680 şirketi listeleyip Almanya'ya ''terör'' diye kim gönderdi?

680 şirketi listeleyip Almanya'ya ''terör'' diye kim gönderdi?

Meseleden pis kokular geliyor. Ve herkesin aklında olsa da bu soruyu kimse sormaya cesaret edemiyor: Bunu kim yapıyor?

680 şirketi listeleyip Almanya'ya ''terör'' diye kim gönderdi?
16px
24px
28.07.2017 13:07
ABONE OLgoogle

15 Temmuz darbe girişimine yeteri kadar tepki göstermedikleri iddiasıyla batı ile ilişkiler gerilmeye başladı.

Büyükada’da insan hakları aktivistleri gözaltına alınıp tutuklanması ise batıyla gerginliği zirveye taşıdı.

Büyükada Operasyonu’nun gerekçesiyle ilgili detaylar henüz ortaya çıkmış değil. Ancak hükümete yakın yayın çizgisi izleyen gazetelerde toplantıda Türkiye’nin bölünmesi de dahil olmak üzere bir dizi “operasyon” planı yapıldığı iddia ediliyor.

Tutuklamalara Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkeler tepki gösterirken en büyük tepki ise Almanya’dan geldi. Almanya tutuklanan vatandaşı Peter Steudtner’in derhal serbest bırakılmasını talep etti.

Almanya İçişleri: Türkiye ‘teröre destek veren' Alman şirketler listesini resmen geri çekti

LİSTE HABERİ YAYIMLANDI BAKAN TEPKİ GÖSTERDİ

Bu gelişmeler yaşanırken 19 Temmuz tarihinde Almanya’nın prestijli gazetelerinden olan die Zeit çok konuşulacak bir iddiada bulundu. Zeit gazetesi, Türkiye’nin Almanya’ya 68 şirket ve bir dizi şahıstan oluşan bir “kara liste” gönderdiğini belirtti. Listede Daimler ve BASF AG gibi önemli şirketlerin yanı sıra, Almanya’nın Kuzey Ren- Vestfalya eyaletinde yer alan bir döner dükkanının dahi bulunduğunu vurguladı. Reuters, 21 Temmuz’da güvenlik kaynaklarına dayandırarak yayımladığı haberde listede yer alan şirket sayısını 680 olarak açıkladı.

Yine 19 Temmuz tarihinde Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel’in Büyükada gelişmesi sebebiyle tatilini yarıda kestiği öğrenildi. 20 Temmuz’da Gabriel konuyla ilgili bir basın toplantısı düzenledi. “Türkiye’ye şimdiye kadar çok fazla anlayış gösterdik” diyen Gabriel, artık ilişkilerin mevcut haliyle sürmesinin mümkün olmadığını söyledi. Konuyla ilgili ekonomik yaptırımlar da dahil olmak üzere bir dizi yaptırımın uygulanacağını belirtti. Gabriel ayrıca tutuklamaların daha önceden planlandığını iddia etti.

Almanya ile gerilim ekonomiyi vurdu..

ALMAN BASININA YANIT

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 21 Temmuz’da Çırağan Sarayı’nda İkitelli İstanbul Şehir Hastanesi açılış töreninde konuştu. Erdoğan, Almanya krizi ile ilgili “Alman ekonomi bakanının ülkemizdeki yatırım şirketlerini ürkütmeyi amaçlayan beyanlarını şiddetle kınıyorum. Terörle, teröre bulaşanlarla siyaseti lütfen birbirine karıştırmayın. Ben, MİT'i, İçişleri Bakanım aradım sordum, Alman şirketleri ile ilgili soruşturma var mı? Hiçbir Alman şirketi ile ilgili bir soruşturma, araştırma yoktur, hepsi yalandır” ifadelerini kullandı.

Aynı gün Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi de yayımlanan haberlere “böyle bir şey asla ve asla yoktur. Bilerek ve kasten yapılmış bir haberdir” sözleriyle cevap verdi. Zeybekçi konuyla ilgili olarak şu ifadeleri kullandı:

“Amacının ne olduğu belli bir haber çıktı. Türkiye'deki bazı Alman şirketlerinin terör örgütlerine yardımdan Türk makamları tarafından soruşturma, inceleme altına alındığına ilişkin. Bu, baştan sona kadar külliyen yalandır, kasıtlıdır. Bu kadar güçlü olan Türk-Alman ilişkilerinin bozulmasını istiyorlar. Türkiye, Almanya için Almanya Türkiye için son derece önemli”

Erdoğan ve Zeybekçi’nin açıklamalarında bir detay dikkat çekti: Hem Cumhurbaşkanı, hem de Ekonomi Bakanı “Türkiye’de faaliyet gösteren şirketlere dönük bir soruşturmanın söz konusu olmadığı”nı net bir şekilde ifade etti. Ancak verdikleri cevap Almanya’ya, Almanya’da terörü finanse ettiklerini tespit ettiklerini ileri sürdükleri şirketlerle ilgili bir liste verilip verilmediği sorusunu cevaplamıyordu.

“BİR YANLIŞ ANLAMA OLDU”

Alman Spiegel dergisi 24 Temmuz tarihinde kara liste kriziyle ilgili yeni bir haber yayımladı. Derginin internet sitesinde Körg Diegel ve Matthias Gebhauer imzasıyla yayımlanan haberde, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Alman İçişleri Bakanı Thomas de Maizere ile görüştüğünü bildirdi. Soylu’nun Alman mevkidaşına konuyla ilgili olarak “bir yanlış anlama oldu” ifadesini kullandığını iddia etti.

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ da aynı gün liste kriziyle ilgili konuştu. Bozdağ sorunun “iletişim hatası”ndan kaynaklandığını ileri sürdü. Konuyla ilgili geri adım atıldığını anlatan Bozdağ durumu şu sözlerle açıkladı:

“İşin aslı şudur FETÖ’yle iltisak ve irtibatı nedeniyle 140 Türk şirketiyle ilgili yürütülen soruşturma nedeniyle bu şirketlerin ithalat ve ihracat yaptığı ülkelerden Interpol vasıtasıyla bilgi talebinde bulunulmuştur. Burada yaşanan problemler de bu mekanizmadan kaynaklanmıştır. İçişleri bakanımız ile Alman içişleri bakanı görüşmesinde bu iletişim hatası tespit edilmiş ve bu hata nedeniyle Almanya’dan istenilen bilgi talebinden sarfınazar edilmiştir.”

ALMANYA TÜRKİYE İLİŞKİLERİ BU KADAR GERİLMEMİŞTİ

Türkiye ile Almanya arasındaki ticaret hacmi Mayıs 2016 verilerine göre 16.8 milyar euro. Türkiye Almanya’nın en fazla ithalat yaptığı ülkeler sıralamasında 14, en çok ihracat yaptığı ülkeler sıralamasında da 17. sırada yer alıyor. İki ülke arasındaki siyasi ilişkiler tarihleri boyunca hiçbir zaman bu kadar gerilmemişti. Ancak mevcut rakamlar sebebiyle her iki ülkenin de şimdiye kadar ekonomik ilişkiler konusunda hassas davrandığı görünüyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptığı konuşmalarda Almanya’ya sert sözlerle yüklenmeye devam ederken ekonomik ilişkiler konusunda herhangi bir olumsuz gelişme yaşanmayacağını vurguladı.

Başbakan Binali Yıldırım ise Türkiye’de yatırımları olan Alman şirketlerinin yöneticileriyle bir araya geldi. Yıldırım bu toplantıda şirket yöneticilerine “Çok açık söylüyorum, biz sizi Alman şirketi olarak görmüyoruz. Biz sizi bu ülkenin şirketi olarak görüyoruz” dedi.

SORUMLUSU KİM

İşte herkesin merak ettiği soru şu: Bu provokasyonu kim yaptı?

Tam Türkiye, Batı'ya FETÖ'yü anlatırken kim devreye girip 680 Alman şirketini sıralayıp terörizmle irtibatlayan yazıyı Almanya'ya gönderdi.

Üstelik bunu öyle bir şekilde yaptı ki ne Cumhurbaşkanı'nın ne de Ekonomi Bakanı'nın haberi bile olmadı.

Bu koşullar altında, son derece hassas bir denge olan uluslararası ilişkiler alanında, bu boyutta bir “iletişim hatası” yaşanmasını nasıl anlamlandırmak gerekiyor?

Daha da önemli Türkiye hala dünyaya 15 Temmuz’u ve FETÖ’yü anlatmaya çalışırken bu hatalar nasıl yapılabiliyor?

Üstelik devlet bu hatayı onarmak için adım üstüne adım atarak asıl meseleden sapıyor.

Kısacası meseleden pis kokular geliyor.

Ve herkesin aklında olsa da bu soruyu kimse sormaya cesaret edemiyor:

Bunu kim yapıyor?

OdaTv

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde