Ak Parti'nin bitmeyen TÜSİAD sancısı

Ak Parti'nin bitmeyen TÜSİAD sancısı

TÜSİAD ile iktidarların yıldızı hiç barışmadı. AKP döneminde bu eğilim ayyuka çıktı.

Ak Parti'nin bitmeyen TÜSİAD sancısı
16px
24px
04.01.2015 08:55
ABONE OLgoogle
Muhalefet boşluğunu doldurduğu, siyasetçiye sorumluluklarını hatırlattığı ve ekonomi dışında kalan dış politika, hukuk, demokrasi, eğitim, AB gibi konularda sesini yükselttiği için TÜSİAD ile iktidarların yıldızı hiç barışmadı. AKP döneminde bu eğilim ayyuka çıktı. 12 yıllık iktidar döneminde TÜSİAD’ın yaptığı muhalefet, hatta hükümetin politikalarında TÜSİAD’ın eleştirileri, CHP/MHP muhalefetinden daha çok ses getirdi.

Başkan Haluk Dinçer’in Cansu Çamlıbel’e verdiği röportajı bu bağlamda okumak gerek. Dinçer’in “Cumhurbaşkanı devletin başıdır. TÜSİAD’ın muhatabı cumhurbaşkanı değil başbakandır” sözlerine Erdoğan’ın one minutevari çıkışı gecikmedi, “Madem muhatap değiliz bundan sonra davetlerine katılmayız” dedi. Ardından, Başbakan da, sanki “ben de muhatap değilim” dercesine 22 Ocak’taki TÜSİAD Genel Kurulu’na katılmayacağını söyledi.

Erdoğan’ın protestosunun ardında, Dinçer’in röportajda sarf ettiği şu sözlerin etkisi yok değil: “Ortaya çıkmış bir paralel devlet görmüyorum. Somut bir şey yok.”

Bu kısım ilginç zira, eylüldeki TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi toplantısında, Erdoğan iş dünyası temsilcilerine hitaben azarlama tonunda bir konuşma yapmış, “paralelle mücadelede” iş dünyasından destek görmediği serzenişinde bulunmuştu.

Erdoğan ile TÜSİAD arasında ilk kırılma Ömer Sabancı döneminde yaşandı. 2005’te kadın hakları için gösteri yapan kadınlara karşı polisin orantısız güç kullanımına tepki gösterince, Erdoğan, “Amcasını vuran katiller orada dururken, kendisi onların istediği gibi demeç veriyor” demişti.

Ardından, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkın’ın tutuklanmasıyla ilgili o dönem Yüksek İstişare Konseyi Başkanı olan Mustafa Koç’un, “Aşkın’a reva görülen muamele tasvip edilemez” demesi üzerine, Erdoğan, Koç’un anayasal suç işlediğini söyleyip savcıları göreve çağırınca, Koç hakkında soruşturma başlatılmıştı.

Yine, 2010 Anayasa Referandumu’nda TÜSİAD’ın çekimser kalarak, “evet” dememesi Erdoğan’ı kızdırmış, meşhur “bitaraf olan bertaraf olur” sözünü bu tavır için sarf etmişti. Boyner, “Uludere’de ne olduğunu bilmek hakkımız” dediğinde de, Erdoğan, “Ümit Hanım kendi işine baksın” demişti.

En sert kırılmalardan biri, eğitimde 4+4+4 sisteminin kız çocuklarının okullaşma oranını düşüreceği gerekçesiyle TÜSİAD’ın itirazıyla yaşanmış, 8 Mart Kadınlar Günü için yapılacak panel, Erdoğan ile Boyner yan yana gelmesin diye iptal edilmişti.
Muharrem Yılmaz döneminde de Gezi direnişi, 17-25 Aralık operasyonu ve internet yasakları arka arkaya gelince, Yılmaz, bu ortamda ülkeye yabancı sermaye gelmez uyarısında bulunmuş, Erdoğan da, Yılmaz’ı vatan hainliğiyle suçlamıştı.

TÜSİAD’ın eksikleri yok değil. 1997’de rahmetli Bülent Tanör’e hazırlatılan Demokratikleşme Perspektifleri Raporu, o dönem çok tartışıldı. Ama kimi TÜSİAD üyesini rahatsız edince hâlâ konuşulan anadilde eğitim, Kürt sorununun çözümü, insan hakları gibi konuların detaylı incelendiği çalışma, TÜSİAD’ın faaliyet raporundan çıkarıldı. 17 yıl sonra TÜSİAD o raporu Zafer Üskül’e güncelleştirerek hatırladı, şimdi çözüm sürecinin en önemli destekçisi.

20 civarında akademisyene hazırlatılan Anayasa Raporu da, epey tartışma yaratırken, Abdullah Öcalan’ın TÜSİAD’ın çalışmasını desteklediğini duyurması üzerine TÜSİAD, “Anayasanın değiştirilemez maddelerinin değiştirilmesi yönünde, ne bugün, ne de geçmişte bir önerimiz olmadı. Belge TÜSİAD görüş raporu değildir; akademisyenlerin tespitlerini içeriyor” diyerek çark etmişti.
 
TÜSİAD’ın siyasi partilerinden daha fazla kızgınlık yaratmasının temelinde, ekonomiden çok farklı alanlarda muhalefet ediyor olması yatıyor. Nitekim, Erdoğan’ın ve bazı AKP’lilerin TÜSİAD’a “parti kur” demesinin altında bu var. Ancak, unutulan şey şu: her ne kadar bir çıkar grubu da olsa, demokrasilerde muhalefeti sadece siyasi partiler yapmaz, güçlü, etkili ve sesi çıkan sivil toplum demokrasinin olmazsa olmazıdır. AKP’nin kitabında ise böyle bir başlık yok.

Pelin Cengiz/Taraf
E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde