Boydakların davası başlıyor, ama salonda olmayacaklar

Boydakların davası başlıyor, ama salonda olmayacaklar

FETÖ/PDY soruşturması kapsamında hazırlanan iddianame çerçevesinde aralarında Boydak Holdingin sahiplerinin de bulunduğu 67 kişinin yargılamasına yarın 2. Ağır Ceza Mahkemesinde başlanacak.

Boydakların davası başlıyor, ama salonda olmayacaklar
16px
24px
31.10.2016 14:13
ABONE OLgoogle

15 Temmuz'daki darbe girişiminin sonrasında Kayseri'de başlatılan FETÖ/PDY soruşturması kapsamında hazırlanan iddianame çerçevesinde aralarında Boydak Holdingin sahiplerinin de bulunduğu 67 kişinin yargılamasına yarın 2. Ağır Ceza Mahkemesinde başlanacak. Davanın tutuklu sanıkları duruşma salonuna getirilmeyecek, Ses Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS), yani ekran aracılığıyla bulundukları cezaevlerinden hakim karşısına çıkacaklar.

Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı, Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Bürosunca hazırlanan ve sanıkların, "FETÖ'nün Kayseri yapılanmasını oluşturmak, örgüte eleman temin etmek, terör örgütünün finansmanı, sahtecilik, dolandırıcılık, güveni kötüye kullanmak ve ÖSYM Kanunu'na muhalefet" ile suçlandığı 771 sayfalık iddianamede, örgütün "FETÖ yemini" ve kullandığı çeşitli kodlara da yer verildi.

Boydaklar’ın yargılanması 1 Kasım’da başlıyor

Sanıkları arasında Boydak Holdingin sahibi ve yöneticileri Hacı Boydak, Memduh Boydak, Bekir Boydak, Şükrü Boydak, Erol Boydak, Mustafa Boydak ve İlyas Boydak'ın da yer aldığı davanın iddianamesinde isnat edilen suçların yanı sıra, örgütün hiyerarşisi de anlatıldı.

Ast-üst ilişkisi askeri hiyarşiden daha sistemli

Savcı iddianamesinde örgütün "bölgeler, iller ve illere bağlı eyaletler" olarak yapılandığını ve bu birimlerin de "imamlar" tarafından yönetildiğini ve para toplamak dahil her şeyden sorumlu oldukları anlatıldı. Ayrıca para akışının da küçük bölgelerin muhasebecisinden büyük bölgesinin muhasebecesine doğru olduğu iddianamede yer aldı. Savcı iddianamede bu yapıyı, "Ast-üst ilişkisi, askeri bir hiyerarşiden daha sistemlidir" diye tanımladı.

Mustafa Boydak'tan flaş istifa

Örgütün yemin metni

İddianamede bir de "örgüt yemini" denilen bir metne yer verildi. Buna göre FETÖ üyelerinin şu yemini ettiği ileri sürüldü:

"Gücüm yettiği kadar Kuran'ı hayatıma gaye edineceğime; kardeşlerime karşı sadakat izinde bulunacağıma; halkın ve talebe arkadaşların izzet ve onurlarını izzetim ve onurum kadar yükseltmeye çalışacağıma; kusurlarımın hatırlatılması karşında memnuniyet ihzar edeceğime; dahilden ve hariçten gelen bilumum taarruz ve tenkitleri, 'nefsime yapılmış' gibi 'ret' edeceğime; bilumum karar listesindeki esaslara riayette bulunacağıma; Hizmet adına uhdeme aldığım vazifeleri veya kararla bana tahmil edilen mükellefiyetleri 'itirazsız' yerine getirmeye çalışacağıma; Kuran'a sadakatten hiçbir surette ayrılmayacağıma; münferit hareket edip bu kararlara muhalif davrandığım an, ihtiyarımla bu kadrodan kendimi ıskat edip, 'herhangi bir talebe gibi' dershanede vazifeme devam edeceğime; 'Vallah-Billah' kasemleriyle yemin ediyor ve bu yeminin 'La Yen Kati' olmasına, 'Cenab-ı Hakkı istişhadd bulunuyorum."

Gülen'in taziye mesajı Mustafa Boydak'ı kızdırdı

Amaç mevcut sistemi yıkmaktı

Fetullah Gülen'in 1970'lerden süregelen faaliyetlerinin de anlatıldığı örgüte ilişkin iddianamede, amacın, TSK, Emniyet, Yargı, MİT ve mülkiye içindeki kadrolarla mevcut sistemi yıkmak olduğu anlatıldı.

'Atatürk öldü, Fethullah Gülen doğdu'

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın tüm Türkiye'de yürüttüğü soruşturma kapsamında alınan ifadelere de değinilen iddianamede, bu kapsamda dosyalara giren şu sözlere yer verildi: "Ev ağabeyleri bize 'Atatürk öldü, Fethullah Gülen doğdu, Allah tarafından Mehdi ya da Mesih şeklinde İslam'ı bu topraklarda ayağa kaldıracak, Peygamber Efendimiz, Selçuklular ve Osmanlılar zamanında olduğu gibi yeniden İslam alemini ayağa kaldıracak kişinin Fethullah Gülen olduğunu ve onun cemaatinin de bizlerin olduğunu anlatıyorlardı."

Boydak'ın ismi değişecek mi? Yeni başkandan flaş açıklamalar

İddianamede gizli yürütülen çeşitli faaliyetler ve onlara ilişkin hangi kodlamaların kulanıldığı da şöyle yer aldı:

Soru ezberletmenin kod adı: 'Fetih okutmak'

"Mülki İdare, Emniyet, TSK ve Yargı gibi stratejik kurumlar için hazırlanacak öğrenciler, daha özel şartlarda seçilip, özel şartlarda hazırlanmaktadır. Bunlar özellikle 'dörder kişilik gruplar' halinde hazırlanmakta ve bunların mümkün olduğunca diğerleriyle teması sınırlanmaktadır. Bunlara 'hücre tipi' yapılanma modeli uygulanmakta; askeri okullara, Polis Akademisi ve Polis Koleji'ne sokulacak öğrenciler, kesinlikle kendi dershanelerine gerçek isimleri ile kayıt edilmemektedir. Bu öğrencilere sınav soruları sınavlardan önceden verilir. Buna örgüt jargonunda 'Fetih okutmak' denir. 'Fetih okutmak', 'Sınavda çıkacak soruların öğrencilere okutulup ezberletilmesi' demektir."

Kampların adı: 'Düğüne çağırmak'

Örgüte eleman temin etme hususunda düzenli ve sistemli olarak çalışıldığı, örgüte kazandırılması amaçlanan kişiyi İkram-İzzet-Ziyafet yöntemlerinin uygulandığı ve özellikle küçük yaşta başarılı öğrencilerin sahilde deniz evinde ya da kırsal alanlarda bulunan yayla evlerinde yaz kampı şeklinde kampa çağrılarak eğitim verdikleri ve şahısların temaslarının kontrol edilip test edildikleri, planlanan bu kampların 'Düğüne çağırmak', kamp yapılacak evlerin ise 'Köşk' şeklinde örgütsel olarak kodlandığı, örgüt mensuplarının faaliyetlerine ilişkin örgüt sorumlularına rapor verdikleri, benzer şekilde örgütsel faaliyet alanları hakkında analiz içeren dokümanlar/raporlar düzenlendiği, Örgütsel faaliyetlerde gizliliğin ön planda,tutulduğu, haberleşme, buluşma, rapor verme, doküman hazırlama, saklama ve arşivlemede özel şifreleme usullerinin kullanıldığı anlaşılmıştır.

Cinsel yaşamlar veri olarak kaydedilmiş

İddianamede bürokrasideki FETÖ'cülerin, örgütün amaçlarına yarayacağı düşünülerek işledikleri bir suç da şöyle anlatıldı: "Yargı mensupları, akademisyenler, TSK personeli, Emniyet Teşkilatı personeli, üst düzey kamu görevlileri, bürokratlar, gazeteciler vb. kişilerin siyasi, felsefi veya dini görüşlerine, ırki kökenlerine, ahlaki eğilimlerine, cinsel yaşamlarına, iletişim bilgilerine (e-mail, telefon), sağlık durumlarına ilişkin özel ve hassas bilgilerin/verilerin, görüntü, ses kayıtlarının gizli ve bazı teknik donanım uzmanlık gerektiren yöntemlerle usulsüz bir şekilde kişisel veri olarak kaydedilip arşivlendirildiği, söz konusu kişisel verilerin örgütün amaçları doğrultusunda şantaj amaçlı veya gerçekleştirilmesi planlanan eylemlerde kullanıldığı ve kullanılmasının hedeflendiği görülmüştür."

İddianamede örgütün kamu çalışanlarını itibarsızlaştırarak istifa etmelerini ya da kendilerine boyun eğmelerini sağladıkları ve bunun için kullandıkları yöntemler de analtıldı.

Hacı Boydak suçlamaları reddetti

Şüphelilerden Hacı Boydak, ifadesinde kendisine yöneltilen suçlamaları kabul etmediğini belirterek, şunları kaydetti:

"15 Temmuz 2016 günü evdeydim. Yanımda da ailem ve kardeşlerim vardı. O gün iyi huylu mide kanseri teşhisi konmuştu. Ailem de bu amaçla benim yanımdaydı. Darbeye kalkışma olayını yatsı namazından hemen sonra camiden çıkınca öğrendik. Mustafa ve Bekir Boydak ile ben eve geçtik. Daha sonra Mustafa Boydak kendi evine geçti. Sanayi Odası ve Boydak Holding çalışanları ile irtibata geçti. Darbeye karşı olduğumuzu tüm kamuoyuna duyurduk. Çalışanlarımızı da Cumhuriyet Meydanına gönderdik. Devletimizin yanında olduk."

İfadesinde FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimini sosyal medyadan öğrendiğini öne süren Mustafa Boydak ise şöyle konuştu:

"Sosyal paylaşım sitesi üzerinden darbeyi kınayıcı ve devletimizin yanında olduğumuzu, başkomutanımızın emrinde olduğumuza dair tweet ve retweetlerde bulundum. Sanayi Odası Meclis Başkanı ve Başkan Vekili Mehmet Büyüksimitçi'yi aradım, üyelere mesaj çektirdim. Meydanda toplanan kalabalığa lojistik destek sağladım. Ertesi gün tüm çalışanları Cumhuriyet Meydanına göndererek ve bizatihi ben de giderek devletimizin yanında olduğumuzu açıkça ortaya koyduk. Başbakanımızın talimatı doğrultusunda bu olaylarda şehit olan aile yakınlarına ulaştırılmak üzere, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı denetiminde kurulan hesaba 2 milyon 500 bin lira Boydak Holding olarak yardımda bulunduk."

FETÖ ile ilgisinin olmadığını öne süren Boydak, çocuklarının TED Koleji'nde okuduklarını bildirdi.

Bahse konu bağışları finans sağlamak amacıyla yapmadıklarını savunan Boydak, "Ayrıca bizim bir dahlimiz olmamasına rağmen Belçika'daki bir olimpiyatlara bizim sponsor olduğumuza dair paylaşımların bulunması bu örgüt tarafından bilerek bu olaylara bizi çekmek amacıyla yapılan bir hamledir. Kesinlikle bir sponsorluğumuz söz konusu değildir. Avukatlarımız aracılığıyla başta terörist başı Fetullah Gülen olmak üzere, ilgililer hakkında şikayetçi olduk." dedi.

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde