''Şehit madencilerin hesabını kim verecek?''

''Şehit madencilerin hesabını kim verecek?''

Ermenek’teki maden ocağında hayatını kaybeden işçilerden 8’i son yolculuğuna uğurlandı. Cenaze namazının ardından bir madenci yakını Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'e seslenerek 'Şehitlerimize bak, yürek dayanmıyor hocam. O işverenler utansınlar' dedi.

''Şehit madencilerin hesabını kim verecek?''
16px
24px
19.11.2014 15:45
ABONE OLgoogle
Ermenek’teki maden ocağından hayatını kaybeden işlerden 8’i son yolculuğuna uğurlandı. Maden ocağında 17 ve 18 Kasım tarihlerinde cansız bedenlerine ulaşılan işçiler Hüsnü Çolak, Hüseyin Çolak, Tezcan Gökçe, Uğur İlhan, İsmail Gürses, Bahri Üzer, Mehmet Tokat ve Osman Çoksöyler, cenaze araçlarıyla Ermenek Devlet Hastanesinden alınarak Nezehat Ahmet Keleşoğlu Camisi'ne getirildi. 

Türk bayrağına sarılı tabutlar, burada törenin düzenleneceği alana konuldu. Bu sırada işçi yakınları, tabutlara sarılarak gözyaşı döktü. Bazı işçi yakınları ise "Onlar ölmedi, şehit oldu" diyerek ağıtlar yaktı.  
Gözyaşlarına boğulan işçi yakınlarını, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı uzmanları teskin etmeye çalıştı. Helallik alınmasının ardından 8 işçi için cami önünde toplu cenaze namazı kılındı. Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, 8 işçi için ayrı ayrı cenaze namazı kıldırdı. 

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Ermenek'teki maden ocağında cansız bedenlerine ulaşılan 8 işçi için düzenlenen cenaze töreninde, "Bütün işverenlerimize buradan haykırıyorum; işçilerimizin alın teri kurumadan hakkını vermek ne kadar mukaddesse, ne kadar değerliyse, onların iş güvenliklerini sağlamak, onların güvenli ortamlarda çalışmalarını sağlamak da o kadar önemli büyük bir hak, o kadar büyük bir adalet ve o kadar mukaddes bir vazifedir" dedi. 

"İş adamlarımıza ve işverenlerimize buradan sesleniyorum"

Görmez, Nezehat Ahmet Keleşoğlu Camii önündeki alanda 8 işçi için tek tek cenaze namazı kıldırdıktan sonra yaptığı konuşmada, elim bir kazada hayatını kaybeden işçileri ebediyete uğurlamak için bir araya geldiklerini söyledi. 

İşçilere Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabır dileyen Görmez, işçilerin yeryüzünün metrelerce altına çocuklarına helal rızık temin etmek için indiklerini belirterek, onların İslam'a göre hükmen şehit olduklarını belirtti. 

Soma'da ve burada yeryüzünün metrelerce altında can veren işçilerin aynı zamanda büyük bir mesaj verdiklerinin altını çizen Görmez, şunları kaydetti: 

"Dediler ki 'Helal lokma, helal kazanç, emek değerlidir, mukaddestir' Onun için ben hem dini mübini İslam'ın, hem emeğin ve alın terinin vicdanı adına bütün işverenlerimize buradan haykırıyorum; işçilerimizin alın teri kurumadan hakkını vermek ne kadar mukaddesse, ne kadar değerliyse, onların iş güvenliklerini sağlamak, onların güvenli ortamlarda çalışmalarını sağlamak da o kadar önemli büyük bir hak, o kadar büyük bir adalet ve o kadar mukaddes bir vazifedir. İş adamlarımıza ve işverenlerimize buradan sesleniyorum; işçinin alın teri kurumadan hakkını verememek ne kadar büyük bir vebal, ne kadar büyük bir günahsa, onların emeklerini çalmak ne kadar büyük bir günahsa onların iş güvenliğini sağlamadan, maliyetleri indirmek adına onların hayatını tehlikeye atmak da o kadar büyük bir suç, o kadar büyük bir vebal, o kadar büyük bir günahtır." 

Görmez, dünyada bu suçun hukuk önünde hesabı olduğunu, asıl büyük hesabın ise ahirette olacağını anlattı. 

Bir daha böyle bir acının yaşanmamasını dileyen Görmez, işçiler için helallik istedi. 

"Şehitlerin hesabını kim verecek?"

Görmez'in konuşmasının ardından cenazeler, defnedilecekleri köy ve beldelere götürülmek üzere ambulanslara konuldu. Bu sırada bazı işçi yakınları, "şehitlerin hesabını kim verecek?" diye bağırdı. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan da acılı işçi yakınlarına sarılarak onları teselli etmeye çalıştı. Bazı işçi yakınlarının da "Benim cenazem nerede?" diyerek ambulanslara koştuğu görüldü.



18 MADENCİNİN AİLESİ KATILDI

Sadece 8 maden işçisinin değil 18 maden işçisinin aileleri de cenazeye katıldılar. 'Onlar da bizim akrabalarımız kardeşlerimiz' dediler.

Osman Çoksöyler'in eşi, Biri dört aylık biri beş yaşında iki çocuğu var. Çocuklarına "babanız arkadaşlarını kurtarmaya gitti" demişti.

Hüseyin Çolak'ın eşi, priminin dolmasını bekliyordu. Ama olmadı.

Ayşe teyze, Tezcan Gökçe'nin annesi "oğlum yüzme bilmezdi" sözleriyle Türkiye'yi ağlatmıştı.

Mehmet Tokal'in eşi, hem eşinden hem kardeşi Uğur'dan haber bekliyordu. İkisinden de acı haber geldi.

YAN YANA TOPRAĞA VERİLDİLER

Ermenek kent meydanında Keleşoğlu Cami önünde düzenlenen törenin ardından Aşağı Çağlar Köyü’nden olan Hüsnü Çolak, Osman Çoksöyler ve Bahri Üzer’in cenazeleri ambulans ve cenaze araçlarıyla köye getirildi. Üç işçinin cenazelerinin köye getirilmesiyle işçi yakınları gözyaşlarına boğuldu.

Üç işçinin cenazesi yeniden kılınan cenaze namazının ardından 6 Kasım Perşembe günü ocaktan cansız bedenleri çıkartılan Kerim Haznedar ve İsa Gözbaşı’nın mezarlarının yanına yan yana defnedildi. Facianın meydana geldiği ocaktaki işçilerden aralarında halen kurtarılması için çalışılan Ali Haznedar ile birlikte 6 kişinin Aşağı Çağlar Köylü olması nedeniyle işçilerin defnedildiği mezarlığın Madenci Şehitliği olarak düzenleneceği belirtildi.

MADENCİ EŞİ: TÜRK BAYRAĞIYLA MI YETİNECEĞİM

Toprağa verilen işçilerden 2 çocuk babası 29 yaşındaki Osman Çoksöyler’in eşi 28 yaşındaki Şadiye Çoksöyler, maden sahiplerine tepki gösterdi.

”Kocamı yediniz. Bunun hesabını soracağım" diyen Şadiye Çoksöyler, eşinin tabutunun sarıldığı y- yıldızlı bayrağı öperek alırken yanındakilere, ”Ben bu bayrakla mı yetineceğim?" diyerek ağladı.

Cenazelerin konulduğu ambulanslar, törenin ardından defnedileceği köy ve beldelere doğru hareket etti.
E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde