Bakan dairelerini kurtarmış
Ekonomi Bakanı Zeybekci, kamuoyuna duyurulması geciken karar öncesinde daireleri elinden çıkararak büyük zarardan kurtulmuş oldu
28.08.2014 08:46
ABONE OL
Ekonomi Bakanı Zeybekci, 16:9’da Danıştay’ın “tıraşlayın” dediği katta bulanan iki daireyi aniden sattı. Zeybekci, kamuoyuna duyurulması geciken karar öncesinde daireleri elinden çıkararak büyük zarardan kurtulmuş oldu
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, İstanbul’un tarihî siluetini bozduğu gerekçesiyle tıraşlanmasına karar verilen Zeytinburnu’ndaki gökdelenlerde bulunan dairelerini iki ay önce sattığını açıkladı. Satışın, kamuoyuna duyurulması geciken Danıştay’ın yıkım kararının öncesinde gerçekleşmesi Zeybekci büyük zarardan kurtuldu.
Bakan Zeybekci, 16:9 projesinin tıraşlanacak bölümünden aldığı iki daireyi Danıştay’ın kararı öncesinde satmasına ilişkin olarak şunları söyledi: “İki daire aldığımda vekil bile değildim. Şirketin bulduğu alıcıya sattım. Dolar bazında zarar ettim.”
Hürriyet’in haberine göre; Zeybekci, Recep Tayyip Erdoğan’ın sözleriyle siluet tartışmasının başlamasının ardından dairelerine bir daha gitmediğini, birkaç ay önce de şirketin bulduğu alıcıya sattığını açıkladı. Zeybekci’nin daireleri Danıştay’ın “tıraşlayın” dediği bölümü içeren A Blok 32. katta yer alıyordu.
ERDOĞAN TEPKİ GÖSTERMİŞTİ
Erdoğan 18 Nisan 2013’te, İstanbul’da milletvekilleriyle buluşmasında, dikey yapılaşma konusundaki görüşlerini dile getirmiş ve Zeytinburnu’ndaki 16:9 kulelerine ilişkin, “O binaların sahibini (Mesut Toprak) tanıyordum. Kendisiyle konuştum, ‘tıraşlayın’ dedim. Yapacaklarını bekliyordum ama baktım ki hiçbir şey yapmadılar. O nedenle çok kırıldım. Şimdi o insanla konuşmuyorum” demişti. Bunun ardından İstanbul 4. İdare Mahkemesi, kulelerin, “tarihi silueti bozan kısmının” yıkılmasına karar verdi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Zeytinburnu Belediyesi, kararı Danıştay’a götürdü. Danıştay, 28 Mayıs’ta, yıkım kararını onadı. Ancak bu onama kararı, davacı avukat Cihad Gökdemir’in, 20 Ağustos’ta yaptığı açıklamayla kamuoyuna duyuruldu.
Kamuoyu bu kararı tartışırken Zeybekci’nin de bu kulelerde iki dairesi olduğu basına yansıdı. Zeybekci’nin kulelerde bulunan iki daireyi birleştirerek, hem ofis hem de konut olarak kullandığı öğrenildi. Bakanlık yetkilileri, “1993’den beri ticaret yapan bir şirketi var. Üretilen tekstil ürünleri hep başta Avrupa olmak üzere ihraç ediliyor. İstanbul bir finans merkezi olduğu için burada ofis ve konut olarak kullanmak üzere iki daire satın aldı. Ailesi çoluğu çocuğu İstanbul’a geldiğinde otelde kalmak yerine orada kalmayı tercih ediyordu” bilgisini verdiler.
“Çorbaya sinek düştü”
Konunun gündeme getirilmesiyle ilgili zamanlamaya dikkat çeken Zeybekci ise Hürriyet’in soruları üzerine, iki daireyi 31 Mart 2011’de aldığını, o zaman milletvekili bile olmadığını belirterek, şunları söyledi: “İki parçaydı, birleştirdik, toplam 134 metrekarelik daire oldu. 1.6 milyon liraya almıştım. Tamamı şahsi hesabımdan banka havaleleriyle eşit taksitlerle 1.5 yılda ödedim. Siluet tartışmaları başladıktan ve sayın Başbakanımız konuyu gündeme getirdikten sonra bıraktım. Bir daha da gitmedim. Bizim için bitti. İki üç ay önce de sattım ve bitti. Dolar kuru hesaba katılırsa zarar ederek sattım. Şirkete değil, buldukları bir alıcıya sattım. Mülkü almadan önce her türlü soruşturmayı yaptım. İnşaat ve iskan ruhsatlarına baktım. İmar kararlarını inceledim. Hiçbir hukuki sorunu yoktu. Bakan olduktan sonra da sorumluluk makamında biri olarak, hukuki hiçbir sorunu olmadığı halde elden çıkardım. Hukuki hiçbir sorun yoktu ama çorbaya sinek düşmesi gibi bir durum vardı.”
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, İstanbul’un tarihî siluetini bozduğu gerekçesiyle tıraşlanmasına karar verilen Zeytinburnu’ndaki gökdelenlerde bulunan dairelerini iki ay önce sattığını açıkladı. Satışın, kamuoyuna duyurulması geciken Danıştay’ın yıkım kararının öncesinde gerçekleşmesi Zeybekci büyük zarardan kurtuldu.
Bakan Zeybekci, 16:9 projesinin tıraşlanacak bölümünden aldığı iki daireyi Danıştay’ın kararı öncesinde satmasına ilişkin olarak şunları söyledi: “İki daire aldığımda vekil bile değildim. Şirketin bulduğu alıcıya sattım. Dolar bazında zarar ettim.”
Hürriyet’in haberine göre; Zeybekci, Recep Tayyip Erdoğan’ın sözleriyle siluet tartışmasının başlamasının ardından dairelerine bir daha gitmediğini, birkaç ay önce de şirketin bulduğu alıcıya sattığını açıkladı. Zeybekci’nin daireleri Danıştay’ın “tıraşlayın” dediği bölümü içeren A Blok 32. katta yer alıyordu.
ERDOĞAN TEPKİ GÖSTERMİŞTİ
Erdoğan 18 Nisan 2013’te, İstanbul’da milletvekilleriyle buluşmasında, dikey yapılaşma konusundaki görüşlerini dile getirmiş ve Zeytinburnu’ndaki 16:9 kulelerine ilişkin, “O binaların sahibini (Mesut Toprak) tanıyordum. Kendisiyle konuştum, ‘tıraşlayın’ dedim. Yapacaklarını bekliyordum ama baktım ki hiçbir şey yapmadılar. O nedenle çok kırıldım. Şimdi o insanla konuşmuyorum” demişti. Bunun ardından İstanbul 4. İdare Mahkemesi, kulelerin, “tarihi silueti bozan kısmının” yıkılmasına karar verdi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Zeytinburnu Belediyesi, kararı Danıştay’a götürdü. Danıştay, 28 Mayıs’ta, yıkım kararını onadı. Ancak bu onama kararı, davacı avukat Cihad Gökdemir’in, 20 Ağustos’ta yaptığı açıklamayla kamuoyuna duyuruldu.
Kamuoyu bu kararı tartışırken Zeybekci’nin de bu kulelerde iki dairesi olduğu basına yansıdı. Zeybekci’nin kulelerde bulunan iki daireyi birleştirerek, hem ofis hem de konut olarak kullandığı öğrenildi. Bakanlık yetkilileri, “1993’den beri ticaret yapan bir şirketi var. Üretilen tekstil ürünleri hep başta Avrupa olmak üzere ihraç ediliyor. İstanbul bir finans merkezi olduğu için burada ofis ve konut olarak kullanmak üzere iki daire satın aldı. Ailesi çoluğu çocuğu İstanbul’a geldiğinde otelde kalmak yerine orada kalmayı tercih ediyordu” bilgisini verdiler.
“Çorbaya sinek düştü”
Konunun gündeme getirilmesiyle ilgili zamanlamaya dikkat çeken Zeybekci ise Hürriyet’in soruları üzerine, iki daireyi 31 Mart 2011’de aldığını, o zaman milletvekili bile olmadığını belirterek, şunları söyledi: “İki parçaydı, birleştirdik, toplam 134 metrekarelik daire oldu. 1.6 milyon liraya almıştım. Tamamı şahsi hesabımdan banka havaleleriyle eşit taksitlerle 1.5 yılda ödedim. Siluet tartışmaları başladıktan ve sayın Başbakanımız konuyu gündeme getirdikten sonra bıraktım. Bir daha da gitmedim. Bizim için bitti. İki üç ay önce de sattım ve bitti. Dolar kuru hesaba katılırsa zarar ederek sattım. Şirkete değil, buldukları bir alıcıya sattım. Mülkü almadan önce her türlü soruşturmayı yaptım. İnşaat ve iskan ruhsatlarına baktım. İmar kararlarını inceledim. Hiçbir hukuki sorunu yoktu. Bakan olduktan sonra da sorumluluk makamında biri olarak, hukuki hiçbir sorunu olmadığı halde elden çıkardım. Hukuki hiçbir sorun yoktu ama çorbaya sinek düşmesi gibi bir durum vardı.”
