Dev holdingi yönetirken sanatı Türkiye’ye yayıyor
Güler Sabancı’yı sayfalarına taşıyan Financial Times, Sabancı’nın 16.5 milyar dolarlık dev holdingi yönetirken Türkiye’de sanatı ve hayırseverliği desteklediğine de vurgu yaptı.
21.06.2016 08:55
ABONE OL
‘Sakıp Sabancı Portresi’ eserinin Royal Academy of Arts’ın 2016 Yaz Sergisi’ne davet edilmesi üzerine Güler Sabancı’yı sayfalarına taşıyan Financial Times, Sabancı’nın 16.5 milyar dolarlık dev holdingi yönetirken Türkiye’de sanatı ve hayırseverliği desteklediğine de vurgu yaptı.
Financial Times, Sakıp Sabancı’nın vefatının 10’uncu yıldönümü için sanatçı Kutluğ Ataman tarafından yapılan ‘Sakıp Sabancı Portresi’ eserinin Royal Academy of Arts’ın 2016 Yaz Sergisi’ne davet edilmesi vesilesiyle Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı’yı sayfalarına taşıdı.
Gazete, “16.5 milyar dolarlık bir şirketi yönetirken Türkiye’de sanatı ve hayırseverliği de destekleyen koleksiyoner” unvanıyla tanıttığı Güler Sabancı için, “Sanatın dünyaya iyilik sunmak için önemli bir güç olduğuna inanıyor. Farklı kültürler arasında daha fazla işbirliği, daha fazla ortak proje yaratmak için sanatın doğrudan olmasa da çözümler üretilmesine yardımcı olacağına vurgu yapıyor” ifadelerini kullandı. Gazete, Sabancı’nın “Şu anda karşı karşıya olduğumuz üç büyük sorun var: iklim, kadının toplumsal yaşama ve ekonomiye katılımı ve kentleşme” görüşünü okuyucularına aktardı.
Kadının güçlenmesi
Financial Times, Rachel Spence imzasını taşıyan makalede Güler Sabancı’nın sanat koleksiyonerliği ve toplumsal sorumluluk alanlarındaki ortak odağının “kadının güçlendirilmesi” konusu olduğuna dikkat çekti. Gazete, bu konuda “Güler Sabancı, kişisel zevki söz konusu olduğunda, giderek Alev Ebüzziya Siesbye, Selma Gürbüz ve Seyhun Topuz gibi Türk kadın sanatçıları ile çalışmaya yöneldiğini belirtiyor. Bu isimlere olan ilgisi, sosyal sorumluluk konusundaki odağını da kadının güçlendirilmesi konusuna yönelmesi ile içiçe geçmiş durumda. Kız çocuklarının hakları konusunda BM ile de çalışan Sabancı Vakfı, Türkiye’de kadınlar için çalışan yerel girişimleri desteklemek amacıyla sivil toplum kuruluşlarına da hibe ve yardımlarda bulunuyor” görüşlerine yer verdi.
Güler Sabancı’nın “Sakıp Sabancı’nın Portresi”ni Sabancı Müzesi vasıtasıyla bir gün Mardin’de sergilemeyi ümit ettiğine değinen gazete, “Ancak şimdilik eser Royal Arts Akademi’de Burlington House’da adeta evinde gibi” ifadesini kullandı.
İstanbul’da modern sanat
Financial Times makalesinde Güler Sabancı’nın Sabancı Müzesi’yle ilişkisi ve duyguları şu sözlerle aktarıldı: “Emirgan’da yer alan bu gösterişli bina için ‘Dedem köşkü bir Mısır prensesinden satın aldı ve ben orada doğdum’ diyor. Köşke ‘Atlı Köşk’ adını veren bahçedeki iki at heykeli de dahil olmak üzere amcasının koleksiyonları arasında büyüdüğünü hatırlıyor. Sakıp Sabancı’nın vefatının ardından aile müzeye galeriler ekledi ve müzenin bir bölümünü Sakıp Bey’in koleksiyonuna ayırdı. Bu arada, Victoria ve Albert Müzelerinin direktörü Martin Roth’un da üyelerinin arasında yer aldığı uluslararası danışma kurulunun da desteği ile Güler ve Sevil (Sabancı) çağdaş sanat koleksiyonu üzerine yoğunlaşıyorlar ve çağdaş sergiler planlıyorlar. 2005-2006 yıllarında gerçekleşen Picasso sergisini dört ayda 254 bin kişi ziyaret etmiş. Sabancı, müzenin bu başarısından dolayı ‘duygulanmakta ve gurur duymakta’ ve bunu İstanbul’da modern sanatın canlanmasını tetikleyen olay olarak görmekte haklı.”
Financial Times, Sakıp Sabancı’nın vefatının 10’uncu yıldönümü için sanatçı Kutluğ Ataman tarafından yapılan ‘Sakıp Sabancı Portresi’ eserinin Royal Academy of Arts’ın 2016 Yaz Sergisi’ne davet edilmesi vesilesiyle Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı’yı sayfalarına taşıdı.
Gazete, “16.5 milyar dolarlık bir şirketi yönetirken Türkiye’de sanatı ve hayırseverliği de destekleyen koleksiyoner” unvanıyla tanıttığı Güler Sabancı için, “Sanatın dünyaya iyilik sunmak için önemli bir güç olduğuna inanıyor. Farklı kültürler arasında daha fazla işbirliği, daha fazla ortak proje yaratmak için sanatın doğrudan olmasa da çözümler üretilmesine yardımcı olacağına vurgu yapıyor” ifadelerini kullandı. Gazete, Sabancı’nın “Şu anda karşı karşıya olduğumuz üç büyük sorun var: iklim, kadının toplumsal yaşama ve ekonomiye katılımı ve kentleşme” görüşünü okuyucularına aktardı.
Kadının güçlenmesi
Financial Times, Rachel Spence imzasını taşıyan makalede Güler Sabancı’nın sanat koleksiyonerliği ve toplumsal sorumluluk alanlarındaki ortak odağının “kadının güçlendirilmesi” konusu olduğuna dikkat çekti. Gazete, bu konuda “Güler Sabancı, kişisel zevki söz konusu olduğunda, giderek Alev Ebüzziya Siesbye, Selma Gürbüz ve Seyhun Topuz gibi Türk kadın sanatçıları ile çalışmaya yöneldiğini belirtiyor. Bu isimlere olan ilgisi, sosyal sorumluluk konusundaki odağını da kadının güçlendirilmesi konusuna yönelmesi ile içiçe geçmiş durumda. Kız çocuklarının hakları konusunda BM ile de çalışan Sabancı Vakfı, Türkiye’de kadınlar için çalışan yerel girişimleri desteklemek amacıyla sivil toplum kuruluşlarına da hibe ve yardımlarda bulunuyor” görüşlerine yer verdi.
Güler Sabancı’nın “Sakıp Sabancı’nın Portresi”ni Sabancı Müzesi vasıtasıyla bir gün Mardin’de sergilemeyi ümit ettiğine değinen gazete, “Ancak şimdilik eser Royal Arts Akademi’de Burlington House’da adeta evinde gibi” ifadesini kullandı.
İstanbul’da modern sanat
Financial Times makalesinde Güler Sabancı’nın Sabancı Müzesi’yle ilişkisi ve duyguları şu sözlerle aktarıldı: “Emirgan’da yer alan bu gösterişli bina için ‘Dedem köşkü bir Mısır prensesinden satın aldı ve ben orada doğdum’ diyor. Köşke ‘Atlı Köşk’ adını veren bahçedeki iki at heykeli de dahil olmak üzere amcasının koleksiyonları arasında büyüdüğünü hatırlıyor. Sakıp Sabancı’nın vefatının ardından aile müzeye galeriler ekledi ve müzenin bir bölümünü Sakıp Bey’in koleksiyonuna ayırdı. Bu arada, Victoria ve Albert Müzelerinin direktörü Martin Roth’un da üyelerinin arasında yer aldığı uluslararası danışma kurulunun da desteği ile Güler ve Sevil (Sabancı) çağdaş sanat koleksiyonu üzerine yoğunlaşıyorlar ve çağdaş sergiler planlıyorlar. 2005-2006 yıllarında gerçekleşen Picasso sergisini dört ayda 254 bin kişi ziyaret etmiş. Sabancı, müzenin bu başarısından dolayı ‘duygulanmakta ve gurur duymakta’ ve bunu İstanbul’da modern sanatın canlanmasını tetikleyen olay olarak görmekte haklı.”
