İş Bankası'ndan patronlara çağrı

İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, milli sermaye birikiminin, Türkiye'de her zaman baş hedef olması gerektiğini belirterek, 'Bunun için tasarruflarımızı, hele hele kayıtlı tasarruflarımızı artırmalıyız' dedi.

Ersin Özince, özellikle sermaye sıkıntısı veya sermaye yetersizliği olan gruplara, güçlerini bir alana yoğunlaştırmalarını tavsiye etti. Özince, bankanın 81. kuruluş yıldönümü nedeniyle yaptığı açıklamada, Türkiye gibi nüfusu büyük ve genç, bölgesinde ticaret ağları daha da gelişecek olan bir ülkenin, serbest piyasa ekonomisi konusunda emsal ülkelerden daha cazip olması ve daha cazip politikalar izlemesi gerektiğini söyledi.

Tanıdığı uluslararası bir finanscının yabancı sermaye konusunda 'Bu bir güzellik yarışması gibidir. Herkes güzel olabilir, ama dereceyi en güzel olanlar alacaktır' şeklinde bir benzetme yaptığını anımsatan Özince, Türkiye'nin yatırımcı sermayesine olan ilgisini, dünyanın en cazip ülkelerinden örneklerle tespit etmesi gerektiğini vurguladı.

Özince, milli sermayenin desteklenmesi gerektiğini vurgulamasının gayet doğal olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

'Ülkelerin bugün en önde yarışan hususları kendi sermayelerinin gücüdür. Türkiye'nin fakir bir ülke olduğuna inanmıyorum. Sadece bazı istikrarsızlıkları uzun dönem yenemediğimiz için sorunlarımız artmıştır. Bu sorunlu dönemde sermaye birikimi de çok büyük yara
almıştır.

Milli sermaye birikimi, Türkiye'de her zaman baş hedefimiz olmalıdır. Bunun için tasarruflarımızı, hele hele kayıtlı tasarruflarımızı artırmalıyız. Sadece bankacılık değil, sermaye piyasamızın da gelişmesi lazımdır. Bütün bunları sağlayabilmek için de ülkemizde istikrarın devam etmesi gerekiyor.'
Türkler'in yarattıkları tasarrufları daha çok sermayeye dönüştürmeleri gerektiğine işaret eden Özince, sermaye piyasası gelişmiş ülkelerin, dünya ekonomisi ve siyasetinde daha çok söz sahibi olduğunu, bundan sonra da öyle olacağını vurguladı. Özince, 'Biz eğer işçi hüviyetimizle gelişmek istiyorsak, işçilik yapacak milyonlarca insanımız var. Bunu da yapmalıyız. Herkes patron olmaz, ama kolektif sermaye modeli bence en güzeli, en tercih edilecek
modellerden biri. Türkiye'de özellikle halk ortaklıklarıyla da, diğer yöntemlerle de sermaye piyasası gelişirse halkımızın refah seviyesi de, Türkiye'nin gücü de artar' diye konuştu.

'BİRLEŞMELER DE, İŞE ODAKLANMAK İÇİN AYRIŞMALAR DA GEREKİR'

Ersin Özince, bugün bankacılık sektöründe yaşanan konsolidasyonun, reel sektörde de yaşanacağı kanaatinde olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

'Tabii birleşmeler de gerekir, işe odaklanmak için ayrışmalar da gerekir. Bugün birçok teşebbüsümüzün, teşebbüs sahiplerinin güçlerini çeşitli iş alanlarında bölmeleri nedeniyle göreceli olarak daha zayıf olduğunu görüyoruz. Ben özellikle sermaye sıkıntısı veya sermaye
yetersizliği olan grupların, güçlerini bir alana yoğunlaştırmalarını tavsiye ederim.'

Geçmiş dönemlerde Türkiye'de başta vergi olmak üzere uygulanan politikaların kayıtlı iş yapmayı arzulanmaz duruma getirdiğini savunan Özince, 'Bunlar artık geçiyor, azalıyor. O nedenle imkan nispetinde işlerimizi sermayelendirmeliyiz. Yani zayıf sermayeli kuruluşlarla bir
yere varmak mümkün değil. Bir zamanlar eski cumhurbaşkanlarımızdan sayın Turgut Özal'ın söylediği gibi belki yatımızı, katımızı satıp işimize koymanın Türkiye'de tam zamanı' diye konuştu.

Türk bankacılık sisteminde bir sermaye sorunu olduğunu kesinlikle düşünmediğini ifade eden Özince,