincisi diğer tüm erkekler.

- Ben sizden daha yakışıklı olduğumu iddia ediyorum mesela...
- Ben senden daha karizmatiğim. Kafana bak, kel...

- 'Yoksa bu kadınlar benim param için mi geliyor' dediğiniz oldu mu hiç?
- Yok hiçbir zaman öyle demedim.

DOĞAL OLDUĞUM İÇİN BAŞARILIYIM 

- Siz aslında son derece ciddi birisiniz. Bu matrak tarzı, pazarlama taktiği olarak mı kullanıyorsunuz. Yaptığınız her şey patlıyor çünkü.
- Ben hayatımda her zaman, ya olduğum gibi ya da göründüğüm gibi olurum. Bu yüzden başarılıyım.

- Bu binaları evleri yapıyorsunuz. Halkın bu konut ihtiyacı bitmez mi. Konutta kriz olacak diyorlar.
- Konut satışları en az 25-30 sene daha böyle devam eder. Şu anki hızımızı daha da artırmamız lazım. Nüfusumuz dinamik çünkü.

- Kaç konut yaptınız bugüne kadar?
- Bugüne kadar 35 binin üzerinde konut yaptım. Toplu konutun patladığı 80'li yıllarda, aynı anda bin konutlu inşaatlar yaptım. Şu an bizim için bin konutlu projeler çocuk oyuncağı.

BODRUM'UN YARISI BENİMDİR MESELA...

- Şöyle bir imaj var sizinle ilgili: "Tayyip Erdoğan döneminde bu adam vurgunu yaptı. O yüzden Tayyip Erdoğan'a destek veriyor..."
- Ben inşaatı yeni yapmıyorum ki. Taa Özal döneminde başladım. Babam büyük projeler yapardı. 1988'de helikopterle Bodrum'a gidip, oradan Uludağ'a geçerek otel alabilen kaç adam vardı? Konutu sığınak olmaktan çıkarıp yaşam biçimi haline getiren firma benimdir, Ağaoğlu'dur.

- Şu anki ekonomik büyüklüğünüz nedir Ali Bey?
- Parasal değerini hesaplamadım. Ama şu anda 15 binin üzerinde adam çalıştırıyorum. Devam eden 6-7 inşaat var. Bakırköy'de Central Park diye bir projeye başlıyorum yakında. Reklamında gene ben oynadım. Bodrum'un yarısı benimdir mesela...

- Sinan Çetin mi çekti yeni reklam filminizi yine?
- Yok yok. Yabancı bir yönetmen çekti.

- Neden Sinan Çetin'den vazgeçtiniz.
- Sinan Çetin mezun oldu artık. Çok güzel işler yaptık önceden. Dostumdur. İyi arkadaşımdır.

ÇAPKIN OLSAM İSTANBUL'U TEŞBİH GİBİ DİZERİM...

- Bugüne kadar kaç kadınla ilişki yaşadınız?
- Öyle düşünüldüğü gibi komün hayatı falan yaşamıyorum. Bir ilişkiyi bitirip diğerine başlıyorum. Semra hanım nikahlı eşimdir ama biz 15 senedir ayrıyız. Hala nikahımız var ama. Şu anda en iyi kankamdır. Çocuklarımın annesi ve en saygı duyduğum kadındır. Bin kere dünyaya gelsem yine Semra hanımla evlenirim. Çok güzel bir beraberliğimiz oldu ama yürütemedik. İkincisi Ayten Alpar'dır. O Amerika'ya eğitim için gitmişti. Çocuğu orada doğurdu. Ben de o gidince başka birine aşık oldum yani. Üçüncüsü Petek Ertüre'dir. 4 kadından 5 çocuğum var. Banu hanım var bir de eski bankacıdır. Ondan da bir çocuğum var. Şu an beraber olduğum güzel bir bayan var. Hiç basında çıkmadı. O gizli kalsın. (Magazin basınına duyurulur) Her hafta sonu çocuklarım yanıma gelir. İkisi reklam filminde de oynadılar zaten.

- Geçen hafta bir dizide, sizin gül esprinizi kullandılar. Bir oyuncu, "Ben fakir miyim ki karanfil bırakayım, gül bırakırım."
- Bizim repliği kullanmışlar, altına da Çiçek Sepeti sponsor olmuş.

- Valla iyi bir reklam malzemesisiniz.
- Benle ilgili çıkan haberler en çok okunan haberler oluyor.

- Bugüne kadar isteyip de elde edemediğiniz birşey oldu mu?
- Yok, Allah'a şükür olmadı. Hep mücadele etmişimdir. Hedefi olmayan insan boş çuvaldır. Boş çuval ayakta durmaz. Muhafazakar yanım hep vardır, inancım tamdır. Ben sadece inancın şeklen olduğuna inanmıyorum. Hacca gitmiş insanımdır. Hayatım boyunca ne işimde ne özelimde yamuk yumuk hiçbir şeyin içinde olmadım. Utanacak hiçbir şey yapmadım. Her gece yaptığım her şeyi muhakeme ederim. Hayattaki tek keşkem sigaradır. Bırakamadım. Günde 2 paket içiyorum.

- Toplumun büyük kesimi muhafazakar. Son dönemde kadın cinayetleri de çok fazla olunca "Ali bey ulu orta pervasızca ayıp işler yapıyor" gibi algı oluştu sanıyorum. Çapkın bir adamsınız.
- Beraber olduğum kadınları hiç aldatmadım.

- Ortanca eşiniz, "Amerika'ya doğuma gittiğimde beni aldattı" diyor...
- Aldatma değil. İlişkimiz bitti, başka biriyle beraber olmaya başladım.

- My Home reklamında oynayan Rus mankenle ilişki yaşadığınız yönünde dedikodu geldi kulağıma...
- (Gülüyor) Bilemem. Güzel şeyleri severim ben.

- Cumhurbaşkanı'yla aranız nasıl. Bu aykırı çıkışlarınıza kızdığı oluyor mu?
- Ataşehir Mimar Sinan camisine gelmişti, ben de gittim. Biraz uzun ya, baktı bana şöyle. "Bu biraz hovardadur ama iyi uşakdur" dedi. Bir tanesi dedi ki "Bu hayatında namaz kılmaz." "1981'de hacca gittim, namaz kıldım" dedim. "Ooo benden önce gitmişin hacca" dedi, kapattı konuyu.

- Her kesimden çok kızanlar var size...
- Bana elitist geçinen 8-10 bin kişi saldırıyor. Çoğu kıskancından. Kendini bir b.k zannedenler kızıyor. Bunlar on kere yapar bi şey olmaz. Ben bir kere yaparım on kere yazılır. Bende gecelik ilişki hayatta yoktur. Bütün ilişkilerim uzun sürelidir. Öyle çapkın bi adam olsam, İstanbul'u tesbih gibi dizerim. Utanacağım bir kadınsa zaten koluma takmam. Hayatım boyunca hiçbir kadına parmak dahi kaldırmadım.

- Aydan hanıma (Ortanca eş) röportaj iznini siz mi verdiniz?
- Tabi

- Yanlış şeyler söyledi mi. Kızdınız mı ona. "Sperm bankasından yapacağıma Ali'den çocuk yaptım" falan.
- Röportajı yapan gazeteci orda ön yargılı. Sıkıştırmak için lafları çarpıtarak söyledi. Ona da çok ağır laflarım olacak. Bir gazete bana bir ara öyle bir saldırdı ki... Ziraat Bankası'na saldırsalar öyle, batardı. "Gidin paranızı geri alın" diye manşet attı.

- Ekonomik olarak sıkıntı yaşadınız mı gerçekten böyle.
- Hiç hiç. O gazeteci daha sonra geldi yanıma özür diledi.

- Gazetecilerle kavga etmek doğru mu. Hoş değil bence...
- Bana istediklerini söylesinler ama aileme saldırılırsa yaparım. Bir gazeteci var mesela. Benimle röportaj yapmak istiyor uzun zamandır. Ailem hakkında ağır şeyler yazıyor ilgi çekmek için. Ona da bir 'sürprizim' olacak yakında.

- Eski eşleriniz başka birileriyle birlikte olsa kızar mısınız.
- Hayır. Herkes özgürdür. İlişkim bitmişse karışmam.

PARA ALİ 

Ali Ağaoğlu'nu ti'ye alan bir çocuk var sosyal medyada. Para Ali nick name'iyle twitter'da fenomen. "Kimdir bu adam" dedim. Çağırdılar geldi. Adı Raif Günden. Diyarbakırlı. Üniversitede grafik tasarım okuyor.

- Sevmiyor musun Ali beyi, niye çakıyorsun...
RAİF: Seviyorum ama sağlam çakıyordum... Ama daha sonra sevmeye başladım. Bir hesap açtım Para Ali diye. İki ayda 100 bin oldum. Beyaz Şov'a falan çıktım. Bana bir mail geldi, "Ali bey seninle görüşmek istiyor" diye. Geldim görüştüm, sağ olsun bana iş teklif etti. Üç yıldır Ağaoğlu'nun sosyal medya hesaplarını yönetiyorum.

- Sana ne kadar para veriyor.
RAİF: Onu söylemem.
- Bizim genel müdür Hasan bey buna dedi ki ulan "Biraz usturuplu yaz..." Ben de dedim ulan "Çakmaya devam, bildiğin gibi yaz." Yazıyor işte. "Ben fakir miyim ki" repliği ona ait.

- Ali beyi tanımadan önceki mesajlarınla şimdikiler arasında fark var mı.
RAİF: Şimdi daha rahatım. Önce korkuyordum. Mesela 17 Aralık sürecinde yazmadım. Ali bey bana dedi ki "Neden yazmadın." Sonra gene başladım çakmaya.

- Takipçisi kaç Para Ali'nin şu an.
RAİF: 444 bin olmuş, artıyor sürekli.
AA: Benim haberlerim öyle. Arabamla ilgili yaz, en çok okunan o oluyor. Sevgilimi yaz, en çok o oluyor. Bir yazar ilgi çekmek için sürekli benden bahsediyor. Beni yazmadığı zaman 20 bin, yazdığı zaman 750 bin tıklanıyor.

TELEFONUM 35 BİN EURO

Rolls Royce'la gezerken telefonuna gözüm takılıyor. Eski model, on yıllık falan. Meşhur, Verto markalı. "Ağa bu nasıl telefon böyle... Altın kaplama mı yoksa."
AA: Kaplama değil altın... 35 bin Euro... Fotoğraf bile çekemez. Sosyal medya falan kullanmam. Para Ali dışında şirketin hesabı var o kadar. Ben mesaj atmasını bile bilmem.

BÜROKRASİDEKİ PARALEL ÇETE YÜZÜNDEN 

300 milyon dolar kaybettim Ali Ağaoğlu, bürokrasiden ve Paralel çeteden çok dertli. "Hala bürokraside Paralel örgüt etkili" diyor ve Bakırköy projesinde nasıl 300 milyon dolar kaybettiğini anlatıyor: Bürokrasideki Paralel çete yüzünden 7 yıl ruhsat alamadım. Bana söz verdikleri halde. Kıytırık şirketlere kayyum atanıyor. Bürokraside hala çok güçlüler. Gözünün üzerinde kaşın var diyor diyorlar.

PANAMA'DA HESABIM YOK YÜZDE YÜZ YERLİ VE MİLLİYİM 

- Panama'da off-shore hesabı olan Türklerden biri siz misiniz yoksa?
- Allah korusun. Benim yurtdışında bir kuruşum, evim bile yok.

- Miami'de evi olanlardan değil misiniz, herkesin var.
- Bırak Miami'de evi, hayatımda bir defa olsun Amerika'ya gitmedim.

- Sizi Donald Trump'la kıyaslıyorlar...
- Ben faşist değilim. Milliyetçi, vatansever, liberalim. Yüzde yüz yerli ve milliyim.

- Dubai'de yatırımınız var sanıyorum. Başka...
- Yatırım yok orada. Sadece büyük bir ofisim var. Başı sıkışan her Türk benim ofisime gider. Orası Türk ofisi gibi çalışıyor. Parası bitenlere harçlık bile veriyoruz.

- Yeni MB Başkanı'nı nasıl buldunuz. Faizler düşer mi?
- Tanımıyorum kendisini. Ama iyi olduğu söyleniyor. Faizler yüzde 1'in altına düşmesini bekliyorum. Bu faiz oranlarıyla Türkiye'de yatırım yapmak çok güç. Genç nüfusa iş ve aş vermezsen olmaz. Genç insan kaynağı el bombası gibidir. İş ve aş vermezsen, el bombasını karşıya atarsan patlar. Elinde patlarsa seni imha eder. Onun için Türkiye yüzde 5'in üzerinde büyümeye muhtaç bir ülkedir.

OF'U ÇIKART AMERİKA BİLE OLMAZ 

- Oflusunuz. Çok fazla Oflu'yla karşılaşıyoruz son dönem. Başta müteahhit olmak üzere. Hepsi de göz önünde. Bu tesadüf mü?

- 3 milyar Oflu var dünyada. United States of Amerika... Of'u çıkart, Amerika bile olmaz.

SAKIP SABANCI'YA BENZİYOR MUSUNUZ BİRAZ? 

Yok. Gerçekten iş hayatında saygı değer bir insandır Sakıp Ağa. Onun şahsiyeti kendinedir, benimki kendime. Hayatta örnek aldığım idol babamdır. Başarılı bir iş adamıdır. Ondan sonra rahmetli Sabancı. Üç erkek bir kız kardeşim var. Ablam ev hanımı, eniştem rahmetli oldu. Bir kardeşim babamın işini devam ettiriyor. Bir kardeşimle de beraberiz. 1977'de ben babamdan sıfır halde ayrıldım. Cebimde bir simit parası bile yoktu. Bir kuruş almadan ayrıldım. Babamdan aldığım en büyük servet iş yapma yeteneğidir. Annem sağdır, babamı üç sene önce kaybettim.

Sabah
E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde